Yanıma gelip sarıldığında Karan göz ucuyla bile bakmadı. Evden çıktığında Karan'la yalnız kaldık, loş bir ışık vurdu pencereden. İkimiz arasındaki korku şimdi daha görünürdü.
"Bugün Egemen üstüme papatya çayı döktü."
"Duşa girmek ister misin?"
"Sadece soysan."
Odanın kapısını kilitleyip dibime kadar geldi. Doğrulduğumda ağladığımı da fark ettim.
"Ağlaman ikinci bir emre kadar yasaklanmıştır." dediğinde "Sen benim padişahımsın." dedim, "Öyleyse kelleni alıyorum." dedi.
"Haremine alsan."
"Ağabeyin bu gece yoğun olacak. Olabilir aslında."
Yanıma geldiğinde yatakta ona yer açtım. Elime uzandığında dalgalı güzel saçlarını okşadım ve gülümseyerek elimi uzattım. Elimi öylesine narin bir şekilde tuttu ki her parmaklarımı tek tek keşfe çıktığını düşündüm. Okşadığı parmaklarımı öpmeye başladığında gözlerimi kapattım. Ona yaklaşıp parmaklarımı öpen dudaklarını öpmeye başladım. Geri çekildiğinde gözlerimi açtım, parmaklarımı inceledi ve yavaşça yüzüğümü çıkardı. Buna engel olmak ve yüzüğümü geri almak istediğimde dudaklarıma uzandı. Öpücüğüne karşılık verdiğimde ellerimle halen yüzük olan yumruğunu açmaya çalışıyordum.
"Sen bir Akel değilsin, Derin."
Gözyaşlarım birer birer yanağından düşerken yumruğunu açmayı bıraktım, kollarımı boynuna sardım ve sıkıca sarıldım. Kokusuna ve güzel saçlarına yüzümü gömdüm. Sakin sesini duymak istemiyordum.
"Sen de değilsin."
"Ben bir Akel'im, bundan uzaklaşamam. Sen uzaklaşabilirsin ama."
"Ayrılmak istemiyorum Karan. Seninim, bunu biliyorsun."
"Bir Akel olursan benim olmazsın, ailemin olursun."
"O halde Akel olmam, sadece senin olurum. Herkesten gizli tutarız, saklarız. Bu geceden sonra kimse garip karşılamaz. Sadece seni doyasıya öpmek, koklamak istiyorum. Tatmin olmak, tatmin etmek istiyorum. Etkilerime tepki ver istiyorum. Her yeri bana tekrar tekrar aşık ol istiyorum. Vatanın olmak istiyorum."
Kollarını belime sıkıca sardı.
"Dönmek istemiyorum. Sevdim Ankara'yı. İstanbul defterini tamamen kapatalım. Burada bir hayat kuralım, her sabah ekmek almaya gidebilirim. Her sabah her adımda seni tekrar tekrar öpebilirim. Birlikte yemekler yapabilir, halı temizlemene yardım edebilirim. Fare görürsek sokak kedilerini kovalamana gerek bile kalmaz. Gündüzleri sarılır öpüşürüz, sana asılan çocukları döverim, okul birincisi olman için ders çalıştırırım, tekrar aynı okulda oluruz ama bu kez elini bir kez olsun bırakmak istemeyen sevgilin olarak yanında bulunurum. Witcher oynamayı öğretirim, çimenlerde kitap okuruz, bahçede güreşiriz, sana beni nasıl devirebileceğini gösteririm. Bana çorba yapman ve elinden yemek için sürekli hasta taklidi yapabilirim, Melih bir yerden sonra anlar tabii. İstediğin kadar kucağıma gelebilir bana ağlayabilirsin, babanı anlatabilirsin, içine gömdüğün her acıyı teker teker diriltip yüzleşebiliriz, mezarlığa bir çiçek de ben bırakırım. Yanan evini tekrardan inşa edebiliriz, hatırladığın her detayı tek tek yerine yerleştirebiliriz, belki bir Akel'in yaktığını diğeri söndürebilir. Sana arabamı verebilirim ama öncesinde lunaparkta günler geçirmeli ve çarpışan arabalardaki tavrını dikkatle incelemeliyim. Belgesel izleyebiliriz, sopa böceğiyle ilgili bu kadar şeyi nereden bildiğini merak etmiyor değilim..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perde Arkasındaki Oyun (Düzenlenmekte)
Teen Fiction"Yıldızlar tehlikelidir, Öğrenci. Onlara ulaşamazsın yalnızca kayınca dilek tutarsın, kayanın yıldızlar değil de hayatın olduğunu bilmeden." Ailesinin gizemli ölümünün ardından, gerçeklerle yüzleşemeyecek kadar dehşet içinde ve yalnız olan Öğrenci...