İyilik

502 103 81
                                    

"Burası senin için fazla neşeli. Bence birkaç sokak ileride, ergenlerin takıldığı bir park var. Orası ideal. Karamsarlığın dibi resmen."

Kulaklığımı çıkarmadan başımı kaldırıp baktım. Umut inceleyen bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu.

"Beni duyabildiğini biliyorum. Öyle aval aval bana bakma."

"Ben aval aval bakmam."

Kulaklıklarımı çıkartıp kucağıma bıraktım. Kantindeki o olaydan sonra öğretmenler odasının orada bekleyip dersimize girecek olan beden hocamız Ersin Hoca'ya rahatsız olduğumu ve revire gitmem gerektiğini söyledim. Erkek olduğundan ve rahatsızlığımın söylenmeyecek bir şey olma ihtimalinden korkan Ersin Hoca, konuyu irdelemeden izin verdi. Yaşasın kız olmak! Ben de herkes ön bahçedeyken arka bahçeye geçip yere, duvarın dibine oturmuş, müzik dinliyordum.

Umut dudaklarını eğip hafifçe başını sallarken kendini yavaşça yanıma bıraktı.

"Doğru, bazen öblek öblek baktığın da oluyor."

Şaka manasında göğsüne hafifçe vurdum. Her zamanki gibi aşırı tepki vererek beni güldürmeyi başarmıştı.

"Ne yapıyorsun burada tek başına?"

Kulaklıklarımı görebileceği şekilde kaldırdım. "Ne yapıyor gözüküyorum."

"Yine gizlice Ajdar dinliyorsun değil mi?"

Kocaman bir kahkaha dudaklarımdan gökyüzüne karıştı.

"Aynen öyle. Utanç verici zevklerimden biri."

"Vay! Demek daha fazlası da var."

"Herkesin vardır."

"Benim yok."

Bakışlarımı gözlerine sabitledim.

"Hayatta inanmam."

"Tamam o zaman. Oyun oynayalım."

"Nasıl bir oyun?"

Umut bir süre durup düşündü.

"Mesela 'ben hayatta' oynayalım."

Kaşlarımı çattım. Tam sorumu soracakken bir anda yerinden fırladı. Koşarak gözden kaybolurken bir anda öylece kaldım. Nefes nefese geri geldiğinde elinde bir litre ayran vardı. Yanıma oturdu.

"İşte."

"Olay nedir ben anlamadım."

"Olay şu, 'ben hayatta' ile başlayan bir cümle kuracağız. Eğer karşındaki kişi de öyleyse o içecek. Eğer değilse cümleyi kuran kişi içecek."

"Bunun içki ile yapılması gerekmiyor muydu?"

"Ayran bu bebeğim. Milli içkimiz, tanıştırayım."

Hafifçe kıkırdadım.

"Pekala."

"Yani, kafamız güzel olmayacak ama kesinlikle bağırsaklarımızın kafası güzel olacak."

"Kesinlikle."

Bir süre ikimiz de durduk.

"Ee? Kim başlayacak."

Umut bir cengaver edasıyla konuştu.

"Oyunu başlatan ben olduğuma göre ben başlamalıyım."

"Bana uyar."

"Pekala..." Umut bir süre gözlerini tepemizdeki ağaçlara dikerek düşündü. "Hah, buldum. Ben hayatta aşık olmadım."

HAYALPERESTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin