Hey sen,
Müziği başlatmayı sakın unutma ☝🏻(Üst Bilgi: Leo Martinez)
***"Ne izlemek istersiniz Bay Martinez? Seçimi size bırakıyorum," dedi Aylin ve kumandayı yanı başında oturan Leo'nun kucağına bıraktı. Bugün de son birkaç gündür her iş çıkışında olduğu gibi Leo'nun evindeydi yine ve yorgunluklarını güzel bir film izleyerek atmayı planlıyorlardı. Leo da yorucu bir provanın ardından soluğu Aylin'in yanında almıştı ve ne izleyecekleri pek de umurunda değildi açıkçası. Aylin'le bir aradaydılar ya onunla izleyeceği her şeyin gözüne güzel geleceğine emindi.
Bu yüzden zaman kaybetmeden karşılarına çıkan ilk filmde karar kıldı ve şans eseri güzel bir romantik komediydi bu. Üstelik epey keyif vericiydi ve Leo'nun hazırladığı patlamış mısır da eşlik ettiğinde bir hayli hoşlarına gitmişti. Ancak çok geçmemişti ki dışarıdan duyulan bir ses film keyiflerini yarıda kesti. Ne olduğunu anlamak için bahçeye çıktıklarında bahçedeki fıskiyelerden birinin nedensizce açıldığını ve daha yeni sulanmış çimleri ıslatmaya başladığını gördüler.
"Hay aksi! Neden oldu ki şimdi bu?"
Leo, fıskiyeyi kapatmak için kontrol mekanizmasına yöneldi hemen. Ne var ki mekanizma bozulmuştu. Leo'ysa Aylin her geldiğinde yaptığı gibi bahçeyle ilgilenen görevliyi evden uzaklaştırdığı için onlardan başka kimse yoktu etrafta. İş başa düşmüştü.
Bu yüzden ne yaptığına dair pek de bir fikri olmadan mekanizmaya el attı Leo ve işte o an olanlar oldu. Diğer fıskiyeler de ardı ardına açıldığında bahçe onların şaşkın bakışları altında sular altında kaldı. Aylin de yardım etmek için yanına koştuğundaysa çok geçti artık. Üstleri başları çoktan ıslanmıştı ve kapatamayacaklarını anlayarak geri çekildikleri sırada Leo'nun kayarak yere düşmesi içinde bulundukları durumu bir anda çok daha komik bir hale dönüştürmüştü.
Aylin, kendini tutamayıp gülmeye başladığında Leo'nun doğrulup köşedeki hortumlardan birini kapması bir oldu. Aylin ne yapacağını anlayarak kaçmaya başladığındaysa kahkahaları doldurdu bahçeyi ve Aylin'de eline bir başka hortum aldığında aralarında kıyasıya bir su savaşı başladı. Birbirlerinden kaçıyor, birbirlerine koşuyorlardı ve güneş fıskiyelerden yayılan suyun yüzeyinde parlayıp onların üzerine düşerken masmavi gökyüzü bu güzel anlara tanıklık ediyordu.
Nihayet su savaşını bitirip içeri girdiklerinde ise yepyeni bir anı unutulmamak üzere zihinlerine kazındı.
Üstlerini değiştirmişlerdi ve ıslandığı için Leo'nun tişörtlerinden birini giymek zorunda kalmıştı Aylin. Leo, üzerine geçirdiği andan beri gözlerini ondan alamıyordu. Görevliye gelip fıskiyeleri düzeltmesini haber verdikten sonra yeniden filme dönmüşlerdi ancak film boyunca Leo'nun gözleri sürekli Aylin'e kayıp durmuştu.
Aylin bunun farkındaydı elbet. Nedenini ise anlayabiliyordu. Zira kendisi de Leo'ya ait bir parçayı üzerinde taşırken onunla benzer hisleri paylaşıyordu. Elinde değildi. Çok samimi bir ayrıntıydı bu çünkü. İlişkilerini bir anda bambaşka bir boyuta taşımıştı sanki ve Aylin meydan okuyan bakışlarını, dudaklarında halinden memnun biraz da utangaç bir gülümsemeyle ona çevirdiğinde Leo'nun söyledikleriyle bu his somutluk kazandı.
"Orada oturup beni izlemeye devam mı edeceksin öyle?" diye sorduğunda Aylin, rahatsız olmuş değildi kesinlikle. Aksine ilgisinin devamlı ona yöneliyor olması hoşuna gitmişti. Leo'nun bakışlarında ise yoğun bir beğeni ve hayranlık vardı. Dudakları sıcak bir gülümsemeyle kıvrılmıştı.
"Şu anda benim görebildiğim şekilde görebilseydin kendini eğer, emin ol sen de aynı şeyi yapardın," diyerek ona doğru uzandı Leo ve Aylin'in kalbi sözlerinin, yakınlığının karşısında tatlı tatlı sıkışırken çenesinin hemen altından iç gıdıklayıcı bir yavaşlıkla öptü onu. Ardından geri çekildi, kollarını Aylin'in etrafına sararak onu kendine çekti.
Her ikisinin de kalp atışları hızlanmışken ve kalpleri uyumla atarken aralarındaki ilişkinin manevi bir yakınlıktan çok daha fazlasını ifade ettiğini hissedebiliyorlardı artık.
Aylin de dizlerini kırıp tereddüt etmeden kollarının arasına yerleştiğinde birbirlerinin tadını çıkararak filme odaklandılar tekrar ve dakikalar ilerlerken bir arada bulunmanın mutluluğuyla doldular.
***
Sonrasında birlikte Leo'nun aile albümüne bakarken buldular kendilerini. Odanın bir köşesinde duran tek bir fotoğraftan açılan sohbet aile albümlerine bakmaya dönüşmüştü. Leo'nun ailesine dair öğrendiği yeni şeylerse bir hayli şaşırtmıştı Aylin'i. Tepkisine karşılık Leo'nun söyledikleriyse bir arada zaman geçirirken çoğu zaman olduğu gibi yine fazlasıyla özel hissettirmişti onu."Abinle üvey kardeş olduğunu bilmiyordum," demişti Aylin. Leo ve ablası babalarının ikinci evliliğinden doğan çocuklarken abisi ilk evliliğindendi. Ancak bu durum kardeşliklerine zarar vermemişti. Leo bu gerçek karşısında yalnızca omzunu silkti ve son derece rahat bir biçimde çenesini arkadan Aylin'in omzuna yaslayarak yakınlığıyla bir kez daha başını döndürdü.
"Zamanla hakkımdaki her şeyi öğreneceksin. İyisiyle kötüsüyle. Ve yine zamanla hangilerini sevip sevmediğine sen karar vereceksin."
Onun geleceğe yönelik konuşması Aylin'i umutlandırmıştı. Heyecanla parlayan gözlerini ona çevirdi ve gülümsedi. Gülümsemesi Leo'nun yüreğini bir kez daha tamamen sevgisiyle doldurdu.
Gün böylece geçip giderken onların ilişkileri de yeni bir derinlik kazanmıştı.
***
Şöyle bir nazar boncuğu bırakalım da biz
🧿
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM DÜNYACA ÜNLÜ SEVGİLİM
Teen FictionPartiler, kovalamacalar, pembe dizilerden fırlamış tekinsiz adamlar, yüzümüze patlayan flaşlar ve bir de... DÜNYACA ÜNLÜ SEVGİLİM. Kendilerini entrikaların kasıp kavurduğu bu gösterişli dünyada bulan dört genç kızın çılgın hikayesi.