34. Bölüm - Aklıselim

4 1 1
                                    

Hey sen,
Müziği başlatmayı sakın unutma ☝🏻

Hey sen,Müziği başlatmayı sakın unutma ☝🏻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Peter birkaç gündür, arkadaş gruplarındaki en aklı başında insan konumundaydı.

Bu çok sık olmazdı çünkü Peter hep biraz çılgındı ve genellikle bir şeyleri alt üst eden kişi olurdu; şimdiyse toparlaması gerektiğinin farkındaydı, hiç olmadığı kadar.

Bu yüzden saatlerdir yaptığı baştan sağma provaları bırakarak ceketini giydi ve günlerdir ne onunla ne de birbirleriyle iletişim kuran çocukları kendine getirmek için harekete geçti.

***

İlk olarak Lucas'ın evine gitti. Gitmeden önce onu telefonla aramayı denedi ancak birkaç çalıştan sonra tekrar lanet telesekretere düştü telefon. Yine de pes etmedi çünkü Lucas'ın evde olduğuna emindi.

Kapıyı bir kez çaldığında Valentine karşıladı onu.

"Merhaba, Peter!" dedi her zamanki cana yakın tavırlarıyla. "İçeri girsene. Lucas'ı çağırıyorum hemen."

Peter kızın direkt konuya girmesi karşısında güldü ve kibarca teşekkür ederek içeri girdi.

Koltuklardan birinde oturan Austine onu görünce elindeki telefonu yanına koydu ve ayağa kalkarak Peter'a sarıldı hemen. Çocuğun üzerinde o bilindik ergen halleri vardı ve bir zamanlar kendilerinin de öyle olduğunu düşünmek Peter'ı güldürüyordu. Gerçi şu anda da pek büyüdükleri söylenemezdi. Hala ani çıkışıyor, aptalca sözler söylüyorlardı.

Birkaç dakika sonra aşağı indi Lucas.

"Merhaba, dostum!" dedi yarım bir gülümsemeyle. Peter onun bitkin olduğunu anlamıştı hemen. Kocaman gülümseyerek Peter'ı kucakladı ve sırtını sıvazladı güven hissi yaratmak isteyerek. Ne olursa olsun arkadaşlarının yanındaydı, bunun farkında olmalarını istiyordu sadece.

"Haber verecektim ama lanet telefonun kapalıydı," diye takıldı şakayla karışık.

"Üzgünüm," demekle yetindi Lucas. "Sadece bilirsin; birkaç gündür hiçbir şey yapasım gelmedi. Telefonumu şarja sokmak bile gereksiz gibiydi."

"Anlıyorum elbette," diyerek başını salladı Peter. "Ama bu şekilde olmaz, Lucas. Bu daha kaç gün sürecek ve nerede son bulacak? Hepiniz berbat hissediyorsunuz, bunu anladım. Ancak bir noktada toparlanmanız ve mantıklı düşünmeniz gerek, anlıyor musun?"

"Yani Günce ile konuşup, aramızda yaşananları çözmeye mi çalışmalıyım?"

Peter bunu da yeri geldiğinde elbette söyleyecekti ancak şu an çok erkendi ve bazen konuşmak sorunları halletmezdi. Bu ters tepebileceği gibi, Peter Lucas'ı yüreklendiren kişi olmayı da istemiyordu. Bu yüzden özellikle söylediklerinde kızlardan bahsetmemeye özen göstermişti; mantıklı düşünmesi için tek başına kalması en sağlıklı olandı.

BENİM DÜNYACA ÜNLÜ SEVGİLİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin