Hızlı bir duşun ardından aynayı inceledim, yüzümü ne kadar sıvazlarsam sıvazlayayım parlıyordum dostlarım. Giyinip banyoyu toparladıktan sonra tıklatılan kapıyı duydum. Açtığımda esneyen bir adet ağabeyimi gördüm.
"Derin okula geç kalacaksın, neden giyinmedin?" Bir süre üstümü inceledi. "Okula ne zamandan beri ofise gider gibi gidiliyor?"
"Ağabey, bugün..." Bakın yalanlarımı okula gidip öğrenebilirdi, bu nedenle kolayca açığa çıkabilecek bir yalan söylememeliydim. "Okula gitmek yerine iş gezisi yapacağım, dün anlattıklarını düşündüm. Hangi mesleği seçeceğimi bilmeden okula gidip geliyorum. Belki alanım sayısal bile değil. Bu nedenle bugün birkaç iş sektörünü inceleyip, yerinde gözlem yapacağım. İlk alanım şantiye. Bakalım mimarlığı ya da inşaatı içim rahat yazacak mıyım?"
Ağabeyim aralanmış dudaklarıyla beni izledi. Sonra takdir dolu gözleriyle sıkıca sarıldı.
"Biliyordum Derin, bir gün gelecek ve kardeşim hayatını eline alacak, ailemizin adını yükseltecek diyordum. Teşekkür ederim güzel kardeşim. Tek başına gitme şantiyeye, Karan da seninle gelsin. Sabah sabah bana kahvaltı hazırlamış inanabiliyor musun?"
Yutkundum dostlarım korkuyla.
"Karan mı? Başka biri olabilir mi? Kaan'la karıştırmış olabilir misin?" Göz devirdi ama mutlu olduğu için aşağılamadı. "Ben de şaşırdım, onu dövmek istemediğim ilk sabah olabilir. Kaplanı da beslerken hakkında bilgi verip işten döndüğümde kafesten çıkarıp birkaç numara gösterebileceğini söyledi. Kahvaltı yaparken Myke Tyson'ın en efsane dövüşlerini listeledik. Floyd Patterson'ı beğeniyormuş. Peek-a-boo dövüş stiliyle ilgili ona birkaç numara gösterdim, uzun olduğu için etkili kullanamayacak. Gösterme amacım da buydu zaten." O kadar şaşırmıştım ki duş başlığını yüzüme tutup açtım ve konuşmaya başladım, ağabeyim bu hareketimi onaylamadı başlığı elimden çekerken.
"Tüm bunları ben duştayken mi yaptınız? İnanamıyorum. Seninle iyi anlaşmak için yapması gereken tek şey kaplan almak mıydı? Kendini baya ağırdan satmışsın ağabey. Sena, Merve'ye sakız verince Merve ağlayarak ona arabasının anahtarını vermişti. Gerçekten şaşkınım Melih, kahvaltı nasıldı bari, güzel miydi?"
Suyu kapatırken sinirle mırıldandı. "Evet Derin, şu maymunluklarına rağmen sakin kalabiliyorum ya, o kadar özenliydi. Şimdi kahvaltı yapıp işlerini hallediyorsun, koş bakalım." Kalçama vurup banyodan çıkardığında tuhaf hissettim kardeşlerim, tuhaf hissetmem de onun artık küçük askeri olamayacağımı gösteriyordu. Akel bu hareketi masum düzeyden seksüel düzeye kaydırmıştı. Suçluluk psikolojisiyle donup kaldım.
Kapıyı hızla tıklattığımda ağabeyim açmadan önce kıyafetimin ense kısmından çekildim. Karan ne yapacağımı anlamış olacak ki ağabeyim kapıyı açmadan beni arkasına alıp tatlı tatlı gülümsedi.
"Tekrar günaydın Melih ağabey, Derin şeyden dolayı kapıyı çaldı... İşe kırışık gömlekle gitmeni istemiyorum da giyeceğin kıyafetleri çıkarırsan ütülemek istiyorum."
Ağabeyim şaşkınlıktan boyut değiştirdi, Karan'ın ne dediğini anlamaya çalıştı. Sonra ciddiyet düzeyini sorguladı. Gözleri ikimizin arasında gidip gelirken bir anda üzerimize bağırdı dostlarım.
"Siz seks mi yaptınız?"
Nasıl anladığını bile anlamadan ağlamaya başladığımda Karan bıkkın bir şekilde nefesini verirken suçlayıcı bakışlarını bana yöneltti, "Elimden geleni yaptım Derin, korkunç bir ortaksın. Hatta en kötüsü." Sonra ağabeyime döndü. "Tamam Melih, süreci uzatmayalım. Mutfakta dövmen daha uygun olur, kaplan saldırganlaşıyor diğer türlü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perde Arkasındaki Oyun (Düzenlenmekte)
Jugendliteratur"Yıldızlar tehlikelidir, Öğrenci. Onlara ulaşamazsın yalnızca kayınca dilek tutarsın, kayanın yıldızlar değil de hayatın olduğunu bilmeden." Ailesinin gizemli ölümünün ardından, gerçeklerle yüzleşemeyecek kadar dehşet içinde ve yalnız olan Öğrenci...