5.Bölüm - 1408 Numaralı Oda (Part III)

12 2 3
                                    

Hey sen,
Müziği başlatmayı sakın unutma 👆🏻

Hey sen,Müziği başlatmayı sakın unutma 👆🏻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Üst Bilgi: Günce)
***

Aynı günün aynı saatlerinde Esin'le Günce, Leo Martinez ve arkadaşlarının prova odasını temizliyorlardı. Esin kulaklığını takmış şarkı dinleyerek müzik aletlerinin tozunu alırken, Günce de son bir kez yerleri siliyordu. Yorulmuşlardı ama mesailerinin bitmesine az kalmıştı ve akşam gidecekleri konser akıllarına geldikçe halsizlikten ziyade bir heyecan yükleniyordu bedenlerine.

Günce, aklında bu düşüncelerle yeri silerek odanın kapısına doğru ilerledi. Sırtı çıkışa dönüktü ve bu yüzden içeri giren Lucas'ı görmemişti. Günce'nin kendisine yaklaştığını fark ettiğindeyse Lucas durakladı önce ve sonra onun kendisini görmediğini idrak ederek kenara çekilmeye çalıştı. Ama boş alan sınırlıydı ve Günce'yse hiç de yavaş sayılmazdı. Lucas önleyemeden olan oldu ve kaçınmaya çalıştığı şey gerçekleşti. Günce'nin kalçaları Lucas'a çarptı.

"Ay!"

Temas onu ileri sıçratacak kadar aniydi. Günce'nin dudaklarından ufak bir haykırış çıkıverdi ve doğrulup arkasına döndüğünde karşısında Lucas'ı buldu. Gözleri şaşkınlıkla açıldı ve sesi hayretle yükseldi.

"Sen!"

"Evet ben!"

Günce'nin kaşları çatıldı ve bir süre şaşkınlıkla öylece baktı ona. Lucas'ın da pek bir farkı yoktu ondan. Ama sonra o ilk andaki şoku üzerinden atıp kendini toparladı ve zihninden geçen pek çok düşüncenin arasından aklına gelen ilk şeyi söyledi.

"Senin arkamda ne işin var?"

Lucas 'tan gelen cevap ise hızlı ve beklenmedikti.

"Bunu sana sormalı. İlk önce yanıma yarı ıslanmış vaziyette geliyorsun şimdi de kendimi seninle böyle bir durumun içinde buluyorum. Edepsiz bir espri anlayışın mı var yoksa?"

Bıyık altından gülecekken kendini son anda durdurdu ve Günce'nin hiç de memnun görünmediğini fark ettiği an yeniden ciddileşti. Günce'nin cevabıysa hemen ardından geldi.

"Bunun kasten yapılan bir şey olmadığını biliyorsun değil mi? Seni görmedim ve sana yaklaştığımı gördüğün halde kenara çekilmediğine göre, konuşmamız gereken esas konu senin espri anlayışın olmalı sanırım."

Günce kollarını göğsünde kavuşturdu ve hesap soran bakışlarla kaşlarını kaldırdığında bu kez kaşlarını çatma sırası Lucas'taydı. O anda Günce'ye verebileceği birçok cevap vardı ama hepsi aklından uçup gitmişti sanki. Bu, Günce'yi oldukça keyiflendirdi. Dudakları kıvrıldı ve zaferinin tatlı gülümsemesi yüzüne yansıdı.

"Evet, bir cevap alayım. Arkamda durmuş beklerken ne olmasını umuyordun?"

Lucas dudaklarını birbirine bastırdı ve Günce, onu köşeye sıkışmış halde görmekten fazlasıyla keyif aldı. Lucas'ın böyle bir amacının olmadığını tahmin edebiliyordu. Yanlışlıkla gelişmişti her şey ama o an bu gerçeği pek de önemsemiyordu. Onu ilgilendiren tek şey Lucas'ın değişen yüz ifadesiydi.

"Hah! Cidden," dedi Lucas ve histerik bir gülüşün ardından bakışlarını Günce'ye çevirdi. "Umduğum tek şey gitarımı alabilmekti."

Ardından onun üzerine yürüdü ve Günce geriye gidip kendini duvara yaslanmış halde bulduğunda yerde duran gitarını alıp doğruldu. Şaşkın bakışlar arasında kapıya ilerleyip gözden kaybolduğundaysa Günce, farkında olmadan tuttuğu nefesini dışarıya bıraktı. Bütün bu olanlardan bir haber Esin'se tam da o anda Günce'ye dönüp kulaklığını çıkarttı.

"Bir şey mi dedin?"

Günce gözlerini devirdi ve kovayı alıp pis suyu boşaltmak için odadan çıktı.

***

Akşam üstü kızlar odalarına döndüklerinde bir hayli yorgundular ancak bu yatmadan önce kısa bir sohbetten alıkoymadı onları. Kendilerini yatağın üstüne attıkları gibi önce Cansu'nun kovuluşundan konuştular. Bu hepsini büyük oranda eğlendirmişti. Daha sonra böyle hissettikleri için biraz rahatsız olsalar da Cansu'yu etkileyecek bir maddi sıkıntı olmadığı için bu histen kısa sürede kurtuldular. Ardından Derin'le Aylin bugün yaşadıklarını anlattı ve diğerlerinin hayret nidaları eşliğinde heyecandan, şaşkınlığa, utançtan korkuya doğru değişen yüz ifadelerini izlediler. Hikayeleri fazlasıyla ilgi çekiciydi. Üstelik bundan sonra burada geçirecekleri birkaç gün için de belirleyiciydi. Kızların hepsi de şikâyet edileceklerinden eminlerdi ancak saatler ilerleyip de beklenen gerçekleşmediğinde hepsi derin bir nefes aldı.

"Sanırım bu kez gerçekten son anda kurtulduk," dedi Derin. Konser için kıyafetini seçmekle meşguldü. "Hayattaki tüm şansımı burada kullanmış olmalıyım. Leo Martinez'i gördüm, onunla aynı odanın içinde vakit geçirdim ve bunun için tek bir azar bile işitmedim. Ah, o kadar tatlıydı ki görmeliydiniz."

İç çekti ve kızlar hülyalı hülyalı ona baktıklarında devam etti.

"Klipleri gerçeğinin yanında hiçbir şey. Sesi, gülüşü, bakışı o kadar mükemmel ki hiç mi kusuru olmaz diye düşünüyor insan. Hayran olduğumuz kadar varmış."

Bu kez diğerleri aynı anda iç çekti ama Aylin daha ziyade sessizce makyajıyla ilgileniyordu.

"Hadi ama, takılma artık sen de" dedi Günce. "Utandığını biliyorum ama ne olmuş düştüysen. Bu herkesin başına gelebilir."

Hemen sonra Esin devam etti. Aylin tam anlamıyla üzgün değilse de bu konunun onu rahatsız ettiğinin farkındalardı. Muhtemelen konser alanına girdiklerinde neşeli hallerine geri dönecekti ama yine de onu ikna etmeden içleri rahat etmezdi.

"Leo Martinez'i gördün sen. İyi tarafından bak. Hem bir daha nerede karşılaşacaksın ki? Çoktan yüzünü unutmuştur bile."

Aylin'in yüzü yavaş yavaş canlandı ve gülümsemesi yeniden dudaklarına yerleşti. Kızlar haklıydı. Leo onu asla tanımazdı.

En azından o an kendisini buna inandırmıştı.

"Pekâlâ. O zaman biraz hızlanmanın vakti geldi," dedi Aylin. "Konser başlamadan gidip en öndeki sıramızı alalım."

Yeniden aynaya döndü ve makyajının bittiğinden emin olarak ayağa kalkıp üzerini giymeye başladı. Diğerleri de hazırlanırken zamanın nasıl geçtiğini anlamadılar ve nihayet otelden çıkıp da bir taksiye atladıklarında konser heyecanını yeniden tamamıyla ve tüm yoğunluğuyla hissettiler. Üstelik görünüşlerinden de hoşnutlardı ve kaç gündür üniforma dışında düzgün bir şeyler giymedikleri için oldukça da rahat hissediyorlardı kendilerini. Hafif makyajın doğal ışıltısı ve canlılığı birbirinden hoş kıyafetleriyle birleşince göz alıcı görünüyorlardı.

Bir sürenin ardından konser alanına vardılar ve biletlerini onaylatıp sahnenin önlerine doğru ilerlediler. Güzel bir gecenin onları beklediğine dair inançları tamdı.

Oysaki bu ve bundan çok daha fazlasını bulacaklardı.

***

Eğlence zamanı 💃🏻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Eğlence zamanı 💃🏻

BENİM DÜNYACA ÜNLÜ SEVGİLİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin