PAO 27 Kısım 1: Çıkmazlarımdaki Adam

3 2 0
                                    


Yatakta dönüp dururken yüzümde aptal bir gülümseyiş vardı, kesinlikle bir aptaldım. Karan'ın telefonunu elimde çevirirken, az önce beni arayıp nasıl olduğumu sorduğunu hatırlamak bende uçma isteği yaratıyordu. Ondan istediğim 13 saati ihtimal bile veremeyeceğim kadar güzel geçirmiştik. Saate baktım, daha zamanımız vardı aslında. Ekranı açıp galeriye girdim ve fotoğraflara tekrar tekrar baktım. Kaan'ın ifşalık fotoğraflarını Whatsapp'tan kendime atarken onunla nasıl dalga geçebileceğimi düşündüm, kesinlikle çok eğlenecektim. Hadi ama kim şişme havuzun içinde güneş gözlüğü takıp çiğköfte partisi yapardı ki? Cevap veriyorum Unicorn şortlu Kaan. Karan nelerle uğraşıyordu be, yazık çocuğa.

Karan'ın ismimi neden 'Çirkin' olarak kaydettiği ile ilgili çok uzun bir tartışma sürecini de unutulmayacaklar listeme ekledim.

"Evet! Özel karışımım geldi!" Yüzümdeki sırıtış aniden silindi elinde tepsiyle gelen Merve'yi görünce. Tepsinin üzerindeki sekiz tane bardağı saymam bitince iğrenerek ona döndüm.

"Lütfen onlar idrar testim de." Yüzünü buruşturup, "Derin midemi bulandırma lütfen. Bak bir saattir uğraşıyorum sana bir sürü gizli karışım hazırladım, içince kendine geleceksin çünkü..." dedi. Ü'yü uzatmasını hayra yormadım. "Ben mükemmelim." Büyükçe bir nefes verdim. "Müko Merve, ülkemizin gururu. 10 hanelik köyde Muhtar adayımız!" Saçlarını bir Beyonce edasıyla savurunca gazı fazla mı verdim diye düşünmeden edemedim.

"Hasta değilim." Vücudum bu düşünceme karşı çıkmış olacak ki bir hapşırık attı ortaya. Merve'nin kaşları çatılırken bana suçlayıcı bakışlar gönderdi. Koltuğa oturup nasihatçi başı seçmelerine adaylığını koyarken uzun bir konuşma yapacağa benziyordu.

"Abin çok sinirliydi, 'biz onu okula gönderiyoruz o ise gezip dolaşıyor fırtınalı havada' dedi. Ama haksız sayılmaz. Okula gitmek istemiyorsan sabahtan gitmeseydin Derin'im, bak hasta oldun. Yazık değil mi sana? Hem ilk gün okula gitmedin, ikinci günün yarısında kaçtın, bugün de yoktun, raporun da var iyi kaçtın vallaha." İşin beni alakadar eden kısmına kulak kesildim.

"Kaç gün rapor aldım?" Göz devirdi. "Dinlemiyor musun sen beni?" Gözlerimi kıstım, bir şey mi demişti? Peçeteye uzanırken ona yandan bir bakış attım.

"Ah, Derin ah! İki günlük rapor aldı Melih abi. Bugün ve yarın için. Cuma kesin gidiyorsun okula, abin itiraz istemiyor. Şimdi de aktara ve eczaneye gitti. Birazdan gelir tabii bu saatte nerede açık aktar bulacaksa? Sen de bunları iç kendine gel çünkü abin gelince yapacağın uzun bir açıklaman var." Başımı salladım kederli bir şekilde.

Günün geri kalanında Karan ile birlikte gezmiş ve yemek yemiştik, tabii beni önce mağazaya götürüp iç çamaşırıma kadar almıştı ve yeni kıyafetlerimi giymiştim, bu sayede belki de o kadar ağır değildi durumum. Tabi iç çamaşırı alma maceramız da beni bir o kadar çileden çıkarmıştı. Örnek bir olay:

"Hanımefendi, bedeninizi öğrenebilir miyim?" Karan'a yandan bir bakış attım, ama o hiç oralı olmadı ve dantelli iç çamaşırlarına bakmaya devam etti.

"Hanımefendi?" Karan'a bir bakış daha atıp öksürdüm. Gitmesini istiyordum o buradayken iç çamaşırı seçemezdim, bakışları bana dönünce kaşlarını çattı. "Bana demiyor Derin, sana diyor. Yapman gereken 70'ten başlayıp beşer beşer artan ve üç hanelilerde devam eden numaralardan birini ve bedenini söylemek." Göğüslerime bir bakış attı ve çarpık bir şekilde sırıttı. "Gerçi ben çift haneli bile olmasını beklemiyorum da."

Çalışan kız kıs kıs gülerken ben şok içinde Karan'a bakıyordum, hıçkırmamla birlikte sırıtışı büyüdü ve iç çamaşırlarına bakmaya devam etti.

Perde Arkasındaki Oyun (Düzenlenmekte)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin