⊗ [X-WATT: 3] - BÖLÜM 109 ⊗

163 14 1
                                    

(Alan Walker, K-391, Sofia Carson, CORSAK - Different World)

[GIRIŞ]

Portalın öbür tarafından çıkar çıkmaz uzaklık nedeniyle Seokjin'in verdiği talimatla jete binen üyeler hazırlıkları tamamlayıp kalkışa geçtiler. Jetin başında Seokjin, hemen yan koltuklarda da Hoseok ve Jungkook oturuyordu. Yoongi ve Jimin jetin klimalarını çalıştırmak için ufak bölüme geçerken diğerleri hologram masasının etrafında toplanmışlardı.

Namjoon hologramı açıp bulundukları konumu girdi, haritada gösterilen noktayı gösterdi. "Profesör gelirken Ökse otu istedi. Eleina panzehir yapacakmış şeytan lekeleri için."

"Jungkook'a yaptığı mı?" Diye sordu ellerini masaya dayayan Taehyung. Namjoon başıyla onaylarken Jisoo konuştu. "Biz gittikten sonra civarda şeytan saldırısı olmuş mu?"

"Şeytan saldırısı konusunda bir şey demedi profesör fakat iblislerin çevrede dolaştığı duyumunu almış." Namjoon sıkıntıyla hologramdaki haritadan konumlarını ayarlarken başını salladı. "Kendilerini koruyorlar, uzun sürmeyecek."

"Kolej başta olmak üzere bütün Xavier bölgesi esir altına alınacak..." Lalisa yüzünü buruşturdu.

Bir sorun ne kadar büyükse çözümü de o denli karmaşıktır, yeraltı dünyasıyla bağlantı gitgide zayıflıyordu.

Savaş gittikçe yaklaşıyordu.

Lalisa aklına gelenlerden uzaklaşmak için dikkatini dağıttı. O esnada Yoongi ve Jimin de görünüre çıktılar. "Klimalar tamam, ısınırız şimdi."

Yoongi Taehyung'la Namjoon arasına geçerken Jimin'in yanına yaklaştığını fark eden Rose ensesini kaşıdı. "Karnım acıktı, yiyecek bir şeyler var mı Nam?"

"İkinci odada." Diye yanıtladı Namjoon kafasını kaldırmadan. Rose başıyla onaylayıp masanın çevresinden dolanarak demir kapının önüne geldi, üzerindeki kolu çevirerek kendisine doğru çektiğinde kapı gürültüyle açıldı. İçeri girince etrafa bakındı kısa bir süre. Mini buzdolabı, demir bir tezgah, bir sürü su şişesi ve zemine döşenmiş kapaklı ufak bölmelerde poşetler içinde birkaç meyve sebze vardı. Rose buzdolabına doğru çömelerek kapağı açarken içeri birinin girdiğini hissedip başını kaldırdı kapı kapanırken. "Jimin?"

Genç adam başıyla selam verdi. "Su almaya geldim. Kaç saattir tek damla içmedim, içim kurudu." Diyerek genç kızın üstünden beri atlayarak diğer tarafa geçti. Rose buzdolabından avuç içi kadar küçük bir soda kaptı, tezgahın bölmesini açarak bir çatal aldı. "Bak şimdi..."

Elindeki sodanın önce camına, sonra kapağına 2'şer kez vurduktan sonra kapağına sertçe vurduğunda sodanın kapağı saniyeler geçmeden uçup kayboldu. Jimin kıkırdarken Rose gülerek çatalı yerine bıraktı. "Bu kadar kolay."

"Gördüm evet." Dedi Jimin kalçasını tezgaha yaslayarak su şişesini tek hamleyle açarken. Rose bakışlarını bir an bile ayırmadan sodasından yudumlarken Jimin su şişesinin ağzını kapatır gibi yapıp aşağı indirdi. Rose bir adım yaklaşarak dibine girdi, sodaya baktı başını eğip yutarken. "Güzelmiş."

"Denerim ben de," Dedi Jimin, Rose başını kaldırıp kendisine bakarken. Dudaklarına düşürdü anlık bakışlarını. "tadını."

◄[Ⓧ]► X-WATT 3: Diriliş® | #f-actionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin