PAO 40: Silahın Namlusundaki Gül

6 2 0
                                    


Dudağındaki sigaranın ucundaki parlayan küçük küle baktı uzun süre. Yavaşça uzaklaştırdı, etrafına baktı; bu izlenip izlenmediğini anlamak içindi. Soğuk, bedenini yalayıp geçerken etrafındaki neredeyse çıplak olan kızlara baktı, hepsine sarılmayı bedenlerini ısıtmayı istedi.

Sigarasından bir nefes daha çekerken sigara kutusunun içindeki 'Git' yazısına bakmaya başladı, dudaklarında soğuk ve hissiz bir sırıtış oluştu.

"Gittim kardeşim, gittim. Ama baksana kabul etmedi beni İstanbul."

Ölüleri unutmayı başaramıyordu. Geleni görünce dayandığı duvardan ayrıldı. Vuslat tüm heybeti ve soğukkanlılığı ile ona yaklaşıyordu. Dudaklarında çarpık bir gülümseme oluştu Vuslat'a bakarken. Cehennem kadar soğuk bir adam diye düşündü. Yeni bir sigara yakarken bakışlarını Vuslat'tan aldı. Duygularıyla oynadığı çocuk geliyordu işte, ne zaman böyle biri olduğunu düşünmeye başladı.

"Tebrik ederim, Yanker. Adil bir yarıştı."

Vuslat onun dudaklarındaki sırıtışa ve gözlerindeki soğukluğa baktı. Bu kızı tanıdığı günden beri ona böyle bakıyordu, boşluğa bakar gibi.

"Evet, araban patlamasaydı boyunun ölçüsünü alabilirdim."

Derin gülmeye başladı ve dayandığı duvardan çekilip Vuslat'ın önünde durdu. Bakışlarındaki alayı bastıramıyordu. Alt dudağını ısırıp gülmesini durdurdu ve elini Vuslat'ın omzuna koydu, yavaşça boynuna doğru çıkardı.

"1,74. Dün ölçtüm, uzamışım he."

Vuslat onun gözlerindeki karanlık ifadeyi gördü ve onu duvara dayadı. Bir eli yavaşça eline gitti ve sigarayı elinden aldı. Dudakları kıvrıldı, bu kız kesinlikle çok sigara içiyordu. Ona kızsa da ilgisini inkar edemezdi. Bu kızda bir şeyler vardı, alaylı bakışları, umursamaz tavırları, 10 derece havaya rağmen giydiği mavi erkek tişörtü...

"Sigara içmeyi bıraktığını sanıyordum."

Derin gülerken bir cık sesi çıkardı.

"Günde iki pakete düşürdüm. Zamanla olacak bir şey bu. Bir kere de olmaz, bünyeye zararlı."

Vuslat onun bu haline sinirlendi. Kendini neden salmıştı? İçinde bulunduğu araba patlamıştı ve o arabanın içinde kalmaktan son anda kurtulmuştu ama bunların hiçbirini sanki o yaşamamış gibi davranıyordu.

Derin Vuslat'tan ses gelmeyince sıkıldığını belli etmek istercesine nefesini seslice verdi.

"Çok boktan adamlarla yaptığın boktan yarışı kazanıp boktanlığa yükseldin. Kendini nasıl hissediyorsun? Lütfen boktanlığına boktan bir puan ver ama boktanlığına değsin."

Vuslat omuz silkti.

"Çok hırslı adamlarla yaptığım heyecanlı bir yarışı kazandım ve birinciliğe yükseldim. Kendimi iyi hissediyorum ve kendime on üzerinden on veriyorum."

Derin ona alayla baktı.

"Heyecanlı yarış silahla yapılmaz, adamların her birinin elinde silah vardı ve sadece kazanmak için oynuyorlardı. Diğerlerinin canını önemsemiyorlardı. Beni oyun dışı etmek için bir araba üstümden geçecekti, yarış dışı olmama rağmen."

Vuslat gülüp sigarayı dudaklarına götürdü.

"Oyun bu, elenmek de var kazanmak da."

Perde Arkasındaki Oyun (Düzenlenmekte)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin