Kapının açılma sesiyle uyandım. Elinde tepsi olan Karan'ı görmemle emin olamadım. Odam karanlıktı. Perdeye uzandığımda benden önce davranıp hafifçe araladı. Kahvaltı hazırladığını gördüğümde şaşırdım dostlarım. Çalar saate uzandığımda gözlerim irileşti.
"Karan okul bitmiş neredeyse. Ne kadar çok uyumuşum. Ağabeyim beni öldürecek."
Uzanıp alnımı öptü. "Ağabeyinle konuştum, dün Sena'nın haberinin seni üzdüğünü ve günü Sena ile geçirmek istediğini söyledim. Denemeye girmek için her ne kadar ağlasan da diğer tarafta kanser teşhisi konulan arkadaşın olduğundan..." ellerini teraziymiş gibi oynattı.
Bükülü dudaklarını izledim. "Ama Sena ile geçirmedim. Onlar nerede?"
Bileklerimi öptüğünde temiz pamuklar dikkatimi çekti, düzenli pansuman yapmış olmalıydı. Kalkmak istediğimde doğrulmama yardım etti. Yüzümü yıkayıp döndüğümde ev son derece sessizdi. Beni elleriyle beslemeye başladı, inanılmaz şımardım dostlarım.
"Akel buna alışabilirim dikkat et."
"Evet, senin şartlanma durumunu göz önüne alıyorum. Muhtemelen artık kahvaltı istemek yerine bileklerini keseceksin."
Kahvaltımı yaptığımda beni öperek tepsiyi mutfağa götürdü. Kalkıp dişlerimi fırçaladıktan sonra eve göz attım. Her yer temizdi.
"Kaan ile Merve gezmeye çıktılar, muhtemelen kuytu köşede öpüşüyorlardır." Heyecanla ona baktığımda bana hazırladığı bitki çayını uzattı. "Mete annesine çiçek vermeye gitti, eminim annesi yaşında bir eskorta aşık oldu ve geneleve reddedilmeye gitti."
Başımı salladım, bu ihtimali de göz önüne almalıydık. "Egemen yoğun çabalarıma rağmen sabah Sena'nın yanına koltuğa kıvrılıp uyudu. Sabah baya bir tartıştılar sonra..." Göz devirdi. "Bilirsin her zamanki Sena ile Egemen. Koltukları atıp yeni koltuk aldım." Şaşkınca ona baktığımda "Halıları da attım merak etme." diye ekledi.
Salona koşarak gittiğimde peşimden geldi. "Zevkliyim değil mi?" Evet gerçekten zevkliydi ama bu duvardaki dev ekran TV'yi açıklamıyordu.
"O mu? Koltukları ve halıları değişince Mete oyun için daha büyük ekran istedi, sonra istediği özellikleri belirtip öneride bulunduğunda aldım."
Akvaryum? Sehpa? Tabloları bile değiştirmişti.
"Karan ağabeyim seni öldürecek. Onun evinde misafir olmana rağmen mobilyaları çöpe atıp yeni mobilya mı aldın? Gerçekten aptal erkeksi egoları şahlanacak ve kan çıkaracak."
"Evet bu ihtimali de düşündüm, ağabeyinin Facebook'unda bir süre gezindiğimde Mike Tyson fanı olduğunu öğrendim. Ben de ona hediye aldım."
"Hediye mi aldın? Aksiyon figürü ya da imzalı eldiven falan mı?"
Karan dilini ağzında yuvarladı ve kararsız bir şekilde baktı. Düşüncelere daldı.
"Tek başıma bu kararı almamam gerekirdi sanırım." Saatine baktı. "Artık çok geç."
Kapının çalınmasıyla Karan kapıyı açmaya gitti. Bileklerimi saklamamı tembihledi. Karan'ın ceketlerinden birini giydiğimde bileklerimin kapanmasıyla rahatladım.
"Adamsın adam. Derin Tv'yi gördün mü?" Salona koşarak giren Mete'nin neşeli sesine göz devirdim. "Evet artık Keira seks sahnelerini daha geniş izleyebileceksin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perde Arkasındaki Oyun (Düzenlenmekte)
Novela Juvenil"Yıldızlar tehlikelidir, Öğrenci. Onlara ulaşamazsın yalnızca kayınca dilek tutarsın, kayanın yıldızlar değil de hayatın olduğunu bilmeden." Ailesinin gizemli ölümünün ardından, gerçeklerle yüzleşemeyecek kadar dehşet içinde ve yalnız olan Öğrenci...
