Kırk Beşinci Bölüm

15K 927 37
                                    

Evra Rezzan kadının evinde bir gün daha dinlendikten sonra kendini çok iyi hissediyordu. İlhan'dan aldığı güçle kendini çok çabuk toparlayabilmişti. Kocası bir saniye bile gözünü ondan almamış hiçbir şekilde başından ayrılmamıştı.

Bugün tekrar yola çıkma kararı almışlardı. Savaşçılar fazlasıyla yollarda vakit geçirdikleri için yorgun düşmüş ve yanlarındaki erzakları azalmıştı. İlhan, pencereden dışarıda meşgul olmaya çalışan savaşçılarına göz attıktan sonra yatakta uzanan ve ona bakan Evra'sına döndü.

"Onları çok yordum, değil mi?"

"Onlar senin için yorulmaktan memnunlar. Sen onların hanımlarısın, böyle düşünme..."

"Ben iyiyim İlhan, yola çıkabiliriz."

İlhan, Evra'ya yaklaştı. Ona uzunca baktıktan sonra onun gerçekten iyi olduğunu düşündü. "Peki, önce üzerini değiştirelim... Ben Kadir ve Kemal'e yakınlardaki bir köyden senin için kıyafet getirmelerini söyledim. Birazdan gelirler."

"Onlar nasıl İlhan? Onları atlattığım için bana çok kızdılar mı?" diye sordu Evra mahçup bir ifadeyle.

Genç adam, Evra'nın Kemal, Kadir ve Mustafa'dan bahsettiğini anlamıştı. Yüzünü buruşturup gözlerini kaçırdı. "Biraz kızdılar. Ama sonra çok pişman oldular... Senin oyuna getirildiğini fark edemedikleri için kendilerini yol boyunca suçladılar..."

Evra, bunları onlara yaşattığı için çok üzüldü. Yüzünü astı. "Onlardan özür dilemeliyim."

"Onlar da senden özür dilemek için bekliyorlar."

O sırada kapı tıklandı ve ikisi de başını kapıya doğru çevirdi. Rezzan kadın elinde eski bir çantayla içeriye girdi. "Bunu senin adamların bıraktı İlhan."

İlhan, yataktan kalkıp çantayı aldı hemen. "Sağ olasın."

Rezzan kadın her zaman olduğu gibi hiçbir şey söylemeden çıktı dışarıya.

"Kıyafetler geldi- İlhan o sırada çantayı yatağın kenarına bırakıyordu- Sana layık değiller ama bir süreliğine idare edeceksin."

"Merak etme ben idare ederim. Hadi sen onu şuraya bırak ve odadan çık, ben üstümü değiştiririm."

İlhan, anlamayarak kaşlarını kaldırdı. "Niye dışarıya çıkıyorum ben?" diye sordu hayretle.

Evra, İlhan'a cevap vermeden önce üzerindekilere dikkat etti. Üzerindeki gömlek bir erkek gömleği miydi? Peki ya pantolon? Aman Allah'ım hangi ara üzeri değiştirilmişti? Kim değiştirmişti? Rezzan kadının değiştirmiş olmasını dua etti.

"B-bu üstümdekileri k-kim..." diye sormaya çalıştı ama İlhan muzip bir gülümsemeyle sözünü kesti. "Üstündekiler benim kıyafetlerim."

"A-ama Rezzan kadın değiştirdi değil mi?"

İlhan, yüzündeki ifadeyle Evra'yı kızdırmaya başladığını hissetti. "Ben değiştirdim." Bu sözleri söyledikten sonra karşısında eski Evra'yı gördü aniden. Karısı kaşlarını çatmış gözleriyle ona ateş açıyordu.

"Ne dedin?"

"Ormanın ortasında senin ıslak elbiseni değiştirebilecek başka biri yoktu."

Evra, İlhan'ın onu tamamen çıplak gördüğü ihtimaliyle kıpkırmızı kesildi. Saç diplerinden ayakucuna kadar kızarmış olduğunu hissediyordu. Bu çok utanç vericiydi. Böyle bir durum için kendini hiç ama hiç hazır hissetmiyordu.

"Bana sormuş olsaydın eminim ıslak kalmayı ve üşümeyi tercih ederdim."

İlhan, çapkınca gülümseyerek, "Bilincin yerinde değildi. Tek söylediğin 'İlhan lütfen beni bırakma'ydı," dedi ve keyifle karısının öfkeden ve utançtan deliye dönen yüz ifadesini izledi.

İSYANIM AŞKA ( TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin