Gözlerimdeki ışıltı içimdeki mutluluk şuan tarif edilemez bir güzellikteydi. Artık kendime ait bir butiğim vardı ve ben patrondum. Bana böyle bir şeyin olacağını söyleselerdi hayatta onlara inanmazdım. Ama şuan gerçek olamayacak kadar gerçekti. Boran'ın kolları beni sarınca içimdeki mutlulukla başımı omzuna yasladım. "Yeni iş yerin hayırlı olsun." demiş ve alnıma öpücük kondurmuştu. Hafiften dolan gözlerimi kaldırıp ona baktım. "Teşekkür ederim her şey senin sayende." dedim. Dudaklarımın kenarı yukarı doğru kıvrılınca Boran bir kez daha alnımdan öpmüştü.
"Yenge burası gerçekten çok güzel." diyen ve etrafına gözlerini gezdiren Kader'e bakmıştık. "Ne sandın benim karım en güzellerine layık." diyen Boran bana göz kırpmıştı. Bir kaç çalışan vitrini ve etrafı düzenliyordu. "Açılış yapacaksınız değil mi?" diye soran Harun'a "Evet tabiki." diyen Boran olmuştu. "Rojin hayırlı olsun." diyen ve bana doğru gelen Kürşad'a hafiften tebessüm edip "Teşekkür ederim." dedim. Kürşad elini uzatınca Boran benden önce davranıp onun elini tutmuş "Sağol." demişti. Kürşad'ın biraz suratı değişse de belli etmemişti. "Bunu kutlamamız lazım." diyen Harun bizlere bakmıştı. "Evet güzel bir restoranta gidelim." diyen Kader'di.
Herkes evlerine gitmiş ve restoranta gitmek için hazırlanmaya başlamıştı. "Gülüm sence bu kravat bu gömleğe uydu mu?" diye soran Boran'a bakışlarımı çevirdim. "Bence kravatsız daha güzel." dedim. Kaşlarını kaldırıp bana bakmış "Öyle mi diyorsun?" diye sormuştu. "Evet hem iş yemeği değil bu kadar ciddi olma." dedim. "Tamam o zaman." demiş ve elindeki kravatı askısına asmıştı. Üzerimdeki elbiseye son bir kez gözlerimi gezdirdikten sonra elimde tuttuğum parfümü üzerime sıktım. Siyah bir elbise tercih etmiştim. Üst kısmı pullarla kaplı etekleri saten kumaştan çok şık ve rahat bir elbiseydi. Boran'ın elleri beni sarmış ve bedenimi göğüs bölgesine yaslamıştı. "Bundan sonra hep mutlu olacağız sana söz veriyorum." demiş ve boynuma uzun bir öpücük kondurup kokumu içine çekmişti.
İçimdeki kelebekler ayaklanmış, içimi kıpır kıpır etmişti. Her şeye rağmen böyle mutlu olacağımı tahmin bile etmezken şuan o mutluluğu yaşıyordum. Ben buralara her şeyi atlatarak gelmiştim. Bazen ağlamış bazen gülmüş bazen de çile çekmiştim. Yaşadığım onca şey şuan bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyordu. Gözlerimi kapatınca göz yaşlarım bağımsızlığını ilan eder gibi dökülmeye başlamıştı. "Bundan sonra ağlamak yok. Artık mutluluktan ağlayacaksın." demiş ardından beni kendine çevirmişti. "Rojin seni seviyorum." demiş ve gözlerimdeki yaşları parmaklarının ucuyla silmişti. "Bende seni seviyorum." dedim.
Dudakları içimdeki buzları eriten bir ateş gibiydi. Çölde susuz kalmış bedevi gibi o dudaklarını bir su misali içiyordum. Nefes bile almak aklımıza gelmiyordu. Boran'ın elleri saçlarımı okşuyordu. Benimde ellerim omzularından tutuyordu. Nefesim artık bana yetmediği zaman dudaklarının arasındaki dudaklarımı ayırdım. "Gülüm sana doyamıyorum." demiş ve nefesini düzene sokmaya çalışmıştı. "Gece doyarsın ama şimdi gitmemiz lazım." dedim ve nefesimi düzenlemeye çalıştım. "Acaba iptal mi etsek? Bence burada göreceğim manzara oradaki manzaradan çok daha güzeldir." dediğinde yanaklarım alev almıştı.
Boran suratında oluşan tebessümle bana bakıyordu. "Ne dersin?" diye sormuştu. "Bende isterdim ama söz verdik." dedim ve çantamı elime aldım. "İyi bakalım öyle olsun." diyen Boran'da arkamdan geliyordu. Merdivenlerden indiğimiz sırada elinde İnci'yle merdivenlerden çıkan Zilan'a "Bir şey lazım olursa ararsın." dedim. "Tamam ararım. Size iyi eğlenceler." demişti. İnci'nin küçük parmaklarını okşayıp öpmüştüm. "Anne ve baba geri gelecek." dedim. Oturma odasından çıkan Can'ı Boran kucağına almış ve öpmüştü. "Hadi bitanem gidelim." diyen Boran'a başımı sallayıp arkasından evden çıktım. Ben arabaya binerken Boran'da direksiyonun başına geçmiş ve arabayı çalıştırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL
Fiksi Umum{Önemli bir duyuru paylaşmak istiyorum. Kitabım yetişkinler içindir. 18 yaşın altındakilere önermiyoruz..} Sevgili dostlar.. BERDEL Hikayesi herkesin yazdığı gibi bir hikaye değil. Yarısı gerçek hayattan uyarlandı. Mutluluk aslında yanı başımızdad...