Hey sen,
Müziği başlatmayı sakın unutma ☝🏻(Üst Bilgi: Derin)
***Mystery Of Sound'un sakin olduğu günlerden biriydi. Tüm sakinliğine rağmen kızlar her zaman çalıştıklarından çok daha fazla çalışıyorlardı çünkü Bernald tatilde geçirdikleri zamanın acısını çıkarıyordu üstü kapalı şekilde. Onların başına sürekli yeni görevler çıkartıyor, verdiği maaşın hak ettiğinden fazlasını yaptırıyordu. Kızlar sadece aradıkları işi hemen bulmayı ümit ederek, burayı terk edecekleri günün hayalini kuruyorlardı. Bernald'ın yüzündeki o ifade için sabırsızlanıyorlardı çünkü dört çalışanı aynı anda kaybetmek kimse için hoş değildi. Zaten burada çok anı birikmişti. Her bir köşesi kızlara farklı bir anıyı hatırlatıyordu. Her gün bunu yaşamaktan bıkmışlardı artık; burada olan biten her şeyi uzanamayacakları bir rafa kaldırmak istiyorlardı.
Chris'in geldiği günden sonra daha da rahatsız hissetmeye başlamışlardı üstelik. Gözleri sürekli Misery Of Sound'un parlak kapısına kayıyor, olmadı masaları şöyle bir yokluyordu. Birilerinin gelmesini istedikleri için mi, yoksa istemedikleri için miydi bu merak, tartışılırdı. Ne hissettikleri konusunda kararlı oldukları dönemler geride kalmıştı ne de olsa.
Aylin mahzenden henüz gelmiş dinleniyordu; birkaç gündür sürekli oraya inmesine rağmen düzenleme hala bitmemişti. Günce ise günlük rutinini yerine getirerek bardakları parlatıyordu. Esin ise dün geceden kalma karışıklığı düzeltmeye koyulmuş, içecekleri eski sıralarına göre yerleştiriyordu. Derin'de ona yardım ediyordu bu sırada.
Bir süre daha bu şekilde oyalanmaya devam ettiler; mekân aynıydı. Ne gelen ne giden vardı. Bir ara şu Bernald'ın ordusu masalardan birine doluşunca kızlar birbirlerine ters ters baktılar. Adamlardan hoşlanmıyorlardı; onlara bakışlarını sevmiyorlardı ama yeni bir iş bulana kadar buna katlanacaklardı mecbur. Adamlardan biraz sonra ise kapı tekrar aralandı ve içeri bir başkası girdi.
"Ben de ne zaman gelecek diye bekliyordum," dedi Günce buna inanamıyormuş gibi gülerek.
Kızlar birbirlerine baktılar önce, ardından hepsi birlikte Derin'e baktılar. Derin'in ifadesi öylesine ifadesizdi ki, ne düşündüğünü hiçbiri anlamamıştı. Sanki ruhsuzmuş gibi kapıya bakmıştı bir süre. Ardından kirpiklerini kırpıştırmış, düşünceli bir ifadeyle gözlerini kaçırmıştı.
"Gerçekten ne düşündüğünü merak ediyorum," dedi Derin yüzünü buruşturarak.
Peter onu suçlamıştı; kendisini sorgusuz sualsiz suçlamıştı ve buraya geldiğine göre, bir şeyler değişmişti demek ki. Ancak Derin ne olursa olsun, o hatasını anlamış olsun ya da olmasın, bu bitmişti, bundan emindi. Kendisine önce hiç düşünmeden bağırmış, ardından her ne değiştiyse buraya gelme yüzünü bulmuş Peter'a bir geri dönüşü olmadığına emindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM DÜNYACA ÜNLÜ SEVGİLİM
Genç KurguPartiler, kovalamacalar, pembe dizilerden fırlamış tekinsiz adamlar, yüzümüze patlayan flaşlar ve bir de... DÜNYACA ÜNLÜ SEVGİLİM. Kendilerini entrikaların kasıp kavurduğu bu gösterişli dünyada bulan dört genç kızın çılgın hikayesi.