33. Bölüm - Doğum Günü (Part IV)

2 1 0
                                    

Hey sen,
Müziği başlatmayı sakın unutma ☝🏻

Hey sen,Müziği başlatmayı sakın unutma ☝🏻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Üst Bilgi: Abigail Flores)
***

İçeri girdikleri anda onları ardı ardına patlayan flaşlar, konfetiler ve alkışlar karşıladı. Orada bulunan herkes kuşkusuz bu anı bekliyordu. Doğum günü çocuğu teşrif etmişti artık ve beklemek için hiçbir neden kalmamıştı. Leo'nun en sevilen şarkıları yankılanmaya başlamıştı ortamda ve ardı ardına flaşlarla, göz kamaştıran ışıkların arasında Aylin'in gözleri kısılmıştı. İlk kez böylesi bir insan kalabalığın ilgisine maruz kalıyordu; şimdiden gerildiğini, heyecandan ellerinin buz kesmeye başladığını hissediyordu. Neyse ki Leo yanındaydı ve gözleri şöyle bir etrafta dolaşıp da ona kalabalığın arasından heyecanla el sallayan kızları da gördüğünde bir nebze de olsa endişelerinden arındığını fark etti.

"Rahatla ve tadını çıkar olur mu? Bu gece endişeye yer yok."

Leo'nun kulağının dibindeki sesi gerçekten de huzur vericiydi. Aylin gevşediğini hissetti. Dudakları nihayet gülümsemeyle kıvrıldığında Leo'ya döndü ve Leo da yüzünde hoş bir gülümsemeyle başını boynuna gömdüğünde flaşlar bu kez bu yakınlık için patladı. Leo geri çekildiğinde ortaya gösterişli bir pasta geldi ve peşi sıra dağıtılan içeceklerin ardından da parti tam anlamıyla başlamış oldu.

Yiyecekler yeniyordu, içecekler içiliyordu, en güzel şarkılar eşliğinde insanlar dans ediyor, Leo etrafta dolaşıp dostlarını selamlarken Aylin'i de onlarla tanıştırıyordu. Bu sırada kızlar çocuklarla vakit geçiriyor ve partinin tadını çıkarıyorlardı. Leo konuştuğu herkese Aylin'in kız arkadaşı olduğunu söylüyor, Mickey'in rahatsızlık duyduğunu belli eden bakışlarını görmezden geliyordu. Mickey bu ilişkiyi onaylamadığını pek çok kez dile getirmişti ona; üstü açık ya da kapalı şekilde. Leo ise bu ilişkiyi sonlandırmamış olması bir yana şimdi karşısına geçmiş inadına herkese duyuruyordu birlikteliklerini. Basın mensupları yoktu belki orada ama yine de bu Mickey'in huzursuz olmasına engel değildi. Leo ise özellikle bu gece umursamıyordu Mickey'i. Yalnızca güzel vakit geçirmek ve Aylin'i de iyi hissettirmek niyetindeydi.

Bu yüzden Mickey'i eleyerek birkaç arkadaşıyla daha tanıştırdı Aylin'i ve sonra doğruca annesinin yanına götürdü onu. Abigail Flores ilgiyle onlara yöneldiğinde olabilecek en rahatlatıcı tavırla ikisini tanıştırdı. Bayan Flores'in ifadesini anında sevgi bürümüştü. Gözleri yumuşacık bakıyordu Aylin'e ve onunla tanışmaktan duyduğu memnuniyet gülümsemesine yansımıştı.

"İlk kez görüyorum seni ancak Leo'yla bir aradayken öylesine mutlu görünüyorsunuz ki şimdiden sana ısındığımı hissediyorum."

Ardından Aylin'in tepki vermesine fırsat tanımadan nazikçe sarıldı ona ve Mickey'in bu ilişkiye dair tüm kuruntu ve olumsuz düşüncelerine rağmen Aylin'e kucak açtı, sevgisini sundu ona. Onlardan desteğini esirgemedi. Önemli olan çocuğunun mutluluğuydu o an ve Mickey ne derse desin oğlunu karşısına alacak değildi.

Aylin de onunla tanışmaktan ne kadar mutlu olduğunu dile getirdi gerçek bir samimiyetle. Bu kadar iyi karşılanacağını düşünmemişti hiç. Leo ikisini tanıştırmak istediğinden söz ettiğinden beri bu anı hayal ediyordu ancak onun umut ettiğinden bile daha hoş bir tanışma olmuştu. Sohbet etmeye başladıklarındaysa her şey daha da güzelleşmişti bir anda. Leo nasıl tanıştıklarını anlatmıştı annesine ancak Aylin'in kızarıp bozaracağını bildiğinden bıyık altı bir gülümsemeyle servis masası detayını es geçmeyi de ihmal etmemişti. Ardından Aylin'e okulundan ve geleceğe dair planlarından bahsetmesi için fırsat vermiş, Abigail Flores dikkatle onu dinlerken sessizce yanlarında beklemişti. İkisi şimdiden iyi anlaşmış gibiydiler. Aylin'in okuduğu bölüm Bayan Flores'in dikkatini çekmişti ve konuşacak pek çok ortak nokta bulmuşlardı.

Abisiyle ablası da yanlarına geldiğinde Leo, Aylin'i onlarla da tanıştırdı ve bir süre sonra diğer davetlilerle de konuşmak için yanlarından ayrıldılar.

Nihayet baş başa kalabildiklerinde Aylin, Leo'yu bir köşeye çekti ve ona hediyesini verdi. Bu bir kolyeydi ve Leo'nun pek çok farklı kolyesi olmasına rağmen bunun boynunda hoş duracağını düşünerek almıştı. Bir şekilde tenine yakıştırmıştı bu kolyeyi ve kolye onda özel olduğu hissini uyandırmıştı.

Ve gerçekten kolye hissettirdiklerinin hakkını verircesine zarifçe yerleşmişti Leo'nun tenine. Diğerlerini değersizleştirerek kendine özel bir yer edinmişti. Boynundan aşağıya inerek göğsünde durmuş, Aylin'den bir iz bırakmıştı tam oraya. Leo soğuk metal tenine değdikçe Aylin'i hatırlayacaktı bundan sonra, sanki aklına gelmesi için buna ihtiyacı varmış gibi. Sanki her daim aklında değilmiş gibi.

Sanki Leo'nun bir parçası değilmiş gibi.

Bu düşüncelerin kavurucu ateşiyle eğildi Leo Aylin'e doğru ve o da parmak ucunda yükselerek ona yaklaştığında dudakları buluştu tutkuyla. Aylin'in elleri omuzlarına uzandı ve kollarını boynuna dolayarak daha da yoğun bir arzuyla öptü Leo'yu. Leo kollarıyla belini sıkıca sarıp onu iyice kendine çektiğinde vücutları bir oldu adeta ve Leo üzerine eğilerek bedenini bedeniyle örttü.

Kısa süreliğine de olsa kimsenin onları bulamayacakları bir cennet yaratmışlardı kendilerine. Geri çekilebildiklerinde partiye dönmenin vakti gelmişti. Birkaç arkadaşı Leo'yu sormaya başlamıştı bile ve biraz daha ortalıkta görünmeseler eğer yokluklarının göze batacağı kesindi.

"Ben kızların yanına uğrasam iyi olacak ama hemen dönerim," dedi Aylin ve her ne kadar yanından ayrılmak istemese de Leo'nun arzulu bakışları arasında uzaklaştı oradan. Leo ise onu arayan arkadaşlarının yanına gitti.

Tam Aylin kızların bulunduğu tarafa ilerlemeye başlamıştı ki tanımadığı bir adam bileğinden tutarak durdurdu onu.

Luke Johnson'dı bu ve Mickey'nin oyununda rolünü yerine getirmek için karşısına çıkmıştı.

***
🤨

BENİM DÜNYACA ÜNLÜ SEVGİLİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin