41. Bölüm- Pişmanlık (Part III)

2 0 0
                                    

Hey sen,
Müziği başlatmayı sakın unutma ☝🏻

Hey sen,Müziği başlatmayı sakın unutma ☝🏻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Üst Bilgi: Günce)
***

"Bizimle evi paylaşmak konusunda bir daha düşünmelisiniz bence," dedi Buğra, Günce'ye doğru hafifçe eğilerek. Kızlarla birlikte dönmüşlerdi Miami'ye ve bunda pek tabi kızların yaşadıklarının etkisi vardı. Çocuklar her şeyden haberdardılar. Kızların apar topar Türkiye'ye dönmek zorunda kaldıklarının da kalplerinde kırgınlık taşıyor olduklarının da farkındaydılar. Nedenlerden tam olarak bahsetmemişti kızlar ancak sorunun o çocuklarla ilgili olduğunu anlayabilecek kadar iyi tanıyorlardı kızları. Bu yüzden bir müddet yanlarında olmak istemişlerdi ve Buğra, Günce'nin çıkışına gelmiş ona eşlik ediyordu şimdi.

"Kirli çoraplarını toplamaya hiç niyetim yok," diye cevap verdi Günce kaşlarını hafifçe kaldırıp gülümseyerek.

"Annem buna çok sevinirdi halbuki."

"Ne?" dedi Günce alaylı bir yüz ifadesiyle. Buğra gözleri irileşerek açıkladı hevesle.

"Senin bana çeki düzen verdiğini düşünüyor."

"Emin ol," dedi Günce kapıdan çıkarak. "Kadınların düşünceleri çok değişken olabilir."

"Umarım öyledir," dedi Buğra dalgın bir gülümsemeyle. Günce onun neyden bahsettiğinin farkındaydı elbette. Sadece bunu görmezden gelmekten başka bir şey yapacak kadar cesaretli değildi. Arkadaşını seviyordu.

Bir süre sessizce bahçede yürüdüler sadece. Birbirlerini uzun süredir tanıdıkları için bu sessizlik rahatsız edici değildi neyse ki. Dikkatlerini dağıtan ise okulun önüne park edilmiş tanıdık bir araç oldu. Günce bir anda yavaşladı, duraksadı ve gözlerini oraya dikti. Onun değişen yüz ifadesinin farkına varan Buğra ise hemen peşinden duraksadı ve baktığı yere çevirdi gözlerini. Arabanın sahibini tahmin edebiliyordu elbette ve görmek hiç hoşuna gitmemişti.

İlerleyip ilerlememek konusunda kararsız kaldı Günce. Ancak orada öylece beklemek, görmezden gelerek yürüyüp gitmek çocukça bir davranıştı; hiçbir şeyi inkâr edemezdi ne de olsa. Bu yüzden ayaklarını yavaş yavaş oraya doğru sürükledi.

Onun hareket edişinden kısa bir süre sonra arabanın kapısı açıldı ve Lucas çıktı içeriden. Günce onu gördüğünde elektrik çarpmışa döndü adeta. Üç ay içerisinde yaşanan her şey dönmeye başladı ve birbirine karışarak kayboldu sanki. Lucas dışındaki herkes ve her şey silindi o anda. İnsan zihni zayıftı; nasıl da bu kadar kısa bir sürede ondaki ayrıntıları unutmuştu. Ayrıntılar resmi güzelleştirirdi. Ve Günce şimdi her bir ayrıntının etkisiyle sarsılıyordu. Lucas'ın nasıl göründüğünü biliyordu; ancak onun kendinden emin duruşunu, aynı zamanda bu duruşa eşlik eden omuzlarındaki naif eğilimi unutmuştu. Onun saçlarını yapış şeklini hatırlıyordu; ancak bu saçların alnındaki bitişini nasılda bir S harfiyle yaptığını unutmuştu. Ve kim bilir, orada onu büyüleyen ne kadar ayrıntı vardı.

BENİM DÜNYACA ÜNLÜ SEVGİLİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin