2.Bölüm - Barmen

28 3 3
                                    

Hey sen,
Müziği başlatmayı sakın unutma ☝🏻

Hey sen,Müziği başlatmayı sakın unutma ☝🏻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Üst Bilgi: Emre)

***

"LEO MARTİNEZ BU OTELE GELİYOR!"

Akıllarındaki ortak ve tek düşünceyle kızlar göz göze geldiler. Duydukları sevinç kelimelerle ifade edilemeyecek türdendi. Ellerine geçen bu şans onlar için büyük bir fırsattı. Yüzlerindeki gülümseyişi gören Cansu, otelin değerini yükseltmek için sözlerine devam etti.

"Üç gün. Tam üç gün sonra Leo Martinez buraya geliyor. Turnesinin son konseri İstanbul'da. Dolayısıyla kalacak bir yere de ihtiyacı var. Hem kendisinin hem konserde yer alacak diğer arkadaşlarının ve tercih ettikleri otel de Four Seasons oldu. Tabi başka neresi olabilirdi ki?"

Kızlar o andan sonra Cansu'yu duymak ne kelime görmediler bile. Hepsinin aklında Leo Martinez'in bulundukları otele gelecek olması vardı. Bahsettiği konserden elbette haberleri vardı. Biletleri bile aylar öncesinden ayarlamış, kendilerinden sorumlu yetkiliyle de konuşarak o gece için izin almışlardı çalışmaya başlamadan önce. Çalışma programları bile bu konsere göre ayarlanmıştı. Ancak aynı otelde kalacak olmaları konsere gidebiliyor olmalarından bile daha büyük bir gelişmeydi. Şimdiden heyecandan yerlerinde duramıyorlardı.

"Zaten bu otel genellikle çok fazla- hey nereye?"

Cansu onların aniden kalktıklarını gördüğünde konuşmayı kesmek zorunda kaldı. Bu davranışlarına anlam veremeyerek şaşkınlıkla doğruldu ve soru soran bakışlarla onlara baktı. Kızlar saatin geç olduğunu bahane edip dinlenmeye ihtiyaçları olduğunu söylediler ona. Ardından iyi geceler dileyerek yanından ayrıldılar.

Odalarına çıktılar hemen ve heyecanlı bir sohbetin sonunda bu güzel haberi sindirebildiklerinde nihayet üstlerini değiştirip işe başlamadan önce güzel bir gecenin tadını çıkarmak için otelin barına indiler.

***

"Hey yavaş olun. Ben daha ikinci bardaktayım."

Aylin hızlı hızlı içkisi içtiğinde kızlar gülüştüler. Derin ise bu sırada dördüncü bardağını içmek üzereydi.

"Her zamanki gibi aramızda en yavaş sensin." Dedi Günce. "Yemek yerken de bir şeyler içerken de."

Aylin gözlerini kısarak yapabildiği en tehditkâr bakışlarla ona baktı. Esin şakayla Aylin'in koluna vurduğundaysa hepsi bir ağızdan güldü.

"Hayır aramızda en yavaşı tabi ki Derin." dedi Esin. "O her zaman geride kalır. Asla birkaç bardak ileriden gitmez."

"Ne yapayım siz çok yavaşsınız. Hızıma yetişemiyorsunuz. Ama bence ne yapalım biliyor musunuz? Şimdi hep birlikte kadeh kaldıralım."

Kadehler havada buluştu. Bardakları boşaldığında kızların yüzleri alkolün etkisiyle ekşimişti. Ama yine de o sırada yanlarına yaklaşan Barmen' in içkileri yenileme teklifini geri çevirmediler.

"Derin, altıncı bardağındasın."

Aylin hayretle güldüğü sırada Derin, çenesini havaya kaldırarak kendinden son derece emin bir tavır takındı. Bu haliyle kibirden uzak ve oyunbaz görünüyordu. Barmenin gözleri Derin'e kaydı.

"Hızlısın. Fazlasıyla. Böyle içmeyi nereden öğrendin?"

Derin aniden gelen bu soruyu beklemiyordu. Barmene döndü ve onu şöyle bir süzdükten sonra gülümsedi.

"Pratik diyelim. Çok da büyütülecek bir şey değil anlayacağın."

O sırada Barmen elindeki bezle tezgâhı siliyordu ama Derin'in cevabıyla durakladı ve başını iki yana sallayarak gülmeye başladı. Bakışları tekrar Derin'i bulduğunda Esin'le Günce aralarında anlamlı anlamlı bakıştılar. Aylin merakla konuşmanın nereye varacağını izlerken Derin, Barmene sorular sormaya başladı.

"Ne oldu? Yüzündeki ifade de ne öyle? Bana inanmadın mı yoksa?"

Barmen hafifçe Derin'e doğru eğildi. Bu diğer kızları şaşırttığı kadar Derin'i de şaşırtmıştı ama orada oturup konumunu bozmadı. Derin, asla geri adım atmayı sevmezdi. Barmeni de etkileyen tam olarak bu izlenimiydi.

"Aslında güzel kadınların yalancı oldukları söylenir. Birçok sırları olurmuş. Ama nedense ben senin yalan söyleyeceğine inanmıyorum. Pratik yapmanın etkisi olduğunu inkâr etmiyorum fakat bence bu yetenek sende doğuştan var."

"İltifatlar geliyor."

Günce'yi susturmaya çalışsalar da hepsi çoktan aralarında gülmeye başlamışlardı. Ama Barmen de Derin de onları umursamıyordu. Derin bardağını hafifçe elinde çevirdi ve meydan okuyan bakışlarını barmenin gözlerine dikti.

"Benim bildiğim kadarıyla da güzel iltifat eden erkeklerin fazlasıyla çapkın oldukları ve karşılarına çıkan kadınların yüzde doksanına da aynı iltifatları ettikleri söylenir. Ve nedense ben sana baktığımda bunun doğru olduğuna inanıyorum."

Barmen insanın içini gıdıklayan hoş bir kahkaha attığında Derin de hafifçe güldü ve gözlerini kısa bir an etrafta dolaştırdı. Ama barmen bir kez daha öne eğildiğinde bakışlarını tekrar ona çevirdi.

"Bunu iltifat olarak alıyorum."

Derin kaşlarını hafifçe kaldırdı ve bu kez o barmene yaklaştı.

"İltifat ettiğimi de nereden çıkardın? Ben sadece gerçekleri söyledim Bay Kadın Avcısı."

Kızlar ses çıkartmamak için birbirlerini dürterken Barmen dudaklarında muzip bir sırıtışla kurulamakta olduğu bardağı tezgâha bıraktı. Bezi de omzuna atarak kollarını göğsünde bağladı ve tezgâha yaslanıp Derin'le göz göze geldi.

"Senin adın ne bakayım?"

Derin gözlerini bardağına eğdi ve kısa bir süre bakışlarını bardağında tuttuktan sonra kirpiklerinin altından Barmene baktı.

"Derin."

Barmen başını hafifçe yana eğdi ve Derin'e biraz daha yaklaştı.

"Peki Derin. Benim adım da Emre, tanıştığıma memnun oldum. Ama bil diye söylüyoru. Kadın avcıları, aynı zamanda seçicidirler de. Onların zevklerine hitap etmek ve ruhlarını okşamak düşünüldüğü kadar kolay değildir. Hatta zor olduğu bile söylenebilir. Ve ben burada durmuş senin gözlerinin içine bakıyor, aramızda bar tezgâhı olduğu halde sana yaklaşmaya çalışıyorsam bu demek değildir ki bunu başardın. Ama evet, beni bir sonraki adımı atmaya teşvik ediyorsun ve bu benim çok hoşuma gidiyor."

Derin'in yüzünün yan tarafına düşen saçı işaret parmağıyla hafifçe geri attı. Kendisine seslenildiğini duyduğundaysa Derin'e göz kırptı ve diğer müşterilerle de ilgilenmek için yanlarından ayrıldı.

"Birileri flört mü etti yoksa?"

Esin, Derin'i dirseğiyle dürttü. Diğerleri de heyecanla Derin'e odaklandıklarında Derin bakışlarını Emre'den ayırıp omzunu silkti.

"Hoş çocuktu. Biraz flört etmenin kimseye zararı olmaz öyle değil mi?"

Gülüşleri etrafa yayılırken güzel bir gece geçirmenin tadını çıkarttılar. Bir süre daha orada vakit geçirdikten sonra uyumak için odalarına döndüler.

***
Geliyor gelmekte olan 👇🏻

BENİM DÜNYACA ÜNLÜ SEVGİLİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin