Hey sen,
Müziği başlatmayı sakın unutma ☝🏻(Üst Bilgi: Aylin Aktan)
***Aylin, Misery Of Sound'un en az dolu olduğu vakitlerden birinde çalışıyordu.
Onunla birlikte çalışan Günce ve birkaç iş arkadaşı daha vardı. Boş boş dolanıyor, ara sıra masaları siliyor, nadiren gelen içki siparişlerini hazırlıyorlardı. Aylin'in aklında Mickey ile aralarında geçen konuşma olduğu için burada zaman harcıyor olmasına bile sinirlenmiyordu. Zaten başka bir şeye odaklanacak hali de yoktu.
Eline masalardan birini silmek üzere tekrar bez almıştı ki, Günce yanında belirdi ve bezi elinden kaptı yapmacık bir gülümsemeyle.
"Ben silerim masayı Aylin. Sen mahzene in. Şey bitmiş... Black Label."
"Ne?" diyerek yüzünü buruşturdu. "Hayır, az önce gördüm. İki şişe-"
"Ay, yoktu diyorum. İçtim hepsini," diyerek çıkıştı Günce ve iteledi Aylin'i.
Bir şeyler döndüğünü anlayan Aylin tekrar Günce'ye yaklaşarak gizliden mırıldandı.
"Ne yapmaya çalışıyorsun salak? Tüm sene içki sürmedik ağzımıza."
Günce onu geri iteledi ve çevrelerinde dolaşan Bernald'a kısa bir bakış attıktan sonra seslice konuştu.
"Bitmiş işte, o bölümde değilim ben. Ayrıntısını bilmiyorum. Hem mahzenden al da, sipariş gelince gecikmesin."
Aylin bir süre daha gözlerini kısarak Günce'ye baktı; ardından hiçbir şey söylemeden ağır ağır ilerledi mahzene. Kapısını isteksizce itti; havaların soğumaya başladığı şu dönemlerde mahzen ekstra soğuk oluyordu çünkü. Bölmelerden birine girdi ve Günce'nin bahsettiği içkiyi aramaya koyuldu. Kısa sürede içkiyi buldu, tam tabureyi almak için harekete geçmek üzereydi ki, bir el arkasından uzanıp içki şişesini eline alıp çekti.
"İşte aldım," dedi Leo'nun tanıdık sesi. Aylin'in kulakları onu duyar duymaz beynine sinyaller gönderdi ve beyni ise duygularını kısa sürede harekete geçirdi. Bedenine ani bir heyecan dalgası hücum etti bir anda. Hemen arkasına döndü ve Leo'nun yarım gülümsemesiyle karşılaştı. Parlak gözleri ve upuzun kirpikleriyle ona bakıyordu. Saçları rastgele dökülmüştü alnına ve yumuşacık görünüyorlardı; banyodan çıkalı biraz olmuş gibi de nemliydiler sanki.
"Ne olur ne olmaz, ortalıkta görünmek istemedim," diye açıkladı hemen. Ardından güldü.
Aylin ise birkaç saniye boyunca daha bakmaya devam etti; ardından gözlerini kırpıştırdı, dudakları aralandı ve bir şeyler söyleyebildi.
"Ben onu anlayamadım," dedi gözlerini kısarak özür diler gibi.
Leo'nun yüzünde ise çarpık bir gülümseme belirdi ve aralarındaki mesafeyi kapatarak yaklaştı Aylin'e.
"Boşver," dedi hoş sesiyle. "Seni özledim."
Aylin'in ifadesi değişti hemen. Kocaman bir gülümseme belirdi yüzünde. Kollarını Leo'nun boynuna doladı hemen ve karşılık olarak onu tamamen raflara yasladı çekici bir şekilde. Ancak bu hareketin üstüne raflardaki içki şişelerinden ses gelince ikisinin de dikkati dağıldı ve endişeyle yukarı baktılar.
"Keşke başka bir yer seçseymişim," dedi Leo elini beline koyarak. Aylin onun bu yorumu üzerine gülerek dirseğini Leo'nun karnına geçirdi şakayla. Leo tekrar güldü ve cebine uzandı.
"Bu arada," dedi Aylin'e bir kâğıt uzatırken. "Bu yeni numaram. Birisi kişisel numaramı dışarı sızdırmış. Telefonum bir gün içinde işgal edildi ve hattı kapatmak zorunda kaldım."
Aylin kâğıdı yavaşça eline aldı ve bakındı bir süre kâğıda. Mickey'nin yanında Leo'yu arayışı, hayal kırıklığına uğrayışı ve yalan söyleyişi geldi aklına... Mickey aslında Aylin'in Leo ile konuşmadığını çok iyi biliyor olmalıydı. Büyük ihtimalle numarasını ifşa eden de oydu ve her şeyin farkında olmasına rağmen bunu saklamak onu çok eğlendirmiş olmalıydı. Öte yandan, Aylin bir süreliğine de olsa buna anlam verememiş, kendisini berbat hissetmişti ve şimdi Leo'nun bunun için gizlice çalıştığı yere gelmesi... Kâğıt parçasına baktı tekrar, ardından Leo'ya baktı, kâğıt parçasına tekrar baktı ve bir kez daha başını kaldırdığında ileri atıldı aniden. Tek hamlede sarıldı Leo'ya sımsıkı.
Normalde bunu yapmadan önce iki kez düşüneceğine emindi ancak geçtiği birkaç gün boyunca öylesine üzülmüştü ki, bir anda böyle bir şeyle karşılaşmak onu tümüyle etkilemişti. Hem Mickey'nin baskısı hem de üzüntüsü üst üste gelip müthiş bir baskı uygulamıştı üstüne. Sadece numara değildi Leo'ya sarılmasının nedeni. Kendini güvende hissetme ihtiyacı uzun süredir içinde saklanıyordu zaten.
"Hey," dedi Leo sesiyle havayı okşar gibi. "İyi misin?"
Aylin hiçbir şey söylemedi. Sadece sarılmaya devam etti ve Leo ise ona tekrar aynı soruyu ya da farklı bir soru yöneltmedi. Kollarını beline sardı tümüyle; yüzünü Aylin'in boyun kavisine gömdü ve eşlik etti ona.
***
İçimiz ferahladı 😮💨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM DÜNYACA ÜNLÜ SEVGİLİM
Novela JuvenilPartiler, kovalamacalar, pembe dizilerden fırlamış tekinsiz adamlar, yüzümüze patlayan flaşlar ve bir de... DÜNYACA ÜNLÜ SEVGİLİM. Kendilerini entrikaların kasıp kavurduğu bu gösterişli dünyada bulan dört genç kızın çılgın hikayesi.