Profilimde ki 'Skin' ve 'Amenta' isimli kitapları okursanız sevinirim
Bölüme başlamadan önce bu çenebaz yazarınız bir şeyler diyecek! Yazdığım not'a gelen yorumlarınız ve cevapları gitmeyen mesajlarınız için çok teşekkür ederim! O güzel mesajlarınız beni bir kaç saat mutlu etti. Mesajlarınıza cevap vermemem göt kalkıklığı değil wattpad'in sorunlarından kaynaklanıyor. Sizi seviyorum şimdiden karneler hakkında sizi kutluyorum siktirname alanlarada-benim gibi- üzülmemeleri gerektiğini söylüyorum. *Sus artık aq* diyen iç sesime katılarak iyi okumalar diliyorum efenim.
∞∞∞∞∞∞
Rihanna - The Last Song ile okuyun.
'' Asıl cehennem yolunda gitmeyen hayatındır. ''
****
Birini her şeye rağmen sevmek ve güvenmek çok büyük bir iştir. Güven her şeyden önce gelir. Mesafelere , onsuz geçen günlere , gecelere rağmen ona güvenmek , onun size ait olduğuna inanmak asıl aşkı ortaya çıkarır. Bir insana seni seviyorum demek kolaydır ama sana güveniyorum demek asla. Güven her şey demektir. Bir kadının , bir erkeğe koşulsuz , şartsız güvenmesi tıpkı bebeğinin kokusunu asla içine çekemeyeceğine rağmen kendi hayatından vazgeçip bebeğini yaşatan anne cesareti gibidir. Sevginin olduğu yerde güven varsa , aşk her zaman yanımızda demektir. Güven yoksa boşa geçen zamanlar ömrümüzden giden hayatımıza el sallamak demektir.
'' Ne zaman uyanacak? '' Yaşlı doktor umutsuzca dosyayı kolunun altına sıkıştırdı. '' Uyanma ihtimali çok düşük hanımefendi. '' gözlerime biriken yaşları serbest bıraktım. '' Y-yani U-uyanmayacak mı? '' Doktor boğazını temizledi. '' Her an her şeye hazır olun. '' Yanımdan öylece geçerken Finn düşmemem için beni tuttu. Ben az önce aşağıda Yaser ile gitmesi için kavga ederken Zayn'in kalbi durmuş ve uzunca bir çabadan sonra kalbinin atmasını sağlamışlardı. Trisha'yı , Yaser gitmeden buraya almayacağımı sert bir dille uyardığımda başını sallayıp onu yollamıştı. Bu sefer oğlumu bırakamam deyip benimle yukarı çıktığında karşılaştığımız manzara pek iç açıcı değildi. Güçsüzce yere çöküp bacaklarımı kendime çektim. Akan her bir damla göz yaşımda canımın acısı artıyordu. Onu o kadar çok özlemiştim ki kendini öldür deseler öldürürdüm. Ellerim titriyordu canımın acısı yüzünden kalbimin atışı hızlanmıştı. Saatlerce ağlasam geçer miydi canımın acısı? Geçmezdi ki. Gözlerini açsa bana sıkıca sarılsa geçerdi. Tek isteğim huzur dolu ve güven duygusu yüklü kolları arasında saatlerce ağlamaktı.
Gelen cesaretle duvara tutunarak ayağa kalktım ve yoğun bakımın kapısına ilerledim. Sensörlü kapı açılırken Finn ve Carly'nin çaresizce beni çekmeye çalışmalarına rağmen dayanıp onlardan kurtuldum ve içeri girdim. Dağılan saçlarımı düzeltip sessiz ve soğuk yoğun bakımda yatağına ilerledim. Soğuktan morlaşan dudakları ve buz gibi olan ellerine bakış atarken sıcak ellerimi , elleriyle buluşturdum. Göz yaşları gözlerimden akarken konuştum. '' Zayn sana ihtiyacım var. Hani beni asla bırakmayacaktın? Hani bir daha senin yüzünden ağlamayacaktım? Şuan ölüyorum sevgilim. Sensiz geçen her saniye bana cehennem azabı çektiriyor. Duvarlar üzerime yıkılacak gibi hissediyorum. Kendime zarar vermek istiyorum ama sen uyandığında bana kızarsın diye korkuyorum. Nolur uyan. Sana ihtiyacım var Zayn. Dışarıdakiler beni anlamıyor. Ama sen beni anlıyorsun. Boşlukta gibiyim işte anlasana. Birkaç saat önce annemle konuştum. Babam günlerdir onu aramıyormuş ve kavga ediyorlarmış sürekli. Bana hayatında birinin olduğunu söyledi. Öyleyse eğer uyanmalı ve bana destek çıkmalısın. Çünkü hayatımda aşık olduğum iki adamı da kaybediyorum. '' Avuçlarımın arasına aldığım elini hareket ettirince ağaya fırladım. Heyecanla ona bakarken yutkundum. '' Zayn uyan hadi!'' Heyecanla ona bakarken en ufak bir tepki vermemişti. Hayal kırıklığı ile ona bakarken dayanamadım ve öfkeyle ağzımdan dökülen kelimelere izin verdim. '' Uyanmayacaksın biliyorum. Dışarıda ki herkes bana senin yokluğuna alışmam gerektiğini üstü kapalı bir şekilde söylüyor. Kan değerlerin normalin altında ve bunu normal yapınca uyanacağını biliyorum. Doktorların gizlice Finn'e komada olduğunu söylediğini de biliyorum. Ama uyanacak mısın onu bilmiyorum. '' Oldukça derin bir nefes aldığımda boğazımdaki acıyla sakince konuştum. '' Her zaman ki yaptığını yapıyorsun. Beni bırakıyorsun. Gitmek senin için her zaman kısa yol olmuştu zaten. Üzgünüm. '' Göz yaşlarımla beraber odadan çıkarken Finn'i gördüm. Ona doğru ilerledim. '' Konuşmak istiyorum. '' Başını usulca sallarken kolunu omzuma atıp başımı göğsüne yasladı. Ben ağlarken o beni ilerletiyordu. Birkaç dakika sonra keskin soğuk hücrelerime işlerken Finn'den ayrıldım ve ona döndüm. '' Bu çok saçma Finn. O ne zaman uyanacak? '' Çaresizlik duygusunu en yoğun noktada yaşadığını belli eden bakışlarına karşılık göz yaşlarımın akmasına devam ederek konuştum. '' Bu çok saçma onun orada yatması çok saçma. Neden o ? Neden her zaman zarar gören biz oluyoruz? Lanet olsun ben sana güveniyordum Finn. Onu koruyacağına inanıyordum ama sen korumadın! Hani ona her zaman abisi , babası gibi davranıyordun ? Bir abi kardeşini korur. Bir baba kendi canı pahasına oğlunun canını korur ama sen? Sen bencilin tekisin! Onu koruyamadın! Onun beni bırakacağını biliyorum! Onun komada olduğunu ve onu bu hale getiren göt deliğinin Luke olduğunu biliyorum ama herkes benden gerçekleri saklıyor! Lanet olsun deniyorum , yaşıyorum , ölüyorum. Onsuz geçen her saniye bana cehennemde yanıyormuşum gibi zor geliyor Finn!'' Kesilen nefesime bir de etrafıma kemiklerimi kırarcasına sıkı bir şekilde sarılan kollarda eklenmişti. '' Onunla en son konuştuğumda bana görüşürüz dedi ama görüşemiyoruz işte! O var ama yok gibi Finn!'' İsyankar sesim hastanenin tek-tük insanlarla dolu bahçesinde yankı yaparken gözlerimi aralayıp nerede olduğumuza baktım. Terasa gelmiştik. Keskin rüzgar saçımı okşayıp geçerken rüzgarın korkutucu ama bir o kadar rahatlatan uğultusu kulaklarıma doluyordu. Birkaç saniye sonra Finn konuştu. '' Özür dilerim. Onu korumam gerekirken bunu yapamadım. '' Gözlerimi usulca kapadım. '' Ben gerçekten özür dilerim Lucy. '' Bir şey demedim , zaten konuşsam ne diyecektim? Onun özrünü kabul etmek sevgilimi uyandıracak mıydı? '' İçeri girelim. '' Suçlulukla bana bakarken soğuktan morarmaya yüz tutmuş ellerimi birbirine sürtüp , diken-diken olan tüylerime bakış attım. Onu arkamda bırakarak içeri girdiğimde arkamdan gelen adım seslerini aldırmayıp yoğun bakımın olduğu koridora girdim. 4 numara yazan yere ilerlerken Trisha neşeyle bana sarıldı. Olduğum yerde durmuş onun neşesini çözmeye çalışırken benden hafifçe ayrıldı. '' O uyandı Lucy. Oğlum uyandı!'' Dünya durmuş , insanlar susmuş herkes sadece benim tepkimi merak ediyor gibi hissederken çaresizce mırıldandım '' Zayn? '' Fısıltı halinde çıkan güçsüz sesimin aksine güçlü ve hızlı adımlar atan bacaklarıma minnettar olup yoğun bakımın penceresine tabiri caizse yapıştım. Yorgun ve kısık ela gözleri odayı tararken tek bir odak noktası bulup gözlerinde ki parıltıyı etrafa saçtı. Ona heyecanla bakarken doktor ve birkaç hemşire odaya çoktan girmişti. Birkaç saniye sonra hemşirenin yaptığı iğneyle gözleri kapanırken bu sefer sevinç göz yaşları kahverengi gözlerimi terk ediyordu. Heyecanla elimi ağzıma koyup kapıya ilerledim. Doktor yüzündeki tebessüm ile yoğun bakımdan çıkınca Trisha destek verircesine elimi tutmuştu. '' Kan değerleri normala çıktı. Ama tansiyonu henüz normal olmadığı için onu uyuttuk. Bir gece daha yoğun bakımda dinlenirse yarın sabah onu normal odaya alabiliriz. '' Doktor kalemini önlüğün cebine sıkıştırırken gülümsedi. '' Hastanız güçlü çıktı. Geçmiş olsun. '' Doktor yanımızdan geçerken ufak bir çığlık atıp Trisha'ya sarıldım. Elinde poşetlerle koridorun başında görünen Carly'i görünce Trisha'dan nazikçe ayrılıp koşarak ilerledim. Dalgın bakışları beni bulduğunda çoktan boynuna atlamıştım '' O uyandı Carly! Zayn uyandı!'' Carly sevinç çığlığı atıp bana sıkıca sarıldı. '' Teşekkür ederim tanrım onu benden almadığın için '' diye geçirdim içimden.
Taylor Swift - Safe&Sound ile okuyun.
-Zayn'in Anlatımı-
Keskin ilaç kokusu ve vücudumda ki acı ile inleyerek gözlerimi araladığımda kahve rengi gözlerinin etrafı kızarmış , yanakları oldukça ısırmalık , dudaklarının pembeliği ve dolgunluğu öpme hissini uyandıran ve bana gülümseyerek bakan kadına baktım. Oldukça güzeldi. Ve tatlı. '' Merhaba. '' Diye ürkekçe mırıldandı. Sıcak eller tarafından soğuk ellerim kavrandığında ona bakmakla meşguldüm. '' Zayn... '' sözünü kestim. '' Çok güzelsin. '' Utançtan yanakları kızarırken şaşkınlıkla ona bakıyordum. '' Seni kim yolladı buraya? Sen çok ... çok güzelsin'' Vücudumun acısını unutmuştum. Elimi hafifçe ellerinden çekip kolumu kaldırarak yüzüne dokundum. '' Gerçek olamayacak kadar güzelsin. Kimsin sen ? '' diye mırıldandım. '' Beni hatırlamadın mı? '' Üzgünce konuştu. Başımı iki yana salladım. '' Zayn ben Lucy. Nişanlın? '' Heyecanlı ve titreyen sesini işittiğimde şaşkınlıktan gözlerim büyüdü. '' Aman tanrım. '' usulca fısıldadım. '' Sen benim nişanlım mısın? HASSİKTİR '' yavaşça başını salladı. '' Vay be turnayı gözünden vurmuşum. '' İçimi ısıtacak derecede gülümsedi. Beynimdeki şeyler tek-tek yerine otururken fısıldadım. '' Lucy? '' umutla parıldayan gözlerine baktım. '' Hatırlıyorum , evet. '' Derince bir nefes verdi. '' Bebeğim , çok korktum. '' Bana eğilip başını göğsüme yasladı. Usulca saçlarını okşarken gülümsedim. '' Canın çok acıyor mu? '' Başımı salladım. '' Biraz. '' Hızlıca başını göğsümden çekti. '' Seni iyileştireceğim sevgilim söz veriyorum sana '' Gülümsedim. '' Varlığın bana yeter güzelim. '' O tekrar kızarırken odanın kapısı açıldı. Annem görüş açıma girdiğinde sevinçle gülümsedim. O ise ağlayarak bana doğru adımladı. Kollarını dikkatlice etrafıma sarıp saçlarıma öpücük kondurdu. '' Oğlum. Çok korkuttun bizi. '' çarpıkça gülümsedim. '' Ne çok sevenim varmış amına koyayım '' Lucy gözlerini büyütüp hafifçe beni dürttü. Onu aldırmadım. Kapıdan içeri giren kişiye gözüm takıldığında tüm vücudumun acısı tekrar yerine gelmişti. Bu acıların üstüne bir de kalbimin acısı ve acının önüne nefret geçerken Lucy telaşla ayağa kalktı. Sinirle ona bakarken Lucy yutkundu.Sinirden çenemin kitlendiğini hissederken büyük bir küfür savurdum içimden. Onun burada ne işi vardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad Boy
Fanfiction... ''Bana bir söz ver '' nefesi yüzüme çarparken zorlukla yutkunup ela gözlerine baktım. Bakışlarında o kadar çok duygu besliyordu ki saatlerce gözlerine bakmak istiyordum. Aşk-Nefret-Özlem-Hüzün-Acı ve daha bir çok duygu dolu bakışları dudaklarıma...