Partiler, kovalamacalar, pembe dizilerden fırlamış tekinsiz adamlar, yüzümüze patlayan flaşlar ve bir de... DÜNYACA ÜNLÜ SEVGİLİM.
Kendilerini entrikaların kasıp kavurduğu bu gösterişli dünyada bulan dört genç kızın çılgın hikayesi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
***
Zaman ilerledikçe ve günler geçtikçe kızların ilişkileri iyiden iyiye oturmaya başlamıştı. Ayrıca çocuklarla kızların kendi aralarındaki iletişimleri de arkadaşlık çerçevesine uygun hale gelmişti zamanla ve bunun başlangıcıysa liderliğini Derin'in üstlendiği bir baskına dayanıyordu.
Derin, kızları Aylin'i takip etmeleri için ikna etmişti. Çok iyi bir plan yaparlarsa yakalanmayacaklarını söylemişti onlara ve zor olsa da onları bu fikre inandırmayı başarmıştı. Sonuçta o Leo Martinez'di. Hayran oldukları dünyaca ünlü şarkıcıydı. Böyle bir fırsatları varken neden geri duracaklardı ki? En kötü bir çılgınlık yapmış olurlardı. Diğer taraftan Esin için Leo, ablasıyla birlikte olan kişiydi ve ona göre güvende olduğundan emin olmak en doğal hakkıydı. Öte yandan emin olmasını sağlayacak daha az heyecanlı, daha legal birçok yol olduğunu da biliyordu ama diğerleri gibi onun için de Leo, Leo Martinez'di ne de olsa ve fikri onaylarken daha çok bu duyguyla hareket etmişti. Günce ve Derin için ise değişen pek bir şey yoktu. Onlar daha çok Leo'nun hayatına ve evine göz atmakla ilgileniyorlardı.
Böylece apar topar bir plan yapıldı hemen. Mark'ın Aylin'i Leo'ya götürmek için geldiği bir gün bir taksi ayarladılar hemen ve ona arabayı takip etmesini söylediler. Saatler sonra ise Leo'nun evinin önündeydiler. Büyüklüğü ve güzelliğiyle onlar da Aylin kadar büyülenmiştiler ancak gizlenmek şu an için önemli olan tek şey olduğundan incelemeyi sonraya bırakmak zorunda kalarak arabadan indiler. Mark'ın arabasıyla aralarında pek bir mesafe olmamasına rağmen taksiyi öylesine kör bir noktaya park ettirmişlerdi ki orada olduklarını kimsenin bilmesine imkan yoktu. Zaten birkaç dakika sonra da taksi olabilecek en sessiz şekilde ayrıldı Leo'nun evinin bulunduğu sokaktan. Kızlar ise Aylin, eve girip gözden kaybolduğunda içeri girebilmenin yolunu aramaya başladılar.
Çözümse kendiliğinden ayaklarına geldi. Mark, Aylin'i eve bıraktıktan sonra ayrılmak için arabasıyla dış kapıdan çıktığında kızlar ona görünmeden bahçeye girdiler ve oradan da onları Leo'nun evinin içine götürecek olan pencereye ulaştılar. Dış kapı açılmadığı müddetçe kimsenin içeri girmesi mümkün olmadığından yere kadar uzanan pencereler aralık bırakılmıştı. Leo'yla Aylin'se salonda sohbet ediyorlardı. Kızların içeri adım attıklarını duymamışlardı bile ancak ne var ki çok geçmeden orada oldukları ortaya çıkacaktı.
Çünkü beklenmeyen bir misafirleri daha vardı Leo'yla Aylin'in. Aslında birden fazlaydı. Çocuklar, Aylin'in evde olduğundan habersiz Leo'ya uğramışlardı ve kapıyı açıp da onları karşısında gördüğünde Leo'nun da bunu beklemediği açıktı. Afallamıştı önce. Ardından yüzü düşmüştü hafifçe ancak çocuklar onun yüz ifadesine dikkat bile etmeden içeri damlamışlardı.
"İlk kez evini bu kadar derli toplu görüyoruz dostum," dedi Chris. "Söylesene, biri sana büyü falan mı yaptı?"
Sözleri Aylin'i görmüş olmanın etkisiyle kesildiğinde diğerlerini de dürterek uyardı onları Chris. Çocukların hepsi yanlış bir zamanda gelmiş olmanın mahcubiyetiyle Aylin'e selam verdiklerinde Aylin, o an aklına gelen ilk şeyi yaparak onlara el salladı. Kızlarsa bu sırada mutfak kapısından olan biteni izliyorlardı.
Demek ki bugün Leo'nun evine gelmeyi planlayanlar yalnızca onlar değildi. Ne var ki diğerlerininki gizli saklı yollarla gerçekleşmemişti ve içerde bulunan insan sayısı arttığından kızların birilerine yakalanma ihtimali de yükselmişti haliyle.
Bu yüzden bu kadarının yeterli olduğuna karar vererek bu kez evden ayrılma kararı aldılar. Ancak tam harekete geçmişlerdi ki içlerinden birinin sakarlığının tutmasıyla planları hayata geçemeden suya düştü. Günce kenardaki sandalyelerden birine çarpmıştı ve içerdekilerin tüm dikkatleri onların bulunduğu alana yönelmişti birden. Hepsi mutfağa girdiğinde kızlar öylece ortada kala kalmışlardı.
En büyük şaşkınlığı şüphesiz Aylin yaşıyordu.
"Tanrı aşkına, sizin burada ne işiniz var?"
Aynı soruyu diğerleri de paylaşıyordu ancak kızların yaptıkları pek hoş karşılanmaması gereken bir şey olmasına rağmen ortada öylesine komik bir durum vardı ki hiçbiri bu detaya takılamamıştı. Ayrıca kızların kötü bir niyetlerinin olmadığını anlamak için çok zeki olmaya da gerek yoktu.
Orada bulunan hepsi yalnızca birer gençti ve yapılan açıklama da hoşgörüyle karşılanmaması imkânsız türdendi.
"Seninle çıkıyor o. Nasıl biri olduğunu bilmemiz gerekiyordu ve onunla karşılaşabileceğimiz tek yer de The Mystery Sound olduğundan başka çaremiz yoktu. Öte yandan önce o bizi Peter'la bastı. Yani tüm bunların yaptığımız adına adil bir gerekçe olduğunu düşünüyorum."
Böylesi bir açıklamayı ancak Derin yapabilirdi zaten. Kızlar sus pus olmuş tepkileri beklerken herkesin yüzünden şaşkınlık okunuyordu. Ancak çok geçmemişti ki bir kahkaha duyuldu. Leo'ydu sahibi ve bu bir anda hepsinin gülmesine neden olmuştu. Kızlar rahat bir nefes aldıklarında durum da çözüme kavuşturulmuş oldu böylece. Kimse kimseyi polise ihbar etmeyecekti ve nihayetinde bu yaptıkları hepsinin bir araya gelmesini sağlamıştı.
"Kimler pizza istiyor öyleyse?"
Soru Leo'dan gelmişti ve sesinde başlayacak olan güzel bir arkadaşlığın ilk sinyalleri vardı. Halinden gayet memnun, bir o kadar da sıcakkanlı görünüyordu. Bu da kızları rahatlatan bir diğer şey olmuştu tabi. Hepsi birden el kaldırdığında Leo telefona sarıldı ve siparişler de verildi böylece.
Sonrasında Leo'nun salonundaki koltuklara kuruldular ve birlikte vakit geçirdiler. Yenen pizzalar ve içilen içecekler eşliğinde bol bol sohbet ettiler, kutu oyunları oynadılar. Çiftler halinde bir araya gelmişken yapılabilecek en keyifli aktivitelerdi bunlar hiç şüphesiz ve hepsinin de zevkine hitap etmişti. Bir arada bulunmanın hoşlarına gittiği ortadaydı. Gün kahkahalar ve konuşmalar eşliğinde akşama evrilirken bu buluşmanın son olmayacağını hepsi biliyordu artık.
Ancak bilmedikleri bir şey vardı ki o da onları gözetleyen bir başkasının yakınlarında olmasıydı. Natalie'ydi bu. Mark'ın kızları birazdan evlerine götürmek için arabasıyla bahçeye girmesinden yararlanarak o da içeri sızmış ve neden yaptığını kendisi de tam olarak bilmeden hepsinin fotoğrafını çekmişti. Bir nedenle bu gizli saklı ilişkilerin kanıtlarını elinde bulundurması gerektiğini hissetmişti. Kim bilir, belki de bir gün kullanmaya ihtiyaç duyardı. Dışlanmış gibi de hissetmişti aynı zamanda. Tüm bunlar bir araya gelip onu böyle davranmaya itmişti.
Kızlar vedalaşıp iyi geceler dileyerek Mark'ın arabasına bindiklerinde güzel bir günün sonuna gelmişlerdi. Onların ardından çocuklar da Leo'nun evinden ayrıldılar ve Miami tüm güzelliğiyle yol boyunca onlara eşlik etti.
