PAO 63: Bora'nın Anı Defteri

5 0 0
                                    


"Ben bu işte dehayım."

"Karan, kızıl fular takıyoruz bordo değil. Artık sallayacak mısın örgütümü?"

Gözlerini memnuniyetsiz yüzüme çevirdi. "Hayır Derin, sallamayacağım. Aptal örgütünün ne sikim taktığı da umrumda değil."

Nefesimi seslice verdim. "Tamam Akel, 20 Mart'ta doğum günü hediyesi olarak ultrason resmi vereceğim sana, hamile kalacağım tamam." Elini sinirle saçlarından geçirdi ve sesli bir şekilde isyan etti. "Derin 20 Mart Mete şerefsizinin doğum günü. Benim doğum günüm 21 Mart. Ona mı ultrason resmi vermek istiyorsun?"

Anında gözlerimi kaçırdım ve mırıldandım. "21 Mart dedim zaten Akel, Allah Allah aklın nerede, çok yorgunsun bence biraz uyu sen." Boynuna sarılıp onu öpmek istediğimde çatık kaşlarla geri çekildi. İnatla öpmeye çalıştım, benden kaçındığında fısıldadım.

"Hey, bıktırana kadar öpeceğime de söz vermiştim. Kaçamazsın. Bu kadar erken bıkamazsın da. 5 ya da 6. haftada mı ultrason resmi alınıyor demiştin? Hm, 14 şubatta hamile kalabilirim yani..." Aklını çelmeye çalıyordum, dikkatini çektiğimde gözleri bana döndü. Belime sarılıp öpmeme izin verdiğinde zaferle kocaman öptüm.

"Evet kalabilirsin. Dediğim gibi, 4. aydan sonra karnın büyümeye başlar. Liseden mezun olana kadar karnın belli olmaz. Seneye bu zamanlar bebeğimizi kucağımıza alırız. Böylece okuldan da çok kopmadan üniversiteye devam edebilirsin. Ki bebeğimizle vakit geçirmek istersen üniversiteyi 1 sene erteleyebilirsin çünkü ben öyle yapacağım."

Şokla sordum. "Nasıl yani, üniversiteye gitmeyecek misin?"

Dudaklarımı öpmeye devam ederken cıkladı. "Hayır tüm seneyi bebeklerimle geçireceğim. Bebeğimiz büyüyünce giderim. Acelem yok zaten, işim ve uğraşlarım var."

"Ama doktorluk..." dediğimde gözlerini kaçırdı. "Tıp okumayacağım Derin. Okuyamam. Kendime ait caddem ve işlerim var. İşletme okumam daha mantıklı."

Dostlarım, Karan hevesle doktor olmak istiyordu. Ağabeyime de işiyle alakalı sorular sorduğuna sık sık denk geldim, her ne kadar ağabeyim onun tembel serseri olduğuna kendini ikna etmiş olsa da cevapladığında Karan'ın gözleri parlıyordu. Babasının ona çizdiği hayat yüzünden istediği meslekten mi vazgeçecekti?

"Karan, her ne kadar uçak mühendisliği istesem de ağabeyim ve katıldığım seminerler aklıma tıp bölümünü soktu. Ben bile... Bak tembelin önde gideniyim 57 ortalamam var ve bu 3 senelik ortalamam, ben bile tıp diyorum ki uçak mühendisliği daha imkansız bundan, oysa sen yapabileceğin halde tıptan vazgeçiyorsun. Doğru mu anladım?"

Anlayışla beni izledi ve kendine çekti biraz daha. "Bebeğim her şey hayal ettiğimiz gibi gitmez, bazı şeyler ne kadar istesek de gerçekleşmez. Daha gerçekçi olmam gerekiyor."

Çatık kaşlarımla ve düşünceli tavrımla bir süre onu izledim. "Ayrıca sevgilim, Yıldız Üniversitelerinde uçak mühendisliği bölümü yok, talep de yok. Sadece senin isteğinle açmazlar."

Onu nasıl tıp çizgisine çekeceğimi biliyorum dostlarım.

"Nasıl yani, Yıldız Üniversitesi derken? Umarım İstanbul'u kastetmiyorsundur. Ayrıca tek isteyen ben değilim, Mete de uçak mühendisliği istediğim için o bölümü seçecek." Bir süre yüzümü ifadesizce izledi, sonra gülümsemeye çalıştı, gözlerime dik dik bakarak.

"Mete Soydan mı? Uçak mühendisliğine? Sen o bölümü istiyorsun diye, seninle aynı bölümü mü okuyacak? Tabii ya, orospu çocuğu... 11'de çok kısa bir süre bununla sohbet etmiştim, Ankara'daki kolejden atılmıştı tembel piçin önde gidenidir diye düşünmüştüm oysa denemede 2. çıkmıştı. Ağzını açtığını görüyorum birinciyi sorarsan seni boğarım Derin. Kopya çektiğini düşünerek, planlarını sormuştum öyle ayak üstü, 'uçak mühendisliği kazanacağım' demişti. Sevgilisiyle aynı bölümü kazanacaklarmış da İTÜ okuyacaklarmış da. Piç eski sevgilim bile demiyordu, sevgilim diyordu."

Perde Arkasındaki Oyun (Düzenlenmekte)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin