Hey sen,
Müziği başlatmayı sakın unutma ☝🏻(Üst Bilgi: Esin)
***Esin'le Chris'in karşılaşmasıysa daha farklı gerçekleşmişti. Onlarınkine bir davetiye vesile olmuştu ve davetiye o kadar doğru bir zamanda Chris'in eline geçmişti ki Chris bundan daha iyisini düşünemiyordu.
Günce'nin üniversite projesi kapsamında hangi galeride çalışacağı belliydi. O sanat tarihi okuyordu ve alanında geniş bir bilgi birikime sahip olmasının yanı sıra resim yeteneği de olduğundan namı yayılmış bir kuruluşa yönlendirilmesi yapılmıştı. White Walls'dı burası ve Bombay Darbar gibi yalnızca öz geçmişe bakmadığından Esin'i kabul etmişti. Bu gece de büyük bir sergiyle açılışını yapacaktı. Sergide pek tabi Esin de görevliydi ancak o geceden itibaren bir süre The Mystery Of Sound'da olmayacaklarını bilmesine rağmen Bernald Richowski sürpriz bir doğum günü partisi düzenlediğinden Esin hazırlıklara yardım etmek zorundaydı. Aksi halde işe geri döndüklerinde Bernald'ın bunun acısını ondan çıkartacağını biliyordu ve onun bitmek bilmeyen söylemlerine maruz kalmaktansa bu eziyete katlanmayı tercih ederdi.
Bu yüzden açılış saatine kadar The Mystery Of Sound'da kalmaya karar verdi ve kendini tempoya teslim etti. Ancak çok geçmemişti ki içeri girenlerden biri, birkaç gündür ortalıkta görünmeye başlayan yeni çocuk yanına gelip henüz toplayabildiği dikkatini dağıttı.
"Selam bebek."
Esin başını kaldırıp çocuğa baktığında, onun yıpranmış bir kot ceket ve bedeninin iki katı büyüklüğünde tişört giyen, sivilceli, jöle manyağı bir ergen olduğunu gördü. Elinde de bir içecek vardı ve onu yudumluyordu. Esin gözlerini devirerek tekrar işine döndü.
"Adım Jackson. Burada yeniyim," diye devam etti çocuk bardağındaki pipeti dişlerinin arasında ezerken.
Esin derin bir nefes aldı ve başını kaldırıp boş gözlerle Jackson'a baktı.
"Pekâlâ, çocuk. Ne istiyorsun?"
Jackson denen çocuk aptal bir gülümsemeyle göz kırptı ve fısıltıyla konuştu.
"Biraz takılmak?"
Esin çocuğun 1980'lerdeymiş gibi davranmasının üzerine güldü ve gözlerini kısa bir süreliğine etrafta gezdirdikten sonra tekrar çocuğa dönüp çenesiyle onu işaret etti.
"Orada dur bakalım, Jackson. Burada ne işin var? Reşit gibi görünüyorsun."
Jackson'ın yüzü bir anlığına düşse de aptal ifadesinden ödün vermeden aynı gülümsemeyle cevap verdi.
"Ben Jackson Richowski. Tanıdık geliyor mu?"
Esin tekrar gözlerini devirdi ve bu aptal çocukla konuşmaması gerektiğini anladı. Onu tanımıyordu bile. Muhtemelen içeri sızmış ergenlerden biriydi. Güvenlik görevlilerini aramak için telefonu eline almıştı ki çocuk bileğine yapıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM DÜNYACA ÜNLÜ SEVGİLİM
Ficção AdolescentePartiler, kovalamacalar, pembe dizilerden fırlamış tekinsiz adamlar, yüzümüze patlayan flaşlar ve bir de... DÜNYACA ÜNLÜ SEVGİLİM. Kendilerini entrikaların kasıp kavurduğu bu gösterişli dünyada bulan dört genç kızın çılgın hikayesi.