Hey sen,
Müziği başlatmayı sakın unutma ☝🏻***
Leo arabayı karanlık bir köşeye çektiğinde, yakınlardan gelen ses gürültüsü Aylin'in parti yakınlarında olduklarını anlamasını sağladı.
Burası ise arabalar için ayrılmış köşelerden biriydi sadece; sokak lambası biraz ilerideki çöp konteynırının üstüne zayıf bir ışıkla vuruyordu. Günler ilerledikçe şiddetini arttıran rüzgâr çöp poşetlerini kırıştırıyordu usulca. Ancak arabanın içi sıcacıktı. İçeride yoğun bir huzur vardı sanki.
"İyi misin?" diye sordu Aylin bedenini Leo 'ya doğru çevirerek.
"Sen iyi misin?" dedi Leo gergin bir gülümsemeyle. "Kameraların karşısına ilk kez çıkmayacağım ben."
Aylin kalbinde bir ağrı hissetti. Sesli söylenince heyecanı yeni uyanmıştı sanki. Sahiden; kameralar olacaktı orada. Kameralarla arasının iyi olmaması bir kenara, bu çok büyük bir adımdı. İlişkileri kendilerine saklı olmayacaktı artık. Diğer insanların bihaber olduğu ilişkileri, milyonların eleştirisine açık olacaktı ve bu Aylin'i korkutuyordu.
"Ne olursa olsun," dedi Leo Aylin'in diz kapağını ovalayarak. Aylin sıçrayacakmış gibi hissetse de koltuğunda sabit kalmayı başarabildi. "Kulaklarını kapatmaya çalış. İnsanlar acımasız olabiliyor."
Aylin endişelerine rağmen omuz silkti.
"Önemli değil. Aramızdaki şey... bizden başka kimse bilmiyor onu."
Leo'nun yüzüne yarım bir gülümseme yerleşti. O kadar derin ve anlamlıydı ki, Aylin ona doğru itildiğini hissetti. Sanki arkasındaki görünmez bir güç bedenini ileri doğru itmişti. Usulca koltuğunda ileri doğru kaydı ve tek elini Leo'nun çenesine yerleştirip dudaklarını dudaklarına bastırdı. Uzun, sade ve sıcak bir öpücük bıraktı oraya. Gözlerini açmadan önce Leo'nun dudaklarındaki yumuşaklığı iyice hissetti. Ardından minik minik geri çekildi ve yüzünü uzaklaştırmadan bekledi orada. Karanlıkla gölgelenmiş gözleri az önce öpmüş olduğu dudaklardan uzaklaşarak Leo'nun gözlerine çıktı. Onun hoş bir siyahlıkla boyanmış kirpiklerini inceledi, koyu kahve gözlerine baktı.
Leo'nun dolgun alt dudağı üst dudağından ayrılmıştı hafifçe. Tekrar yaklaştı Aylin'e ve basit bir hareketle birleştirdi dudaklarını. İkisinin hissettiği huzurlu bir şeyler vardı tam şu anda; onları çevreleyen bir güvenlik bulutuydu sanki.
Dudaklarını bir kez dokundurup, bekledi Leo. Aylin dudaklarının üstündeki sıcaklığı hala hissediyordu ancak tamamen sahip değildi ona. Leo'nun dudaklarına bir an önce kapılmak istiyordu. Leo titrek bir nefes aldı ve tek elini Aylin'in boynuna, tek elini de beline koyarken tekrar bastırdı dudaklarını. Baş parmağıyla Aylin'in yanağını okşarken kirpiklerini birbirine kapatmıştı Leo ve ikisinin de dudakları saniyelerle beraber ıslanmaya devam ederken, Aylin dudaklarının karıncalanmaya başladığını hissediyordu.
Koltuğunda biraz daha kayarak Leo'ya daha çok yaklaştığında elbisesi yukarı doğru sıyrıldı kolayca. Leo'nun belinde duran elinin baskısı bir saniyeliğine arttı ve öpüşleri dengesizleşti. Tekrar sabitlendiğinde ise Aylin'in sırtı yay gibi gerilerek bir kez daha Leo'ya yöneldi ve öpüşleri sıklaştı böylelikle. Leo'nun solukları ikisinin dudaklarının arasından taşarak kulağını okşuyordu Aylin'in. Kesik kesik öpüşler bırakıyordu Leo; hepsi öyle istekliydi ki, yetişemiyordu bile Aylin.
Boştaki elini Leo'nun kolunun altından geçirerek sırtına yerleştirip, oradan aldığı destekle kendini ona doğru çekince, Leo bir anda geri çekildi ve aynı saniye içerisinde Aylin'in belindeki eli kalçasını kavradı; ardından becerikli bir hareketle dizlerine çekti Aylin'i. Aniden sırtında direksiyonu hisseden Aylin'in göğsü hızlıca alçalıp yükseliyordu. Bulunduğu pozisyonun onun için heyecan verici bir rahatsızlığı vardı ancak Leo sırtını yükseltip de ona doğru yaklaştığında saf heyecan hissetti karnında.
Üst dudağını dudaklarının arasına alıp yavaşça emdi ve bakışlarını Aylin'inkilere sabitlerken geri çekildi Leo. Bu o kadar çekiciydi ki, kemiklerinin eridiğini hissetti Aylin. Ardından alt dudağını içine çekti Leo. Aynı baskıyı oraya uyguladıktan sonra dişlerini bastırdı hafifçe. Öpüşünde nazik bir sertlik vardı ve bunun nasıl olduğu hakkında hiçbir fikri olmasa da Leo'nun insanlara istediğini verme konusunda fazlasıyla başarılı olduğunu düşünüyordu Aylin.
Leo'nun yüzünü iki elinin arasına alarak o alt dudağını emdi bu sefer. Dişlerinin arasına sıkıştırırken ise bedeni kibarca kıvrıldı ve kalçaları Leo'nun dizleri üstünde kışkırtıcı bir şekilde hareket etti. Leo'nun iki eli de onun kalçalarını kavradı hızla; sert ve basit bir hareketle tamamen kucağına çekti Aylin'i. Aylin sanki bir yapboz parçasıymış gibi oraya yerleştiğinde Leo'nun boğazından pürüzlü bir inleme çıktı. Kaymanın etkisiyle iyice yukarı tırmanmış elbisenin açıkta bıraktığı Aylin'in bacaklarından birine yerleşti tek eli. Kalçasının biraz altından kavradı orayı ve uzun, kemikli parmaklarının altına hapsetti. Aylin'in dudakları aralandı yalnızca. Göğsü Leo'nun sert göğsüne doğru yükseliyordu usulca.
Leo'nun davetkar dudaklarına çekildi tekrar; çok, çok heyecanlıydı ve başka ne yapacağını bilmiyordu. Ancak onu öptükten sonrası kendiliğinden geldi sanki. Tek eli Leo'nun boyun kavisinden düşerek gömleğinin yakasını okşadı. Ardından diğer eli de aşağı düşünce birkaç parmağın yardımıyla gömleğin en üstteki düğmelerinden birkaçı çözüldü hızla. Leo'nun bacağındaki elinin baskısının arttığını hissetti Aylin. Aynı el aniden elbisesinin altına girerek kalçasına çıktı ve aynı anda Leo kendine bastırdı Aylin'i; ikisi de birbirlerinin dudaklarına doğru inlediler fısıltıyla karışık.
Leo hemen Aylin'i biraz önce bulunduğu yere, dizlerine doğru iteledi ve derin bir iç geçirdi.
"Şey, üzgünüm," dedi uykulu gibi bir ses tonuyla. "Biraz ileri gittim."
Aylin buna ne cevap vereceğini bilmiyordu. Kulaklarında inanılmaz bir baskı vardı ve tüm vücudundaki kan akışı inanılmazdı. İrilenmiş gözleri ile Leo'ya bakmayı sürdürdü sadece. Şu an konuşmak fazlasıyla garip bir durumdu ve zaten dilinin dönebileceğini de düşünmüyordu.
Onun kendisine bu şekilde bakması Leo için bir işkenceydi. Öpüşü ve dokunuşu altında öyle dağılmıştı ki, bu çok hoş görünüyordu. Bozulmuş saçları, kırışmış elbisesi, kızarmış dudakları...
"Lanet olsun," dedi Leo ve bir saniye sonra kendini tekrar Leo'nun kucağına çekilmiş buldu Aylin. Kibar ağzı aralanırken usulca dillerini buluşturdu Leo. Aylin'in midesi büzüldü sanki, damarları birbirine dolandı. Leo'nun bel oyumundaki tek eli yukarı doğru tırmanarak Aylin'in omzuna geldi ve iki parmağını elbisesinin ince askısından geçirip aşağı indirdi basit bir hareketle. Ardından Aylin'in o taraftaki saçlarını omzundan geriye iterek başını biraz eğdi Leo ve Aylin'in açıkta kalmış beyaz boynuna bastırdı dudaklarını. Bir kere emip geri çekildi ve alt dudağını tüm boynunda sürükledi tembelce. Aylin seslice yutkundu ve geriye doğru eğdi başını hafifçe. Sırtından aşağı döküldü tüm saçları.
Dudaklarını boynundan omzuna doğru sürükledi Leo. Dişlerini Aylin'in omzuna batırdı hafifçe ve Aylin'in diğer omzundaki askı da düştü bir anda. Leo Aylin'in kendine bastırdı tekrar boğuk bir inlemeyle. Bacakları titriyordu Aylin'in. Kalçasının altındaki baskı geriyordu onu. Tekrar yutkunduğunda Leo'nun kalçasındaki eli iç çamaşırına ulaşmak üzere hareketlenmek üzereydi ki, birilerinin kahkahası duyulunca ikisi de duraksadılar hemen.
Bir kızın gülüşü yükseldi önce; ardından Aylin'e kesinlikle tanıdık gelen bir adam göründü. Beraber ışığın altındaki duvara yaslandılar ve gülüşmeye başladılar. İkisinin de şimdiden kör kütük sarhoş olduğu belliydi.
***
🔥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM DÜNYACA ÜNLÜ SEVGİLİM
Teen FictionPartiler, kovalamacalar, pembe dizilerden fırlamış tekinsiz adamlar, yüzümüze patlayan flaşlar ve bir de... DÜNYACA ÜNLÜ SEVGİLİM. Kendilerini entrikaların kasıp kavurduğu bu gösterişli dünyada bulan dört genç kızın çılgın hikayesi.