Gözlerimi aralayıp elimi yana attığımda Akel'i hissedemedim. Panikle elimi yatakta gezdirdim. Doğrulduğumda yüzüme vuran ışığa sövdüm ve pencereyi kapatacak kadar büyük bir ağzım olsun istedim. Ya da perdeyi çekmek.
Odaya göz attığımda derli toplu gördüm, kesinlikle buradan bir Akel geçmişti. Odamdan çıkıp mutfağa girdiğimde ağabeyimi kahve içerken gördüm, yeşil boğazlı kazağı ve mutlu ifadesi ile gazete okuyordu. Gazete okuyan birileri kalmış mıydı? Beni görünce gülümsedi. Rüyada mıydım? Ben de ona gülümsedim ve yanına gidip alnını öptüm. Kahvesini bana uzattığında birkaç yudum aldım. Yanındaki sandalyeye oturduğumda mutfağı temiz ve her şeyi yerli yerinde gördüm. Oysa dün yemek yedikten sonra toparlamadan çıkmıştık.
"Evi toplu görünce şaşırdım, inanır mısın tüm odalara baktım ve dolapları kurcaladım. Bir yerden sarhoş partici cüce çıkacağına dair önsezi vardı içimde. Ama yoktu. Sanırım siz gençler aklı başında davranmaya başlıyorsunuz. Sevdim bu jenerasyonu. Diğerleri nerede?"
"Egemen ve Sena otele gittiler, Merve ve Kaan ise Merve'nin evine, Mete ise annemle barışacağım diyordu en son ama geneleve bile gitmiş olabilir onun ironi anlayışı beni hep şaşırtmıştır. Karan ise..."
"Burada. Bence de Mete karıya gitti."
Karan'ın sesiyle ona döndüm. Gülümsediğimde gelip beni öpmesini bekledim ama ağabeyimin yanına oturup kahvesine uzandı. Ağabeyimin ters bakışlarına rağmen içtiğinde Melih ağzının içinde dilini yuvarlayarak sinirini yenmeye çalıştı. Sonra kalkıp kendine bir kahve daha yaptı.
"Sen yapma Melih, asistanım yapacak."
Bir süre Karan'a hemen ardından eve baktım. Melih'in bahsettiği cüceler gerçekten var mıydı? Alnıma değen parmakla gözlerim Karan'a döndü.
"5 dakikan var, giyinip dişlerini fırçalayıp makyajını yapacak ve işe hazır halde karşımda duracaksın."
Dünkü anlaşmamız aklıma gelince ağabeyimin tuhaf bakışları eşliğinde ayağa fırladım.
"Kusura bakmayın Karan Bey, sabah dalgınlığı işte. Hemen hazırlanıyorum."
Ağabeyim neler yaşadığımızı merak ederek tuhaf tuhaf baktı.
"Yeni bir sapkınlık mı bu? Akel kardeşime yine neler yapıyorsun?"
"Sapkınlık yatakta olur Melih, biz tam şu an yatakta mıyız?"
Melih ters bir tavırla Karan'a ilerleyecekken araya girdim.
"Lütfen Melih patronumdan uzak dur, Karan Bey'in yanında işe başladım."
Melih bir süre çatık kaşlar ve ciddi bakışlarla yüzüme baktı ama hemen ardından kahkaha atmaya başladı. Yeri göğü inleten kahkahalarıyla daha da panikledim. "Patronum mu, Karan Bey mi? Derin 18 yaşındasın ve beni şaşırtmadığın tek bir gün yok. Bugünkü Karan'ı dövme sebebim ne olacak acaba? Merakla bekliyorum, heyecanlandırın beni."
"Derin, 5 dakikan başlayalı 2 dakika oluyor. Dişlerini mutfakta fırçalayamazsın herhalde."
"Özür dilerim Karan Bey, hemen döneceğim."
Banyoya giderek dişlerimi koşturarak fırçaladım. O süreçte fırça ağzımdayken saçlarımı elimle düzelttim ve fırçalamayı bırakıp odama koşturdum. Evet, siyah kalem eteğim yoktu. Soyunup beyaz gömlek giyip odada kalem eteğe benzer bir şeyler aradım.
"Derin!"
Karan'ın seslenmesiyle telaşla belime bir havlu geçirdim ve mutfağa koşturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perde Arkasındaki Oyun (Düzenlenmekte)
Teen Fiction"Yıldızlar tehlikelidir, Öğrenci. Onlara ulaşamazsın yalnızca kayınca dilek tutarsın, kayanın yıldızlar değil de hayatın olduğunu bilmeden." Ailesinin gizemli ölümünün ardından, gerçeklerle yüzleşemeyecek kadar dehşet içinde ve yalnız olan Öğrenci...