Partiler, kovalamacalar, pembe dizilerden fırlamış tekinsiz adamlar, yüzümüze patlayan flaşlar ve bir de... DÜNYACA ÜNLÜ SEVGİLİM.
Kendilerini entrikaların kasıp kavurduğu bu gösterişli dünyada bulan dört genç kızın çılgın hikayesi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Üst Bilgi: Aylin)
***
Zaman geçti ve saat öğle vaktini gösterdi. Derin barda, Esin ve Günce resepsiyonda, Aylin ise restoranda bir hayli yoğun ve yorucu saatler geçirmişti. Bir an bile dinlenecek boşlukları olmamıştı ve havanın bunaltıcı sıcaklığı durumu daha beter hale getiriyordu. Nihayet dönüşümlü olarak molaya çıkma zamanları geldiğinde Günce ve Esin resepsiyondan çıkıp yerlerine başka iki çalışan bıraktılar. Akıllarında ayaküstü bir şeyler atıştırıp havuza girme fikri vardı. Günün en sıcak saatleriydi. Kimse bu vakitte havuza gitmezdi. Üstelik yakalanma ihtimallerine karşılık otelin arka bölümlerinde kalan küçük bir havuzu tercih etmişlerdi. Yani kusursuz bir plan gibi görünüyordu. Tek eksikse diğer kızlardı.
Onlara da mesaj atıp söz ettikleri havuza gelmelerini istediler. Ardından yemek alanına inip karınlarını doyurdular ve hızla odalarına çıkıp üniformalarının altına bikinilerini giydiler. Geriye kalan vakitlerini geçirmek için havuza indiklerinde Derin mesajı görmüştü. Mola sırası ona geldiği için şanslıydı. Emre biraz önce yemekten dönmüştü. O da Bar'dan çıkıp bir şeyler atıştırdıktan sonra diğerleri gibi bikinisini giydi ve kızların yanına gitti. Üçü de buradaydı ama Aylin hala ortalarda görünmüyordu. Hemen numarasını tuşladılar ve bir iki çalışın ardından Aylin telefonu açtı.
"Alo?"
"Neredesin?"
Derin'in aceleci sorusu Aylin'i meraklandırmıştı.
"Restorandayım. Çalışıyorum. Bir şey mi oldu?"
"Önemli bir şey değil. Sadece biraz eğlenmek istiyoruz. Hemen otelin arkasındaki havuza gel. Ama bir şeyler yemeyi ve içine bikinini giymeyi de unutma."
Aylin'in gözleri şaşkınlıkla açıldı ve çeşitli sebepler öne sürerek itiraz etmeye başladı. Onlar çalışandı, yakalanırlarsa atılabilirlerdi. Üstelik onun molası çoktan bitmişti. Restoransa kalabalıktı.
"Hadi ama. Lütfen. Zor olduğunu biliyorum ama bir bahane uydur ve gel buraya. Eminim sen ikna etmeyi başarırsın."
Ardından Aylin'in daha fazla itiraz etmesine fırsat vermeden telefonu kapattı. Onun her koşulda yanlarına geleceğini biliyorlardı. Zafer kazanılmıştı. Gönül rahatlığıyla havuza atladılar. Aylin'se nasıl bir bahane bulacağını düşünüyordu. Sonunda kendini biraz kötü hissettiğini söyleyerek kısa bir süreliğine ara istedi ve odasına çıkıp hazırlandıktan sonra havuza giden yolu tuttu.
Yanlarına vardığında kızlar çoktan havuzun tadını çıkartmaya başlamışlardı. Birbirlerine su sıçratıyor, aralarında yüzmeyi en iyi bilen Derin'se saçlarının ıslanmamasına dikkat ederek basit birkaç hareket sergiliyordu.
"Cidden bunu yaptığımıza inanamıyorum," dedi Aylin. Ama yine de buraya kadar gelmişti. Artık bir şey söylemenin anlamı yoktu. Kızların ne kadar eğlendiklerinin farkındaydı ve elbette bu anı bozmayıp onlara eşlik edecekti. Elleri üniformasının yakasına ilişti ve papyonundan başlayarak üzerini çıkartmaya başladı.
O sıralarda Leo sıkıldığını hissediyordu. Otele yerleştiklerinden beri odasından çıkmamıştı ve bir süre daha burada olacağını biliyordu. En azından akşama kadar ortalıkta görünmemesinin onun için iyi olacağı düşünülmüştü ve Leo da bu öneriye kulak asmak zorundaydı. Oturduğu koltuktan kalktı ve yere kadar uzanan pencereye ilerledi. Şöyle bir dışarıya göz gezdirip tekrar yerine dönmek üzereydi ki suda eğlenen kızlar dikkatini çekti. Onların kaçamak yapmakta olan birkaç çalışan olduğunu anlamıştı. Güldü. O sırada gözleri, havuzun kenarında üzerindekilerden kurtulmakta olan Aylin'i yakaladı.
Aylin papyonunu çıkartmıştı. Onu usulca kenara koydu. Rengi anında Leo'nun dikkatini çekmişti çünkü en sevdiği renkti. Kırmızı. Dudakları bir gülümsemeyle kıvrıldı. Aylin'in parmakları bu kez üniformasının gömleğine gitti ve düğmelerini çözdü. Önce bir yakasını ardından diğerini aşağı çekerek omuzlarını ortaya çıkardığında güneş açık teninde parıldadı. Gömlek usulca üzerinden kayıp düştü ve bikinisini ortaya çıkardı. Turuncu, ten rengine yakışmıştı ve ona doğal bir sıcaklık kazandırmıştı. Uzun süredir evinden uzak kaldığı şu zamanlarda Leo'ya Miami'nin kumsallarını hatırlattı.
Kalçalarını oyunbazca sallayarak eteğini çıkarttığındaysa Leo güldü ve gözleri üzerinde dolaştı. Aylin eteği kızların tezahüratları arasında kenara fırlattığındaysa bir anlığına gözleri Leo'nun onu izlediği pencereye takıldı. Leo bunu fark ettiği an geriye çekildi ve bakışlarından son anda gizlendi.
"Ne oldu?" diye sordu Günce. "Niye tedirginsin?"
Aylin'in gözleri bir süre pencerede gezindi. Ama sonra omzunu silkti ve yanılmış olduğunu düşündü.
"Birini gördüm sandım. Sanırım bana öyle geldi."
Ardından o da havuza girdi ve diğerlerinin eğlencesine katıldı. Leo dudaklarında muzip bir gülümsemeyle onları bir süre daha izledikten sonra yerine geri döndü.
