Profilimde ki 'Skin' ve 'Amenta' isimli kitapları okursanız sevinirim
SAŞKLARIM XD Finalden önceki son bölüm ve evet kısa çünkü finale geçiş bölümü oldu. Final sanırım yarın olur. O gün yetiştiremezsem pazartesi çünkü pazar günü arkadaşımla buluşucam doğum günü için. Bu gün pek konuşmuyorum canlarım. Bana ulaşmak için instagram hesabı'mı takip edebilirsiniz [@rihfectt ] Ve hikayenin sınırı geçmesi için One Direction Team Hikayeleri sayfasından +52bin beğenisi var dış bağlantıda link var açamayanlar profilimde mevcut. Ayrıca Şevval DBAOM Yazarı sayfamıza admin oldu sizide bekleriz sayfaya. Yazım hatalarım varsa kusura bakayın bölüme geçerbilirsiniz
Dinleyin : Rihanna - Fool In Love
'' Oysa ben sana olduğum gibi gelmiştim. ''
****
Telaşla yataktan kalktım ve saklanacak bir yer aramaya başladım. Gözüme kıyafet odası takılırken merdivenlerden gelen adım seslerini çok rahat duyabiliyordum. Çantamı alarak koşarak kıyafet odasına girdim ve kapıyı içeriyi görecek şekilde açık bıraktım. Birkaç saniye sonra odanın kapısı açılıp Zayn girdiğinde vücudum özlem duygusuyla sarsıldı. Dalgın bir şekilde yatağa ilerledi. Siktir! Yastığı düzgünce koymamıştım. Kaşlarını çattı ve etrafa bakmaya başladı. Birden buraya doğru gelirken ellerim titremeye başladı. Çok geçmeden aşağıdan Finn'in sesi geldiğinde odadan çıkmıştı. Derin bir nefes alıp küçük odadan çıktım ve odanın içerisinde nasıl kaçabilirim diye düşünürken hızla odanın kapısını açıp kendimi birazdan yaşayacağım aksiyona hazırladım. Merdivenlerden yavaşça inerken Zayn'i görememiştim. Derin bir nefes alarak son basamağı indiğimde arkamdan gelen kırılma sesiyle başımı çevirdim. Zayn elinde ki bardağı düşürmüş ağzı açık bir şekilde bana bakarken çantamı sıkıca kavrayıp koşmaya başladım. '' Lucy!'' Hızla evin kapısını açıp çıkarken bağırdı. '' Yakalayın onu!'' Korumalardan kısa boyum sayesinde hızla kurtulup siyah demir kapıyı açtım. Dışarı çıkar çıkmaz arkamdan gelen bağırışlarla bana şaşkınca bakan Austine'e elimle koşmasını işaret ettim. O sağ kavşaktan dönüp koşarken ben dümdüz gidiyordum. '' Lucy! Dur yalvarırım!'' Arkama kısa bir göz atıp koşmaya devam ederken onu durdurmak için çantamı tutup ceketimi çıkardım ve yere attım. O ceketin üstünden hızla atlamış dibime kadar girmişken sıkıca bileğimden kavradı. Ben koşma ve ellerinden kurtulma çabalarına girdiğimde durdum ve ela gözlerine baktım. Daha sonra istemeye-istemeye ellerimizi ayırıp koşmaya başladım. O hala şaşkınlığını atamamışken son kez ona bakıp gözümden akan bir damla yaşı umursamadan koşmaya devam ettim.
-Zayn'in Anlatımı-
'' O buradaydı. '' Diye konuştum. Carly yerinde kıpırdandı ve David konuştu. '' Nasıl yakalayamadılar? '' Dedi. Haklıydı. Ama şuan bunları düşünemeyecek kadar dalgındım. Bir ay sonra ilk defa ona bu kadar yakındım. Kokusu bile aynı duruyordu. Ama zayıflamıştı. Oldukça hem de. O yanakları hafif sönmüş gözlerinin etrafı ağlamaktan olacak ki şişmişti. O gittiğinden beri elimde tuttuğum bilekliği yumruğumu açarak gözler önüne serdim. Bu bilekliği çok sık takardı. Hatta hiç çıkarmazdı diyebilirim. Kırmızı bir ip . Ama onun için değerliydi işte. Bana sürekli uğur getiriyor derdi. Yutkundum ve ayağa kalkıp merdivenlere ilerlerken konuştum. ''Odadayım rahatsız etmeyin. '' Durdum ve arkama dönüp konuştum. '' İsteyen etsin bu sinirle her hücresini tek tek sikerim. '' Hepsi başını sallarken merdivenlerden her zamankinin aksine tek-tek ve oldukça yavaş şekilde çıktım. Yaklaşık 1 saat önce buradaydı. Bu merdivenlerden inmiş bu koridordan geçmişti. Acı gerçek yüzüme çarparken güçlükle yutkundum. Odamıza ilerleyip kapının kolunu kavradım ve aşağıya indirip kapıyı yavaşça baskı uygulayarak açtım. Kapıyı sertçe kapatıp yatağa ilerledim. Onun oturduğunu tahmin ettiğim kısma oturup ellerimi kucağıma bıraktım ve başımı eğip düşünmeye başladım. Neden gelmişti? Benim için gelmiş olsaydı kaçmazdı. Uzun zaman sonra kokusunu hissedebilmek kadar değerli bir bok yoktu. Fakat bu birkaç saniye sürmüştü. Viskimi yudumlayacakken o merdivenlerden indiğinde hayal sanmıştım ama Finn' de hayal göremeyeceğine göre gerçek olduğundan emin olmuştum. Merdivenden inişi korkarcasına bana bakışı benden kaçışı bir-bir canlandı tekrar zihnimde ve düşüncelerimde. Peki, evden çıkınca o işaret yaptığı sarışın kimdi? Yoksa... Yoksa yeni sevgilisi mi. Saçmalama dedim kendi-kendime. Belki kendimi kandırmak gibi olacak ama madem o sevgili neden buraya gelmişti? Hangi erkek sevgilisinin eski nişanlısının evine gitmesine izin verir ki? Ama o kimdi? Ben onu tanımıyordum ve Lucy'e yakın olan herkesi tanıdığımı varsayarsak eğer o kimse Lucy onunla kalıyordu. Onun kim olduğunu bulacak ve Lucy'i tekrar yanıma alacaktım. Sadece gitmesine kırgındım tabii ki de onu görsem hemen kollarım arasına alır koşarak bir kiliseye gider ve nikâhımızı kıyardım. Ama maalesef onu bir daha görmeyi geçtim bir kere daha görecek miydim ondan bile şüpheliydim. Kendimi geriye doğru atıp yatakta uzandım. Gözlerimden tek –tek yaşlar düşmeye başladığında yastığı aldım ve yüzüme bastırdım. Yastık bile onun kokusuyla süslenmişken siktiğimin dünyasında mutlu olmamı istiyorlardı. Asla. Asla mutlu olamayacaktım. O tekrar benim olana kadar mutluluk bana haram.
Somebody is gonna miss you
Birisi seni özleyecek,
Farewell
Elveda
Somebody is gonna wish that you were here
Birisi senin burada olmanı dileyecek,
That somebody is me
O, birisi benim.
-Lucy'nin Anlatımı-
Rüzgarın sert dokunuşları saçlarımı savururken derince bir nefesi içime çekip gözlerimi kapadım ve birkaç saat önce canlı-canlı hissettiğim kokusunu düşünmeye başladım. O bir gün baba olacağını öğrenecek. Ben hiçbir zaman onun çocuğunu taşımayacağım. O çocukları yuvadan uçunca, sevdiği kadınla ikinci baharını yaşamak isteyecek. Benimse ruhumdan kış hiç eksik olmayacak. Ben eksik olacağım. Bahar eksik olacak. O olmayacak. Hep isteyeceğim, Hiç olmayacak.
Acı gerçeklerle yüzleşince omuzlarıma koca bir yük binmiş gibi hissetmiştim. Derin bir nefes verdim ve kendimi geriye atıp kumların üzerine uzandım. Bakışlarım bir sürü yıldızın süslediği gökyüzündeyken gözlerimi kapatıp onun kollarında olduğumu hayal etmeye başladım. Kısık sesle şarkı mırıldanmaya başlarken bile gözümün önüne yaşadıklarımız geliyordu ve şarkıyı söylememi engel olarak göz yaşları kendini serbest bırakıyordu.
The day we met Frozen, I held my breath
Tanıştığımız gün, Donmuş gibi, nefesimi tuttum
Right from the start
Başlangıçtan itibaren
Knew that I found a home
Bir ev bulduğumu biliyordum
For my Heart beats fast
Hızlı atan kalp atışlarım için
-Zayn'in Anlatımı-
Güneşin tenimi yakan ışınlarına küfür ederek yataktan kalktım ve banyoya ilerledim. İlk önce işeyip daha sonra yüzümü yıkadıktan sonra dişlerimi fırçaladım ve aynada kendime bakıp derince bir nefes alarak banyodan çıktım. Dağınık odada telefonumun zil sesini işittiğimde yerdeki yastığı kaldırdığımda telefonumu gördüm. Elime aldığımda çalmayı kesmişti. Omuz silktiğim sırada tekrar çalmaya başladı. Tanımadığım numaraydı ama Lucy olabilme ihtimaliyle açtığımda duyduğum şey karşısında şok geçirmiştim.
'' Merhaba Zayn ben Luke ve Lucy şuan yanımda. ' '
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad Boy
Fanfiction... ''Bana bir söz ver '' nefesi yüzüme çarparken zorlukla yutkunup ela gözlerine baktım. Bakışlarında o kadar çok duygu besliyordu ki saatlerce gözlerine bakmak istiyordum. Aşk-Nefret-Özlem-Hüzün-Acı ve daha bir çok duygu dolu bakışları dudaklarıma...