"Yeniden bir araya gelen ekip üyeleri, bu sefer daha güçlülerdir. Savaş yakındır, ellerini çabuk tutmaları ve hazırlıkları bitirmeleri gerekmektedir."
(DİKKAT! Serinin ilk kitabından başlanması, senaryonun anlaşılması için önerilir.)
🂫
Karakterler:...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Britton - Haunted)
"Bu bölümü yeni bir kurgunun giriş sahnesi veya ilk bölümü olarak alabilirsiniz. Belki size ilham verir. :)"
[GIRIŞ]
Sanat atölyesinin kapısını aralayarak içeri adımını attığı sırada kahverengi gözleri, sırtı kapıya dönük tuvalin başında oturan şahısı fark etti. Onu rahatsız etmemek için sessiz davrandı, kapıyı peşinden kapatarak ona uzak bir masaya yerleşti. Kalemleri masanın üzerine koyarken göz ucuyla tuvaldeki resme baktı.
Ağzında kızıl bir kumaş ile objektife bakan bir genç adamın siyah-kırmızı yan portresiydi.
"Güzel görünüyor." Dedi genç kız. Peşine genç adamın cevabını duydu. "Derstesin sanıyordum?"
"Teneffüse kalmadan çıktım." Sarı saçlarını ensesinde kıvırarak toplamaya çalışırken genç adam fırçayı tuvalden çekip başını çevirdi ona doğru. "İyi öğreniyorlar. Bizim dönemimizde imkanlar daha kısıtlıydı."
Başıyla onayladı Roseanne. "Zaman daha fazlaydı." Genç adama baktı sonra. "Seninle baş başa kalmayalı epey olmuş."
Jungkook öylesine gülümseyip tuvali bitirmeye devam ederken konuştu. "Olur öyle."
Roseanne görmediğini bile bile bakışlarını kaçırdı önüne doğru.
"Kavga etmeyin. Jimin duygusal bir adam, sen de biliyorsun bunu."
Bakışlarını yeniden kendisine sabitledi. "Yapma Jungkook, çocuk muyuz biz? Aradan 10 sene geçti."
"Orası öyle tabii."
"İyiyiz ama arada eskisi gibi aman aman bir durum yok." Dedi Roseanne.
"Üzerinden yıllar geçtiğini biliyorum, yine de içinin bana halen buruk olduğunu düşünüyorum." Deyince Jungkook reddetti. "Niye olsun?"
"Seninle çıkarken-"
"Sen onu seçtin. O seni seçti." Genç adam fırçayı elinden bırakıp daha ince bir fırça seçti. "Jennie'nin kendisine olan hislerini bilmesine ve ona ümit vermesine rağmen seni sevdi. Gözümün önünde. Bunda yanlış olan ne var?"