Partiler, kovalamacalar, pembe dizilerden fırlamış tekinsiz adamlar, yüzümüze patlayan flaşlar ve bir de... DÜNYACA ÜNLÜ SEVGİLİM.
Kendilerini entrikaların kasıp kavurduğu bu gösterişli dünyada bulan dört genç kızın çılgın hikayesi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*** (Üst Bilgi: Leo Martinez)
Miami'den ayrıldıklarından beri çocuklardan haber almıyordu kızlar.
Onlarla iletişime geçmiyorlardı. Yalnızca ara sıra magazin haberlerinden sızan duyumlar geliyordu kulaklarına. Leo'nun Mickey Rivera'yla anlaşmasını sonlandırdığına dair haberler ve ardından peşi sıra sıralanan spekülasyonlardı bunlar. Pek çoğu yalandı belki. Ancak birçoğu da doğruydu bu haberlerin ve müzik camiasına bomba gibi düşmüştü.
Özellikle Leo'nun basına yansıyan görüntüleriydi gündeme damgasını vuran. Leo karıştığı kavgalarla anılmaya başlamıştı son zamanlarda ve müziğe ara verme kararından ziyade hayranları başta olmak üzere herkesi şaşkına uğratan da buydu. Her daim cana yakın, sempatik ve kendinden emin duruşuyla uyuşmuyordu bu halleri. Ancak bu hali en çok da Aylin'i şaşırtmış ve sarsmıştı. Çünkü o Leo'yu tanıdığını sanıyordu ama görünen o ki yanılmıştı. Doğum gününden beri Leo, Leo değildi sanki ve gün be gün kimliğinden uzaklaşarak onun tarafından yaralanmış olmasına rağmen yine Aylin'in onun için üzülmekten geri duramayacağı kadar acınası birine dönüşmüştü.
Üstelik bunun için yapabileceği bir şey de yoktu. Kabul etsin etmesin kopmuşlardı birbirlerinden ve onları bir araya getirebilecek bir şey de kalmamıştı. Bu saatten sonra ona ancak ve ancak arkadaşları yardım edebilirdi. Ne var ki karşılıklı affedişlerle zor da olsa rayına oturmuş arkadaşlıkları da Leo'yla Peter'ın arasında yaşananlardan sonra tekrar rayından çıkmıştı.
Diğerlerinin Leo'ya yardım edebilmeleri için öncelikle Peter'la Leo'nun arasının düzelmesi gerekiyordu. Çünkü Leo ona dair güveninin zedelenmesi diğerlerine duyduğu güveni de etkilemiş gibi hiçbirini yaklaştırmıyordu yanına ve bu kez işler öyle kolay kolay düzelecek gibi de değildi.
"Hadi ama dostum! Daha ne kadar sürecek bu küslük? Eminim Peter'ın da bu sırrı saklamak için geçerli bir nedeni vardır."
Dakikalardır Leo'nun kapısındaydı Chris ve Lucas. Boşa bir çabaymış gibi görünse de Leo'ya onları içeri alması için dil döküyor, onu ikna etmeye çalışıyorlardı. Leo'ysa kararından dönmeyecek gibiydi. Katı bir inat vardı üzerinde ve kendinde olmadığı da belliydi. Neyse ki Chris ve Lucas, ona bu davranışını görmezden gelebilecekleri kadar çok değer veriyorlardı. Bu yüzden Lucas da Chris'in sözlerine ekleme yaptı ısrarla ve bu bir nebze de olsa yumuşattı Leo'yu.
"Lütfen Leo. Biz senin dostunuz, Peter da öyle. İsteyerek seni incitecek bir şey yapmayacağımızı biliyorsun. Yıllardır tanıyoruz birbirimizi. Bu yüzden gidin başımdan, yalnız kalmak istiyorum gibi zırvalar sürme önümüze. Çünkü seni bu halde yalnız bırakamayacağımızı biliyorsun. İçimizden biri senin yerinde olsaydı eğer sen de böyle yapardın. Bu yüzden şimdi içeri al bizi ve oturup doğru düzgün konuşalım."
En sonunda Leo pes edip de onları içeri aldığında bu kez Peter'ı dinlemesi için ikna ettiler onu ve Peter da yanlarına geldiğinde aralarındaki buzlar da çözüldü nihayet. Peter, Mickey'le Abigail Flores'in ilişkisini sakladığı için Leo'dan özür diledi. Ardından bu sırrı saklamasına neden olan gerekçeleri sıraladı ona bir bir ve tek amacının onu zarar görmekten korumak olduğunu söyledi tüm samimiyetiyle. Leo'nunsa daha fazla söze ihtiyacı yoktu. Tüm kararlılığı çocukları karşısında görene kadardı. Hiç olmazsa yalnız değildi artık. Arkadaşları yanındaydı ve bu bile saplantılı düşüncelerinden bir nebze de uzaklaşmasını sağlayarak onu rahatlatmıştı.
Aklı hala tam anlamıyla yerinde sayılmasa da arkadaşlarının yardımıyla toparlanmak ve hayatının kontrolünü yeniden eline almak için bir şansı vardı artık.
