PAO 56: Ehliyet Gerektirmeyen Sürüşler

7 2 0
                                    


"Sevgilim, duygusal regülasyon sürecinden geçiyorsun. Bu süreçte yanındayım ve seni destekliyorum. Güvende olduğunu bilmelisin. Burada, gerçek kimliğinle olabilirsin. Rol yapmana, duvarlar örmene gerek yok. Seni yargılamam, eleştirmem asla söz konusu olamaz. Eğer panik yaşıyorsan, korkuyorsan, bağırabilir, ağlayabilirsin. Stresini atman önemli. Rahatla, kendini bırak. Sadece kendin ol, tam olarak kim olduğunu hatırla. Seninle birlikteyim, ne olursa olsun yanındayım. Hız yapabilir, kornaya abanabilir ve köpek olmadığını iddia ettiğin tepelerin üstünden geçebilirsin."

Gözyaşlarım arasından mırıldandım. "Bizim mahallenin köpeklerini tanıyorum."

"Ya diğer mahalledense?"

"Bizim mahallenin köpekleri bölgeleri konusunda çok korumacı. Diğer köpekleri sokmazlar bizim mahalleye."

"Sizin mahallenin köpekleriyle empati kuracağımı hiç düşünmezdim."

"Hepsini çok seviyorum."

"Sen ve tüm evrene yaydığın seviyorum cümlelerin."

"En çok da seni seviyorum."

Kemerimi çözüp beni kucağına çekti. Fularımı çıkardığında ona sıkıca sarıldım. Ağlayışımı izlerken fularımı narince taktı, boynumu öpe öpe takarken başımı geriye atıp takmasını kolaylaştırdım.

"Tecessüs, gupse, namütenahi, merdümgiriz..." Merakla onu izledim gözyaşlarımın arasından. "Ne sayıyorsun Akel?"

Dudaklarındaki ince bir kıvrım, yüz ifadesine sevimli bir yaramazlık kattı. Gözleri ise oynak ve uyanık bir parlaklıkla parladı, neden bu kadar sevimliydi ki? Bakışları, hafif bir gizem ve şehveti belirtmek ister gibi yüzüme dikildi.

"Dilbilgisi dersimizde sana öğretmeyi düşündüğüm bazı kelimeleri düşünüyordum." Utanmayla karışık hevesle başımı göğsüne koydum. Sıkıca sarılırken saçlarımı öpüyordu.

"Sana anahtarı vermeliyim." Omuz silkti rahat bir tavırla. "Sanırım katlanabilirim sürüşüne, telefonumda kısa bir vasiyet yazıp avukatıma mail atmıştım. Ama anahtar dışında diğer şeyi alabilirim." Gözlerimi kaçırdım, "Burada mı Akel? Yakalansak Lucy olmam, oturur ağlarım." Yanaklarımı öperken gülümsedi. "O durumda Lucy olsan zaten seksten soğurum, kendisinden nefret ediyorum."

"Nefret aşka döner mi?"

Başını iki yana yavaşça salladı. "Lucy'nin ölmesini istiyorum. Kendi halinde bir memuru zorlamanın ve bundan tatmin olmanın kabul edilebilir tarafı yok."

Anlayışla başımı salladım, böyle düşünmesi gayet normaldi.

"Kızıl İhtiyar böyle istiyorsa?"

"O halde Kızıl İhtiyar da ölmeli. Böyle sürüngence bir şeyi neden ister ki?"

Güç dinamiklerini anlatacak kadar bir enerjim yoktu, özet geçmek istedim.

"Kızıl İhtiyar, Kızıl Peçeliler'i kanunların üstünde konumlandırır. Ehliyet almama bile sıcak bakmıyor, küçük yasaları rahatça çiğnememizi destekliyor. Kızıl Peçeliler'i özel bir birim gibi düşünebilirsin, tıpkı askeri veya istihbarat birimleri gibi özel yetkilere sahip. Kızıl Peçeliler'in amacı, toplumun güvenliğini artırmak, organize suçlarla ve terörle mücadele etmek ve kolluk kuvvetlerine destek sağlamak. Ankara ve çevresinde yetkilerimiz kanıksanmış durumda, kırmızı ışık ihlali, küçük trafik suçları gibi düşük öncelikli suçları işlerken ceza almayız. Bu, daha büyük suçlarla mücadele etmek ve toplumun güvenliğini sağlamak için enerjimizi daha verimli harcamamıza olanak tanıyor."

Perde Arkasındaki Oyun (Düzenlenmekte)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin