72.Bölüm

68.7K 1.8K 365
                                    

Profilimde ki 'Skin' ve 'Amenta' isimli kitapları okursanız sevinirim

SA BEN GELDİM XD Ya kızlar finale 3 bölüm kaldı puhahaha. BAD BOY AİLESİ ARTIK 4 MİLYON Puhahahah. Ya sizi yerim koskoca sülale olduk he. Sizi çok seviyorum ya iyiki varsınız umarım yeni hikayemde de beni bırakmazsınız he. Bana ulaşmak için instagram hesabı'mı takip edebilirsiniz [@rihfectt  ] Ve hikayenin sınırı geçmesi için One Direction Team Hikayeleri sayfasından +52bin beğenisi var dış bağlantıda link var açamayanlar profilimde mevcut. Ayrıca Şevval DBAOM Yazarı sayfamıza admin oldu sizide bekleriz sayfaya. Yazım hatalarım varsa kusura bakayın bölüme geçerbilirsiniz

Mutlimedia : Austin

♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣♣

Dinleyin : Beyoncé - Broken-Hearted Girl

'' Bittim. ''

****

Arabayı park alanına park edeli ne kadar olmuştu haberim yoktu. Başımı direksiyondan kaldırıp karşımda duran sahile baktığımda hüzünle iç geçirip başımı arkaya yasladım ve elimle direksiyona vurup bağırarak ağlamaya başladım. Onunla geleceğe dair bütün hayallerim ve umutlarım kelebek gibi kanatlanıp uçarken sonu olmayan bir uçurumdan yuvarlanıp düştüğümü hissediyordum. Bana aşkın en acı halini tattırmıştı. Ama artık gerçekten istediğini yapacaktım. Sonunda ölüm  olacağını bilsem bile onu bırakacaktım. Onsuzluğa alışmam gerekti. İstenmediğim yerde kalamazdım. Her gün gider onu izlerim ama bir daha asla seni seviyorum diyemem.

Hızlı bir şekilde arabadan inip altın sarısı kumlara ayak basmadan önce denizin güzel havasını içime çekince kokusu geldi aklıma. Ağlama dedim kendi-kendime ama nafile. Yürek bu işte söz geçiremiyorsun. Yavaşça ayaklarımı kuma bastım  ve beni buraya ilk getirdiği yere ilk sevgilim olur musun dediği her şeyin başladığı yere ilerledim. Tam geldiğimde dizlerimin üzerine çöküp boş sahilde hıçkırıklarımın sesi denizin şiddetli dalga sesiyle karışıyordu. Orada ne kadar ağladım bilmiyorum fakat karanlık sahil yavaşça aydınlanmaya başlıyordu. Gözlerim karanlığa alıştığından dolayı henüz ışınlarını yeni etrafa saçan güneş yüzünden gözlerim kamaşmıştı. Elimi gözlerimin önüne siper ettiğimde arkamdan gelen sesle sıçradım ve arkama baktım. '' Ağlama krizin bittiyse gelebilir miyim? '' Altın sarısı saçları ve saçlarına uyumlu mavi gözleri ve oldukça dolgun pembe dudaklara sahip iri gövdesi  krem rengi keten pantolonunun paçalarını kavramış ve atlet tarzı bir şey giymiş bana bakıyordu. Omuz silktim ve önüme döndüm. '' Seni tanımıyorum '' diye mırıldandım. Çok geçmeden yanıma oturduğunda konuştu. '' Ama ben seni tanıyorum. '' Ona baktığımda konuştu. '' Daha önce bir çok kez seni gördüm. En son 1 kız ve sevgilin olduğunu tahmin ettiğim Zayn Malik ile beraberdin. '' Başımı salladım. Onun adı geçince gözlerime tekrar hücum eden yaşlarla burnumu çektim ve başımı dizlerime yasladım. '' Ben Austin. '' Uzun süren sessizliğin ardından yine sessizliği bozan oydu. '' Lucy '' diye kısaca adımı söyledim. '' Konuşmak ister misin Lucy? '' Başımı dizlerimden kaldırdım. '' Gerçekten dinler misin? '' Durdu ve bir süre bana baktı. Ardından gülümsedi. '' O kadar çok boş vaktim var ki sanırım seni bir 3 ay kadar dinlerim. '' Gülmeye çalışsam da yapamamıştım. Tebessüm ettim ve bakışlarımı güneşe çevirip ona Zayn ile ilk karşılaşmamızdan dün olanlara kadar her şeyi anlatmaya başladım.

-Zayn'in Anlatımı-

'' Elsa kalk artık. '' Elsa'nın göğsümde dağılmış kızıl saçlarını çektim. '' Günaydın '' diye yorgunca konuştu. '' Gece oldukça yordun beni .'' Onun göğsümden kalkmasıyla yataktan kalktım. '' Evet her neyse. '' diye geçiştirip kotumu ve tişörtümü bir hışımla giydim. Telefon numarasının yazılı olduğu kâğıdı alıp arka cebime yerleştirdim ve çıkmadan önce dudaklarına kısa bir öpücük bıraktım. '' Seni arayacağım güzelim. '' Güldü. '' Mutlaka ara. '' Odadan çıktıktan sonra geceden kalma pislikleri temizleyen görevlilere aldırmadan barın alt katına indim. 1-2 tane müşteri olan bardan yavaş adımlarla çıktım. Aklıma dün gece Lucy'nın burada olması gelince sinirle adımlarımı hızlandırıp arabaya ulaştım. Porsche 'un kilidini açıp arabaya bindikten sonra gaza basıp Carly'nin evine doğru sürmeye başladım . Dün David , Finn'le konuşurken kızların orada olacağını söylemişti. Onlarla konuşup Lucy'i neden yolladıklarını soracaktım.  Saat henüz sabah 8'i gösteriyordu ve normal olarak işe giden insanlar dışında pek bir trafik yoktu. Yani gayet kısa bir sürede varmıştım. Finn ve David'in arabalarını görünce kendi arabamı onların arasına park edip arabadan indim ve kilit tuşuna basıp arabayı kilitledikten sonra kapıyı kontrol edip eve ilerlemeye başladım. Beyaz çitli kapıyı itip mermer yoldan geçtikten sonra kapıya gelmiş ve çoktan zile basmıştım. Birkaç dakika sonra kapı açıldığında Carly rahatlamışçasına nefes verdi. '' Lucy nerde ? '' Diye sordu. Ona tuhaf-tuhaf baktım. '' Lucy senle değil miydi? '' Diye sordu. Başımı iki yana sallayıp eve girdim. '' Ne sikim oluyor?!'' Diye adeta kükredim Finn ayağa kalktı. '' Lucy nerede bir bilgin var mı Zayn? '' Başımı iki yana salladım. '' Hayır. '' Yutkundum. Boğazıma koca bir yumru takılmış gibi zorla yutkunmuştum. '' Lucy. Nerede '' Diye dişlerimi sıkarak konuştum. Carly yere çöktü. '' Ya Luke onu bulduysa? '' Diye sessizce konuştu. Göz yaşları gözlerinden akarken elim-ayağım boşalmış gibiydi. Onu bırakmamalıydım. Onu eve getirip tekrar gitmeliydim. Siktir!

Bad BoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin