Hey sen,
Müziği başlatmayı sakın unutma ☝🏻(Üst Bilgi: Claire)
***Kızlar heyecanla devam eden yarım saatlik bir araba yolculuğunun sonunda partinin olacağı klübe geldiler. Arabadan inmeden önce hepsi Mark'a teşekkür etti ve ardından neyle karşılaşacaklarından emin olamadan tek tek yere ayak bastılar.
Ancak bekledikleri gibi coşkulu bir karşılama olmadı. Kameramanlar bekliyorlardı ne de olsa; şöyle bir kırmızı halı da hayal etmediler değildi. Olan tek şeyse son derece doğal bir şekilde içeri giren insanlardı. Patlayan flaşlar filan yoktu.
Korumaların şüpheyle kendilerine baktığını fark eden Esin'in uyarısı karşısında meraklı bakışlarla kapıya ilerlediler kızlar. Korumalar onlara isimlerini sordu, önlerindeki kâğıtta göz gezdirdiler ve bir sorun çıkmadan içeri girebildiler.
Gözlerini karşılayan ışık patlaması bir yana, algılayabildikleri ilk şey ortamda yankılanan müzikti. Leo'nun şarkısı çalıyordu çok da yüksek olmayan bir sesle. Kızlar Misery Of Sound'dan kalabalık ortamlara alışıktılar ancak buraya bir davetli olarak gelmiş olmaları heyecanlandırıyordu onları. Ne de olsa haberlere 'takıntılı hayranlar' olarak çıkmışlardı ve şimdi herkesin karşısına alınları ak şekilde çıkıyorlardı. Asaletlerini bozmadan ilerlediler.
Önce Peter göründü.
Bar masalarından birine yaslanmış, kızlara tanıdık gelen ancak tam olarak hatırlayamadıkları bir adamla sohbet ediyordu. Derin onu gördüğü anda üstündeki gerginliğin farkına varmıştı. Ancak tam o sırada Peter Derin'i gördü ve biraz önceki zoraki ifadesi kaybolarak yerini sıcak bir gülümsemeye bıraktı. Karşısındaki adama bir şeyler söyledikten sonra elindeki bardağı masaya bırakıp Derin'e doğru yürüdü.
"Gitsene," diye Derin'i iteledi Günce kıkırdayarak. Bunun üzerine Derin afallamış gülümsemesiyle Peter'a doğru ilerledi. Işık cümbüşünün altında bile onun ne kadar yakışıklı göründüğünü seçebiliyordu. Saçları her zamanki umursamaz görünümünün dışında, bugün daha düzenliydi ancak hala özünden kopmamış gibiydi. Üstünde ise bir tişört ve gömlek vardı; tişört çizgiliydi, gömlek ise kareli. Ancak kesinlikle göz yormuyordu. Altında ise basit, siyah bir kot vardı.
Aralarında ilerleyecek mesafe kalmadığında Peter Derin'i tamamen kendine çekti ve dudaklarına uzun bir öpücük bırakıp geri çekilmeden dudaklarının üstüne güldü.
"Bir merhaba demek bile yok mu?" diye takıldı Derin geri çekildikten sonra.
Peter omuz silkti.
"Böyle bir seçeneğim varken mi? Bence yeni bir iletişim şekli keşfettik," dedi Derin'in tekrar üstüne yürürken. Derin gülerek onun göğsüne vurdu ve beraber Peter'ın az önce durduğu masaya ilerlediler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM DÜNYACA ÜNLÜ SEVGİLİM
Ficção AdolescentePartiler, kovalamacalar, pembe dizilerden fırlamış tekinsiz adamlar, yüzümüze patlayan flaşlar ve bir de... DÜNYACA ÜNLÜ SEVGİLİM. Kendilerini entrikaların kasıp kavurduğu bu gösterişli dünyada bulan dört genç kızın çılgın hikayesi.