Hey sen,
Müziği başlatmayı sakın unutma ☝🏻(Üst Bilgi: Lucas)
***O gece The Mystery Of Sound'da tam bir karmaşa hakimdi. Kızlar her gece yoğunluğun ve temponun içine düşmeye alışmışlardı ancak bu gece kulübün en hareketli zamanlarını bile sollayacak türden bir koşuşturma vardı mekânda. Herkes bir işin ucundan tutuyordu ve çalışanlar bu zamana dek hiç görülmemiş şekilde odaklıydılar işlerine. Çünkü Bernald Richowski müşteri yelpazesini genişletmek adına bir parti düzenlemeye karar vermişti ve ufacık bir hataya dahi tahammülü yoktu. Bu da işleri zorluğu yetmezmiş gibi bir de çekilmez hale getiriyordu. Son birkaç saattir kızlar Bernald Richowski'nin azarlamayla karışık yönlendirmeleri eşliğinde The Mystery Of Sound'u göz kamaştıran bir yer haline getirmeye çalışıyorlardı ve onun sürekli emirler yağdırması da işlerine hiç yardımcı olmuyordu.
"Hey sen! Uzun olan sana diyorum! ikidir gözüme batıyorsun. Bir daha şişeleri o şekilde dizdiğini görürsem eğer kendine yeni bir iş aramak zorunda kalacaksın ona göre."
Bernald'ın kendisini uyaran sesi karşısında Derin gözlerini devirdi ve daha dikkatli şekilde dizmeye başladı şişeleri. En son ki vakadan dolayı onun kendisinden hoşlanmadığının farkındaydı ve sağ olsun Bernald da bunu gizleme gereği duymuyordu. Yine de sessizliğini korudu ve o nasıl istiyorsa öyle devam etti işine. Sonuçta bu işe ihtiyaçları vardı ve Miami de yaşamlarını devam ettirmek istiyorlarsa eğer onun damarına basmamaları en iyisiydi.
Nihayet işleri bittiğindeyse ortaya çıkan manzara muhteşemdi. Kızlar The Mystery Of Sound'un her zaman diğer mekanlardan daha hoş göründüğünü düşünmüşlerdi ancak bu gece kendi tarihinde bile zirveyi görmüştü.
"Annem bu kadar güzel düzenleme yapıyor olduğumuzu görse aynısını evimizde uygulamıyoruz diye aylarca dilinden kurtulamazdık."
Esin'in sözleriyle kızlar gülüştüler ve konuklar gelmeye başladığında vakit kaybetmeden servise başladılar. Çok geçmeden de ortam kalabalıklaştı zaten ve kızların aksini mümkün kılmaya çalıştıkları halde içten içe bekledikleri o isimler de bir bir içeri girdi. Leo, Chris, Peter ve Lucas. Asıl amaçları kızları görmek olduğundan gözleri onları yakalayana dek bir şeyler yiyip içerek zaman geçirdiler bir süre. Nihayet onları bulduklarındaysa buraya her gelişlerinde olduğu gibi ayrı ayrı yönlere dağıldılar ve kızlarla karşılaşmanın yollarını aramaya başladılar.
Lucas hariç tabi. O, her şeyi olacağına bırakmakta kararlıydı ve Günce'nin yanına gitme gibi bir planı da yoktu. Ancak hesap etmediği bir şey vardı ki bu işler biraz da kader işiydi ve kaderse ikisini bir araya getirme niyetindeydi.
"Orada neler oluyor öyle?"
İçeceğinden yudumlarken sahnenin etrafında toplanan kalabalığı işaret etti Lucas. Barmen ise onun baktığı yöne çevirdi bakışlarını ve tezgâhı temizlerken önemiz bir şeylerden söz edermiş gibi omzunu silkti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM DÜNYACA ÜNLÜ SEVGİLİM
Teen FictionPartiler, kovalamacalar, pembe dizilerden fırlamış tekinsiz adamlar, yüzümüze patlayan flaşlar ve bir de... DÜNYACA ÜNLÜ SEVGİLİM. Kendilerini entrikaların kasıp kavurduğu bu gösterişli dünyada bulan dört genç kızın çılgın hikayesi.