Partiler, kovalamacalar, pembe dizilerden fırlamış tekinsiz adamlar, yüzümüze patlayan flaşlar ve bir de... DÜNYACA ÜNLÜ SEVGİLİM.
Kendilerini entrikaların kasıp kavurduğu bu gösterişli dünyada bulan dört genç kızın çılgın hikayesi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
***
Leo Martinez ve arkadaşlarının ayrılışlarının ardından otel eski haline dönmüştü. Kızlar elbette yoğun saatler geçirmişlerdi yine ama Leo'nun otelde konakladığı zamanlara nazaran günler daha sakindi artık. İnsanlar yavaş yavaş onun hakkında konuşmayı bırakmış, sohbetler her zamanki rutin konular etrafında şekillenmişti. Konserle ilgili haberler ara sıra magazin programlarında görünmüş olsa da yavaş yavaş yerini yazın diğer eğlenceli aktivitelerine bırakmıştı.
Ve yazın sonu da gelip çatmıştı.
Anlaşmaları gereği bugün kızların Four Seasons'tan ayrılma vaktiydi. Çalışmaları gereken mesai saatlerini doldurmuş iş arkadaşlarıyla vedalaşıp toparlanmak için odalarına çıkmışlardı. Valizleri ayarlamak çok da uzun sürecek bir iş değildi ama kızlar otelde geçirdikleri rüya gibi birkaç günü gözden geçirmek istercesine buruk bir sakinlikle hazırlanıyorlardı. Yorulmuş olsalar da Leo Martinez'in otelde kaldığı zamanlar ve konser gecesi için tüm zorluklara değmişti. Üstelik yaşadıkları kızların her birinde farklı farklı izler de bırakmıştı.
En sevdiği sanatçıyı görmüş olmasının dışında Derin, ilk kez tam anlamıyla bir erkeğin cazibesine kapıldığını hissetmişti. Elbette ki bu Peter'dı. Pek çok ilişkisi olmasına rağmen Derin için bir ilkti bu ve yalnızca bir hatıra olarak kalmaya mecburdu. En azından o an öyle olduğunu sanıyordu.
Esin'inse ondan farkı yoktu. Chris'le çok fazla bir araya gelmemiş olsalar da son konuşmaları onun hakkındaki düşüncelerinin biraz değişmesine sebep olmuştu. Artık tam anlamıyla huysuz biri olarak nitelendirmiyordu onu. Belki de o sıralar yalnızca sorunları olan biriydi. Sebebi ne olursa olsun Esin'in Chris hakkındaki düşünceleri son birkaç gündür daha ılımlı bir yörüngedeydi.
Günce'yse bir şekilde Lucas'ı, Leo Martinez konserine gidebildikleri bu yaz serüveninin bir parçası haline getirmişti. Belki de çocukların, Leo Martinez'in arkadaşları olduklarını öğrenmiş olmalarından kaynaklıydı bilmiyordu ama onu hatırlayınca şu birkaç güne dair hissettiği güzel duygular gün yüzüne çıkıyordu. Neticede artık Lucas'ı düşünmek önceki kadar rahatsız etmiyordu Günce'yi.
Ve Aylin... Kuşkusuz hayatındaki en güzel yazı geçirmişti. Hayranı olduğu sanatçının konserine gitmeyi bırakın onunla konuşmuştu bile. Üstelik özel bir uyum yakaladıklarını fark edebileceği kadar hoş bir sohbetti bu. Leo onu hatırlamıştı ve zihninde yer edinebilmiş olmak Aylin'in karnında inanılmaz bir heyecana sebep oluyordu. Leo bir süre sonra onu unutacaktı belki ve Aylin onun için herhangi bir hayran olarak kalacaktı ama o an için önemli olan mutlu hissetmesiydi. Kızlara da yaşadıklarından söz etiğinde onlar da adeta çılgına dönmüştü.
Öyle ya da böyle Four Seasons Otel hepsine hatırlarında kalacak şeyler bahşetmişti.
Nihayet hazır olduklarında odalarından çıkıp resepsiyona indiler. Oda kartını teslim ettikten sonra çıkış işlemlerini hallettiler. Ardından bu macera dolu otele veda ederek onları evlerine götürecek taksiye bindiler.
