Evra, koyu bulutları yırtan güneş ışığıyla gözlerini yavaşça açtı. Çok yorgun hissediyordu. Ama bir o kadar huzurluydu. Gözlerini açtığında İlhan'ın çıplak kaslı göğsünde uyuduğunu fark etti. Kocasının kollarında olduğunu görünce yüzüne garip bir ısı yayıldı.
Ona ait olma hissi tüm hücrelerine yayılmıştı. Bu his onu mutlu etti. Hislerine hakim olamayarak, utanmış olsa da onun göğsüne derin bir öpücük kondurdu.
"Gelinim..." dedi İlhan boğuk bir sesle.
"Günaydın."
İlhan, gözlerini açtı ve ömründe gördüğü en güzel manzarayla karşılaştı. Karısının simsiyah dalgalı saçları göğsünü kaplamış, beyaz pürüzsüz teni onun esmer teniyle bütünlük oluşturmuştu. Derin bir nefes aldı. Göğsü inip kalkmıştı. "Bu anı hiç yaşamayacağımdan korkmaya başlamıştım. Bu rüya değil, değil mi?" diye sordu İlhan masum bir ifadeyle.
Evra, gözleri kocasının siyah gözleriyle buluşunca kızarmadan edemedi. Onun sözleriyle utanarak başını onun göğsüne gömdü. "Rüya değil, gerçek," diye fısıldadı.
"Gel buraya... Gerçek olduğunu anlamalıyım." İlhan, aniden Evra'yı belinden tutup altına aldı ve onu derin bir öpücüğe boğdu. Daha sonra boynuna doğru yol aldı. "Mmm..."
"Gerçek olduğunu anladın mı İlhan beyim?" diye sordu Evra, ondan beklenmeyecek bir cilveyle.
Şahranbolu beyi sırıttı ve başını iki yana salladı. "Henüz değil."
İlhan, Evra'nın derinlerine doğru hareket etmeye başlayınca genç kız hemen bir inilti koparıp onu omuzlarından tuttu ve durdurdu. "Olmaz İlhan... Herkes kahvaltıya inmeye başlamıştır."
İlhan, dinlemedi ve devam etti.
"İlhan!" diye uyardı Evra bu sefer daha sesli. Onun kollarından kaçmaya çalışıyordu. "Daha yıkanacağız lütfen."
İlhan homurdanarak iç geçirdi. "Tamam, tamam."
"Ama...-diye ekledi hemen- Bundan sonra benden kolay kolay kaçamayacaksın Şahranbolu gelinim."
Evra hiçbir şey söylemeyerek hemen yerdeki iç gömleğini alıp aceleyle üzerine geçirdi. Odada dünden hazırlanan tahta küvete sıcak su getirmelerini rica etti.
Kapıda bırakılan suları İlhan odaya aldı. Kimsenin odaya girmesine müsaade etmedi. Suları küvete döktükten sonra, "Su hazır, gel birlikte yıkanalım," dedi karısına.
Evra, henüz buna hazır olmadığını hissetti. Hala utanıyordu kocasından. Onunla birlikte gün yüzünde yıkanmayı göze alamazdı. Utancından yerin dibine girerdi. "Yok ben önce yıkanayım sen de uzanmaya devam et."
"Tamam sevgilim nasıl istersen. Seni yataktan izlemek de büyük bir zevk olacak."
Evra'nın gözleri ayrıldı. İlhan onunla resmen oyun oynuyordu. Dayanamayıp kocasının göğsüne yumruk attı. "Çok kötüsün İlhan."
İlhan, birden karısına sarıldı ve onun saçlarına yüzünü gömdü. "Kötü değilim, yalnızca seviyorum."
***
"Celal beyim! Kaleye bir grup savaşçı yaklaşıyor!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSYANIM AŞKA ( TAMAMLANDI )
Ficción histórica#2 24 Kasım 2017 Kızılkara beyliğinin biricik kızı Evra Kızılkara, küçük yaşta savaşta babasını öldüren gözü kara Şahranbolu Beyinden intikamını almaya kararlıydı. Tüm hazırlıklarını yapmıştı. Gizlice ağabeyi Celal Kızılkara'nın savaşçıların arasına...