İlhan, biraz sakinleştikten sonra yatak odalarına girdi. Avluda karısına sert davrandığı için kendini biraz kötü hissediyordu. Artık onun kalbini kırmaya dayanamıyordu. Onu çok özlemişti. Avda en zor anlarında, onun ve kardeşten daha yakın gördüğü savaşçılarının hayatını kurtarmıştı. Nasıl da cesur bir karısı vardı. En çok da bu özelliğine hayran kalıyordu. Becerikli, korkusuz ve çok güzeldi.
Odaya girdiğinde karısını asık bir yüz ifadesiyle buldu. Bir yandan eşyalarını toparlıyor bir yandan da kendi kendine söyleniyor gibiydi. İlhan, onun bu haline bayılıyordu. Karısının siyah çatık kaşlarına, kızgınlıktan koyulaşmış yeşil gözlerine baktı.
"Şahranbolu gelinim bana çok mu kızmış?"
Evra, İlhan'ın odaya girdiğinden bihaberdi. Kocasının yumuşak sesini duyunca irkildi. Başını çevirdi, kocası hemen arkasında duruyordu. Tatlı tatlı bakan İlhan'a gözlerini kısarak baktı. "Bana herkesin içinde bağırmamanı söylemiştim."
"Ben de sana, bana herkesin içinde karşı gelmemeni söylemiştim sevgilim." Yavaşça elini karısının koluna koydu ve onu kendine yaklaştırdı. O eşsiz kokuyu bir kere daha doyasıya içine çekti. Artık ondan ayrı kalmak o kadar zor geliyordu ki. "Bana öyle kızgın bakma, beni öp."
Evra, kocasından gelen bu tatlı emre itaat etti. İlhan'a o kadar da kızgın değildi aslında. Onun sabrını Fırat ve Ahmet dayısı fazlasıyla sınadığının farkındaydı. Kavga çıkmaması için büyük bir mücadele verdiğini de biliyordu. Bu yüzden İlhan'ın sabırlı halini takdir etmişti. Onun kendine karşı bu sakin ve sevecen haline karşı daha fazla kayıtsız kalamadı.
Biraz parmak uçlarında yükseldi ve dudaklarını kocasına doğru uzattı. Derin bir öpücük kondurdu. Nasıl da özlemişti. Onun kokusunu, sıcaklığını, koruyucu hallerini. Her şeyini... Bazen, onun tarafından kontrol edilmek genç kızın hoşuna bile gidiyordu. Eskiden özgürlüğünün kısıtlanmasına delice karşı çıkan Evra, şimdi bu durumdan hoşnut olduğuna inanamıyordu. Aşk, insanı gerçekten bambaşka birine dönüştürüyordu. Bir erkeğin güçlü kollarının arasında güvende hissetmek, çok farklı bir histi. Bu durumun tadını çıkardı ve kocasının kollarında yeniden hayat buldu.
İlhan, karısının direnmeyip hiç itiraz etmeden onu öpmesini çok sevinmişti. Evra'nın öpücüğüne hemen karşılık verdi ve karısını derin derin, tadına vararak, özgürce, tereddüt etmeden öptü öptü öptü... Nefessiz kalana kadar öptü.
Tutkulu bir öpücüğün ardından İlhan, karısına baktı ve,"Başımı döndürüyorsun," diye fısıldadı. Sonra çapkın çapkın sırıttı."Yola çıkmadan önce acaba-"
Evra, kızararak hemen sözünü kesti. "Rahat dur İlhan, madem hemen yola çıkmayı sen istedin o zaman sabredeceksin. Daha ailemle vedalaşacağım."
"Bunun acısını çıkaracağım ama gelinim," dedi ve cüretkar bir bakış attı karısına. Ellerini uzun siyah saçlarının arasından gezdirdi. Son kez dayanamayarak karısının kızarmış yanaklarından öptü. Sonra gözlerine, çenesine, boynuna öpücükler kondurdu. "Böyle güzel olma."
"Güzel miyim ki?"
İlhan bu soruya karşılık güldü.
"Birazcık."
İlhan, sözlerine devam etti. "Gerçi... Fark ettim de, boşuna Kızılkara kızlarının güzelliği meşhur değilmiş. Dedikleri kadar varmış."
Evra, hemen kaşlarını çattı ve yeşil gözlerini kıstı. Kocasının kollarından ayrıldı ve bir adım geriledi. Kollarını göğsünde birleştirdi. "Demek kızlarımızın hepsini tek tek inceledin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSYANIM AŞKA ( TAMAMLANDI )
Historical Fiction#2 24 Kasım 2017 Kızılkara beyliğinin biricik kızı Evra Kızılkara, küçük yaşta savaşta babasını öldüren gözü kara Şahranbolu Beyinden intikamını almaya kararlıydı. Tüm hazırlıklarını yapmıştı. Gizlice ağabeyi Celal Kızılkara'nın savaşçıların arasına...