Sessiz ve ıssız bir kumsaldayız. Altımızda bir kilim. Yanımda sevdiğim adam uyuyor. Karşımda ve elleri ellerimde. Yanımızda bir karavan. Arkamda da bir piknik sepeti. Kulağıma gelen deniz dalgalarının sesi. Üstümde bembeyaz bir elbise.
Gözlerimi açtım ve dalgaların sesine karışan bir ses geldi kulağıma.
-An-nee!
Bir bebek sesi. Hafifçe doğruldum ve arkamı döndüm. Kumsalın ucundan bana doğru kollarını açmış penguen gibi zorlukla koşan bir kız çocuğu. Kumral, tombik ve saçları kıvır kıvır.
Hemen ayağa kalkıp kollarımı sonsuzluğa açar gibi açtım.N:Anneeem..
Bebek bana paytak paytak koşarken bende öne doğru eğilmiş hızlıca koştum ona. Kollarımın arasına alıp sımsıkı sarılarak döndürdüm onu. Elleriyle Tahiri işaret ederek"Ba-ba!" Dedi. "Babaya gidelim mi?" dediğim de ise tekrar can atarak eliyle Tahiri gosterip "Ba-ba. Ba-ba!" Dedi. Beraber Tahirin yanına gidip yanına çömeldim. Kucağımdan indirdiğimde, Tahirle benim arama girdi. Tahire doğru dizlerinin üstünde eğilmiş elleriyle yanaklarını okşuyordu. O an da kenardaki telefonu alıp fotoğraflarını çektim. İçimde büyük bir huzur vardı, gülümsüyordum.
Tahir yavaşça gülumseyerek gözlerini açtı. Karşısında bebeği görünce "Denizim?" diyerek koynuna aldı. Bense karşılarında onlara dalmış gururla izliyordum. Gözümü bebekten ayırmıyordum. Tahir bebekle biraz oynadıktan sonra bana seslendi.T:Nefesim?
Hâlâ gülüyordum. Cevap vermiyordum.
T:Nefees? Nefesim?
Birden irkilerek uyuduğum yerden kalktım. Şaşkınlıkla etrafa baktım. Kumsalda değildim ve yanımızda o kumral bebek yoktu. Tahir hala bana sesleniyordu.
T:Nefesim iyi misin?
Doğruldum ve rüya gördüğümü anladım. Gözlerimi ovuşturdum ve tekrar etrafa baktım. Hayır olamaz. Böyle gerçekçi bir rüya olamaz.
Tahir elinde hazırladığı kahvaltı tepsisini kucağıma koydu.N:Şey. İyiyim iyiyim.
T:Bak kocan sana kahvaltı hazırladı. Sen hala uyiysın. Hem.. iyi olduğuna Emin misin?
Hemen kucağındaki tepsiyi indirip yataktan çıktım. Etrafta hızlıca koşuyordum.
T:Nefes Noliyi?
N:Telefonum! Telefonum nerde Tahir?!
T:Burda nefes. Dedi şaşkınlıkla.
Telefonu alır almaz galeriyi açıp bebekle Tahiri çektiğim fotoğrafı aradım bir ümitle.
Bulamamıştım. Yoktu öyle bir fotoğraf. Hayal kırıklığıyla telefonu yanıma usulca bıraktım. Yüzüm düşmüştü ağlamaklıydım.T:Nefes niye ağlıysın güzelim? Anlat bana kabus falan mı gördün yoksa?
Ağlayarak kafamı sağa sola salladım.
N:Hayır kabus değil. Çok güzel bir rüya gördüm.
T:Ne gördün?
Ağlayarak rüyamı anlattım. Tahir ise masumlaşmış, beni dinliyordu.
N:Ben de fotoğrafınızı çekmiştim. Ama bulamayınca..
Gülerek elleriyle yüzümü tuttu.
T:Karım.. Bi gün o rüyayı da gerçekleştirecez sen hiç merak etme.
N:Rüyamdaki o paytak paytak yürüyen çocuk gibi bizim de bir çocuğumuz olur dimi?
T:Olur tabi ya.