Profilimde ki 'Skin' ve 'Amenta' isimli kitapları okursanız sevinirim
-Red Roses Black - I Miss You ile okuyun.
' Gitmek kolay peki ya kalmak? '
****
-Stefan'ın anlatımı-
Londra'nın soğuk ve bir o kadar sisli havasında arabamda çalan hafif şarkı eşliğinde boş trafikte ilerliyordum. Etrafımdan geçen arabaları solluyor , küfür yiyordum. Bunları önemsemeyecek kadar sinirli ve bir o kadar stresliydim. Bu nedenle gaza biraz daha köklenip sağ kavşaktan dönüş aldım. Evlerin açığa çıktığı mahallede isyan edercesine bağırttığım motor sesi ve kısık bir şekilde çalan Adele şarkısı uykumu getirmişti. En sonunda gelmeyi planladığım 42 numaralı evin garajına arabayı park ettim. Bir süre sadece Lucy'nin arabamda düşürdüğü kolyeyle bakışmıştım. Verdiğim nefesle arabada belli-belirsiz bir duman yayılırken kemerimi çözüp arabanın kapısını açtım. Arabadan inip kapıyı kapadığım sırada yağmaya başlayan yağmur ile arabayı hızla kilitlemiş ve inanılmaz bir hızla evin kapısına ulaşmış ve zile basmıştım. Siyah kot şort ve yarım body ile mavi gözleri parıldayarak bana bakan Perrie'ye karşılık olarak omzuna çarparak içeri girmiştim. Kendimi rahat koltuklardan birine atıp bakışlarımı Perrie ile buluşturdum. '' Hoş geldin bebeğim '' Güldüm. Elimle yanımı işaret ettim. '' Gel '' zaman kaybetmeden yanıma oturduğunda ayağa kalkıp arkasında bulunan fotoğrafların oraya ilerledim. '' Bir takım şeyler duydum Pezz '' Abisi ile olan fotoğrafını elime alıp incelerken konuştu. '' Ne tür şeyler duydun hayatım? '' Alayla gülümseyip çerçeveyi tekrar eski yerine koydum. '' Yaramazlık yaptığını '' Sırtı bana dönükken oldukça sessiz bir şekilde arkasına gelene kadar ilerledim. '' Sana bir takım şeyleri anlatmamış olabilirim ama bunları öğrenmek hakkın diye düşünüyorum tatlım. '' Sırtındaki tüyler diken-diken olurken nefesimi ensesine verip konuştum. '' Aslında sana aşık olmadığımı , Lucy'e aşık olduğumu ve Lucy'nin senin ve orospu çocuğu Zayn yüzünden ağlamış olmasına karşılık seni öldüreceğimi bilmen gerekli. '' Elimle çenesini kavrayıp şaşkınlıktan açılan ağzına ellerimi örttüm. '' Sen ve Zayn benim hayatta tek değer verdiğim kişiyi ağlattınız. İlk cezayı sen son ve en acı cezayı o piç çekecek. '' Kollarım arasında debelenmeye başladığında sertçe konuştum. '' Seni sevebileceğimi düşündün ha '' Kahkaha attım. Boğazından tutup onu ayağa kaldırdım ve kaçmasını engellemek adına koltuktan atlayıp karşısına geçtim. '' Yanlış kişiyi ağlattınız. '' Mavi gözlerinde biriken yaşlarla bir şeyler homurdanırken devam ettim. '' Konuşmak mı istiyorsun? '' Başını salladığında elimi ağzından çekip bileğini kavradım. '' Lütfen Stefan beni öldürme sana yalvarırım öldürme '' Sinirden kasılan çenemi okşadım. '' Asla. Önce sen ve sonra o piçi öldüreceğim. Ama iyi haber cehennemde bol-bol düzüşürsünüz orospu çocukları '' Ani hareketle belimden silahımı çıkartıp beklemeden alnının ortasında büyük bir delik açtığımda zayıf vücudu yere yığıldı. Gözleri kapanmadan önce eğilip fısıldadım. ''Benim kızımı ağlatanın canını alacağıma dair yemin etmiştim bebeğim '' Başı sol tarafa düşüp gözleri kapanırken onu omzuma alıp kapıya ilerledim.
****
'' Siktir!'' aralık olan kapıdan bakmaya devam ederken Zayn son kez Lucy'nin boynuna öpücük kondurup sesli bir şekilde içinden çıkıp boşaldı. Gözlerime gelen yaşları itmek amaçlı gözlerimi kapatıp birkaç saniye bekledim. Gözlerimi tekrar araladığımda çoktan uyuya kaldıklarını gördüm. Titreyen ellerimi yumruk haline getirip sessizce karanlık ve sıcak koridordan ilerledim. Merdivenlerin her basamağında onların birbirlerine aşk sözcükleri söyleyerek Lucy ile en çok yapmak istediğim şeyi yani iğrenç sexlerini düşündüm. Sessizce nefes verip az önce salona bıraktığım Perrie'nin cesedine ilerledim. Güzel kızdı ama tercihleri yanlıştı. Beklemeden onu tekrar omzuma atıp az önce zorlukla söktüğüm avizenin sağlam olan çivilerine geçirdiğim halata ilerledim. Halatın yuvarlak kısmına Perrie'nin başını koyup vücudunu serbest bıraktım. Salıncakta sallanır gibi cansız vücudu sallanırken arka cebimden çıkardığım bıçağı vücudunun her yerine batırmaya başladım. Kanlar akmaya başladı. Kulaklarıma dolan Lucy ve Zayn'in inlemeleri ile sinirle bıçağı defalarca kalbine batırmaya başladım. Kanlardan beyaz olan halı kırmızı bir renk alırken son kez bıçağı kalbine batırıp aşağı kadar çektim ve çıkardım. Derin-derin nefes alırken gözüme takılan çerçevedeki fotoğrafa baktım. Lucy ve Zayn birbirlerine sarılmış gülüyorlardı. Gecenin ve ortamın sessizliğine uygun bir şekilde konuştum. '' Çok yakında sende öleceksin Malik. Ve o zaman bana geleceksin Lucy. Benim olmak için yalvaracaksın. Yakında. Çok yakında '' Bıçağımın kanlı olmasını umursamayıp arka cebime koydum. Elimin kanlarını üzerimdeki tişörte silip yüzüme sıçrayan kanları da tişörtümün ucuyla sildim. Mutfağın kapısından tekrar çıkıp korumalara ve kameralara dikkat ederek evin bahçesine ulaştım. Büyük duvarı atlamak için ağaca tırmandıktan sonra ayağımı sivri demirlerden diğer tarafa atıp duvarı aştım. Yere atlayıp ilerideki arabama ilerlerken son kez eve baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad Boy
Fanfiction... ''Bana bir söz ver '' nefesi yüzüme çarparken zorlukla yutkunup ela gözlerine baktım. Bakışlarında o kadar çok duygu besliyordu ki saatlerce gözlerine bakmak istiyordum. Aşk-Nefret-Özlem-Hüzün-Acı ve daha bir çok duygu dolu bakışları dudaklarıma...