14. Bölüm- Aşkın Peşinde (Part III)

9 1 3
                                    

Hey sen,
Müziği başlatmayı sakın unutma ☝🏻

Hey sen,Müziği başlatmayı sakın unutma ☝🏻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Üst Bilgi: Leo Martinez)
***

"Bir Cin Tonik," diye mırıldanarak minik deftere not aldı Aylin.

Ardından bu kadar siparişin yeterli olduğu düşüncesiyle içkileri almak için kalabalığın arasından kimseye çarpmamaya özen göstererek ayrılmaya çalıştı. En son başına gelen felaketten dolayı olsa gerek, elinde herhangi bir sıvı taşımadığı zamanlar bile insanlarla yakın olmamaya özen gösteriyordu. Sorun çözüme ulaşmış olsa da hala kendini inanılmaz suçlu hissediyor, bunun işini etkilememesi için olabildiğince çaba gösteriyordu ve birkaç gündür tam anlamıyla kâbus gibi gelen kalabalık, gürültü ve her zamankinden daha çekilmez görünen insanlar karşısında sakin kalmaya çalışıyordu.

İçkileri tepsiye dikkatle dizdikten sonra korkuyla aynı kalabalığa tekrar girdi ve siparişleri tek tek dağıtmaya başladı. İnsanlar içkilerini aldıktan birkaç saniye sonra sipariş defterine yenileri akın ediyordu. Bu yoğunluk ve tempo alışılmıştan daha çok can sıkıcı geliyordu artık.

Kalabalığın daha az, geniş ve rahat koltukların olduğu bölüme geldiğinde derin bir iç çekti Aylin. En azından bu kısımda insanlar birbirlerinin içine düşmüyor, bunu yapsalar da genelde oturuyor, ayak altında dolaşmıyorlardı. Zengin ve ünlü insanların, etrafta görünmek istemeyenlerin takıldığı taraf burasıydı işte.

Uzun süredir kastığı omuzlarının düşmesine izin vererek, masalara içkileri bırakmaya başladı. Hala çalışmaya devam ediyordu ancak biraz önceki ortam yanında burası onun için dinlenebileceği bir çekyattan farksızdı. Rahatladığını, kaslarının gevşediğini ve düşüncelerinin sakinleştiğini hissediyordu.

Tepsisi tamamen boşaldığında ve yeniden doldurmaya gittiğinde kendine gelmiş sayılabilirdi. İçkilerle beraber tekrar döndüğünde onu bekleyen kalabalık bir masaydı bu sefer. Ancak ne tuhaftır ki, oraya bırakacağı içki bardağı sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi. Oraya gitmek için hareket etmeden önce dikkatlice bir kez daha baktı ve masanın etrafını saran siyah giyimli, iri adamların yanına gitmenin hayli ürkütücü olacağını düşündü. Ancak sonra rahat edecekti. Onlar sondu. Daha sonrasında biraz hava almak için dışarı çıkabilirdi belki.

Sırtını dikleştirerek kendinden emin, memnun gülümsemesini yüzüne yerleştirdi ve oraya doğru topuklularının çıkardığı tok ses eşliğinde ilerledi. Neyse ki adamın biri konuşuyordu da fazla dikkat çekmemişti.

"Aslında baban ve ben aynı fikirdeyiz..."

Aylin, başını kaldırmadan içkileri masanın üstüne koymaya başladı.

"Yine de senin kararın. Marsilio bizim için her zaman hazır."

Adam bunu söyledikten sonra pürüzlü bir kahkaha ve dumanlı bir puro eşliğinde yerinde kıpırdanınca Aylin, korkuyla geri çekildi ve içkileri biraz daha uzaktan yerleştirmeye başladı. Başka bir içkiyi de koymaya hazırlanıyordu ki, tanıdık olduğu parmaklar, tanıdık olduğu bir hareketle içki bardağını nazikçe kavrayıp Aylin'in dikkatini ustalıkla dağıttı.

BENİM DÜNYACA ÜNLÜ SEVGİLİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin