Partiler, kovalamacalar, pembe dizilerden fırlamış tekinsiz adamlar, yüzümüze patlayan flaşlar ve bir de... DÜNYACA ÜNLÜ SEVGİLİM.
Kendilerini entrikaların kasıp kavurduğu bu gösterişli dünyada bulan dört genç kızın çılgın hikayesi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
***
Kızların sonraki haftaları The Mystery Of Sound'a alışmakla geçti. Aslında deneme sürecinde bu kısmı çoktan atlatmış olmaları gerekirdi. Zira yoğun ve yorucu saatler geçirmişlerdi ancak sorun mekânın temposuyla ilgili değildi. The Mystery Of Sound atmosferiyle kızların başını döndürmüştü.
İşe alınmadan önce burada geçirdikleri o ilk haftada mekân son derece sakin, en azından Miami de bulunan bir gece kulübünden ne kadar beklenebilecekse o kadar mütevazı görünmüştü. Gece eğlenceleri had safhadaydı elbet. Işıkların göz kamaştırdığı mekânda içkilerin biri doluyor, biri boşalıyor, kulübün arkasında bulunan havuz sık olmasa da partilerin uğrak mekanı sayılıyordu. Gece boyunca müzik kesintisiz devam ediyor ve her gelişinde yeni konuklar taşıyan gösterişli arabalar The Mystery Of Sound'un önünden eksik olmuyordu.
Ancak en azından o günlerde kızların müstehcen olarak niteleyebilecekleri bir ortam yoktu kulüpte. The Mystery Of Sound'u onlar için kaçırılmaz bir fırsat haline getiren de bu olmuştu. Kızlar Miami'deki diğer eğlence mekanlarından haberdardılar ve buraların ne tür bir eğlence anlayışına sahip olduklarını az çok kestirebiliyorlardı. Haliyle sorup soruşturmadan pek de üzerine düşmeden imzalamışlardı sözleşmeyi. Ancak bilmedikleri bir şey vardı ki The Mystery Of Sound diğerlerine nazaran daha seviyeli bir mekân olma özelliği taşısa da çok da masum sayılmazdı. Saatler gece yarısına yaklaştığında bilinmeyen yüzünü ortaya çıkarıyor, en usta dansçıları hünerlerini sergilemek için her yönden yükselen direklerde ve tepeden asılan kuşaklarda boy gösteriyorlardı.
Kızlar işte tam da bu zamanlarda ayrılmışlardı kulüpten. Deneme sürecinde oldukları için Bernald Richowski erken bırakmıştı onları o hafta. Dans gösterilerini yakalama fırsatları da olmamıştı bu yüzden. Bernald Richowski de onlara bundan söz etmeyi gerekli görmemişti. Sonuçta böyle bir mekânda çalışmayı istediklerine göre bu tarz gösterilerden de haberdar olmalıydılar.
Ama aksine, kızlar sözleşmeyi imzalayıp tam anlamıyla The Mystery Of Sound çalışanı oldukları o ilk geceye kadar böyle bir gösteriye şahit olmak ne kelime, bu tip bir eğlencenin kıyısından köşesinden bile geçmemişlerdi. Hal böyle olunca da eğlencenin sarsıcı bir etkisi olmuştu tabi. Sonuçta fazlasıyla normal giden hayatlarında her gün böyle bir manzarayla karşılaşmıyorlardı ve ne kadar değişime açık kişiler olsalar da adapte olmak için bir hayli çaba göstermeleri gerekmişti. Artık servis sırasında aniden üstlerinde beliren dansçılar şaşırtmıyordu onları ya da dans figürlerinin müstehcenliği karşısında yüzleri kızarmıyordu. Ama hala zaman zaman kendileri garip hissettikleri de olmuyor değildi.
"Baksana, o hareketi nasıl yapabiliyor öyle?"
Derin yanından geçmekte olan Aylin'i durdurdu ve dansçı kıza bakmasını sağladı. Başka bir zaman olsa Aylin onu dürterek gözünü dikip incelememesini söylerdi. Ama kız öyle hünerli şekilde sanatını icra ediyordu ki Aylin bile kızı izlemekten geri alamamıştı kendini.
"Sence de şu yaptığı insan anatomisine ters değil mi?" dedi Derin. "Hatta bunun fizik yasalarında bile yeri olduğunu sanmıyorum."
Dansçı kızın hatlarının kıvraklığı ve esnekliği öyle dudak uçuklatacak cinstendi ki aralarında dansa en meraklı olan Derin bile şaşırmadan edememişti. Gerçi onun ilgisi daha çok Samba, Rumba ve Tango gibi bilinen tatlara yönelikti. Kendini direklerle iç içe geçmiş bir vaziyette de hayal edemiyordu zaten. Beceremeyeceğinden değil tabi. O daha çok böyle bir işe kalkışırsa eğer geniş akraba çevresinden alacağı tepkilerle ilgileniyordu.
Başını yana eğerek hareketi anlamlandırmaya çalıştığı sırada Aylin gülerek onu diğerlerinin yanına sürükledi ve dansçı kızı çalışmalarıyla baş başa bıraktılar.
Bar bölümüne ilerlediklerinde yorgunluktan bitap düşmüş kızlar karşıladı onları. Aylin son birkaç aydır bu görüntüye ne kadar aşina olduklarını düşündü o an. Ancak Miami'deydiler ve hayallerine adım adım yaklaşıyorlardı. Bu yüzden pek de önemsememelilerdi bu zorlukları. Çünkü henüz haberleri olmasa da gerçekleşen hayalleri Miami'de bir yaşam ve eğitim şansıyla sınırlı kalmayacaktı. Kaderin onlar için çok daha farklı planları vardı ve kapıyı çalmak gibi bir huyu da yoktu. Kızları bekleyen her neyse doğrudan hayatlarına girmek üzereydi.
"Sizce görev tanımlarımızda anın tadını çıkartmakla ilgili bir madde var mıdır?"
Derin'in sorusu halsizce ayakta durmaya çalışan kızlar arasında ufak bir gülüşmeye neden oldu. Onu tanıyorlardı ve az çok aklından neler geçtiğini tahmin edebiliyorlardı. Muhtemelen çılgınca sayılabilecek fikirlerinden birini daha öne sürecekti ama ne yalan söylesinler kızların tam da böyle bir fikre ihtiyaçları vardı.
Bu yüzden dans etme fikrini öne sürdüğünde itiraz gelmedi. Durup dinlenemeyeceklerine göre en azından biraz eğlenebilirlerdi. Zaten mesailerinin sonuna yaklaşıyorlardı ve gecenin diğer zamanlarına nazaran siparişler de bir hayli azalmıştı. Üstelik diğer çalışanlarda da gözle görülür bir rahatlık vardı.
Böylece Aylin'in ufak tefek birkaç itirazı da ustalıkla savuşturuldu ve kızlar nihayetinde dans alanında buldular kendilerini. Müziğin ritmine kapıldıkları sıradaysa kader örmeye başladı ağlarını.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
