Altmış Dördüncü Bölüm - Final

18.7K 1K 248
                                    

FİNAL

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



FİNAL





İlhan yaklaşık 2 saattir yatak odasına giremiyordu. Karısı bu kadar saattir ne yapıyordu? Düğün başlamak üzereydi ama hala Evra hazırlanamamıştı. Üstelik odaya alınmıyordu. Bunun nedenini sormuş olmasına rağmen hiçbir cevap alamamıştı. Karısı yine ne işler peşindeydi merak içindeydi.

"Kendi düğününe bile bu kadar hazırlanmadın," diye söylendi odanın kapısının önünde. "Hadi herkes bizi bekliyor. Şahranbolu gelinim olmadan mı gidip düğünü başlatayım istiyorsun?"

"Ne kadar sabırsızsın İlhan!"

Kapının arkasından nihayet Evra'nın sesini duyunca genç adam biraz olsun rahatladı. Ama bu rahatlamanın yerini yeniden sabırsızlık aldı. "İlla beni sinir edeceksin."

"Hazır olmak üzereyim, bekle biraz."

"Ben içerideyken de hazırlanabilirsin Evra hanım!"

"Olmaz, bir sus az kaldı."

İlhan, iyice meraklanmaya başlamıştı. Karısı yeniden gelin olmaya mı karar vermişti acaba? Bu düşünceleri içinden gülerek geçirdi. Evra'dan her şey beklenirdi. Ne görse artık şaşırmayacak duruma gelmişti. Derin bir iç geçirdi. Üzerindeki siyah deri yeleğini sıkıntıyla iki yana açtı. Elini siyah saçlarından sıkıntıyla geçirdi ve sırtını taş duvara yasladı. Sabır, sabır...

"Beni deli etmede-" Sözleri boğazına dizilmişti. Açılan kapının ardından gördüğü manzara nefesini kesmişti.

Rüyada olmalıydı...

Belki de gerçek değildi?

Yutkundu. Nabzını hissetmiyordu.

Evra, altın sarısı elbisesi içerisinde muhteşem görünüyordu. Yok yok muhteşemlik yanında az kalırdı. İlhan, bu renklere aşıktı. Hayatını bu renklere adamıştı ve bu renkler bir kadına ancak bu kadar yakışabilirdi. Siyah dalgalı saçlar özenle arkasında toplanmış, birkaç tutam yüzüne düşüyordu.

Karısı, utangaç ama bir o kadar içten bir gülümsemeyle karşısında duruyordu. İsteyerek, tüm kalbiyle, kimsenin zoru olmadan karşısında duruyordu. Ona aşkla bakıyordu. Kalbi heyecandan deliye dönmüştü. Bu kadar derin duygular herhalde hayatında hiç yaşamamıştı. Onun üzerindeki sadece bir elbise değildi ve karısının güzelliği yalnızca güzellik değildi.

Onundu.

Şahranbolu beyliğinin hanımıydı.

Ve her şeyden önemlisi bu kadar güzel olmak zorunda mıydı?

Bu renkleri ancak bu kadın bu kadar güzel taşıyabilirdi. İlhan, tüm kalbiyle bunun farkındaydı. Hiçbir kadın Şahranbolu beyliğin getirdiği gücü ve asaleti bu kadar kusursuz taşıyamazdı.

İSYANIM AŞKA ( TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin