Multide ki şarkıyı dediğim yerde okuyun birtanecikler♥
Bir kaç şarkı daha önereceğim bölüm içinde.
Bir de okuyucular anladığım kadar yoruma kapalı. Sohbet falan edelim dedim kimse oralı olmadı gibime geldi. Yorumlarınızı tek tek okuyorum. Bir tanesini bile atlamıyorum. Ne instada ne burda. Hepsini okuyorum şüpheniz olmasın.
Valla bu bölüm için yorum yapmazsanız beni de kendinizi de oldu bilin he. Bu bir tehdit mesajıdır.
Keyifli okumalar dilerim...
T:Nefesim. Bak nereye istersen gidelim. İstersen yurtdışına bile çıkarız razıyım. Ama balayı şeysini burda geçirmeyelim.
N:Tahir. Nolursun yapma böyle. Bak her şeyi bilmek, ben yokken neler yaptığınızı öğrenmek istiyorum. Biliyorum, senin için çok zor. O günleri hatırlamak, anlatmak istemedğini de biliyorum ama bil ki benimi için de zor. Buna rağmen dinlemek, bilmek istiyorum. Benim için biraz dişini sıksan? Sadece bugünlük. Bak söz bu gecemizi burda geçirelim, bana her şeyi anlat sonra başka bir yere gideceğiz. Ama nolur bu gece burda kalıp yine birbirimizin yaralarını görüp saralım. Nolur.
Tahir elini ensesine attı, yeni tıraş olmuş pürüzsüz bebek gibi olmuş suratını sıvazladı ve derin bir nefes alıp tekrar bana yoğunlaştı. Bana istediklerimi anlatırken çekeceği acıyı tahmin edebiliyordum evet. Aynı acıyı ben de çekecektim hatta biliyorum. Ama ben o koskoca beş yılım ardından kızıma kavuşmuştum ve hala kızımın benim hakkında neler bildiğini, bilinçaltında beni nasıl gördüğünü bilmiyorum. Anne-kız ilişkisini tam olarak oturtamadığımızı düşünüyordum çünkü. Bilmiyorum, belki de yanlış düşünüyorumdur.
Ama eğer Tahir bana zor da olsa anlatırsa, kızıma sergilediğim her anneci tavırda 2 kere düşünmeyeceğim, onu kırar mıyım? Yanlış anlar mı? diye düşünmeyeceğim. Çekinip, istemsizce kendimi soyutlamayacağım kızımdan. Bu beni derinden etkiliyor çünkü. Kızım ne kadar anne eksikliği yaşayıp yarım kaldıysa, ben de hem kızımın hem Tahirin eksikliğiyle yarım kaldım.
Hem belki Tahir anlatırken acı çekse de sonrasında o günleri atlattığımız için, şuan yan yana, diz dize, göz göze olduğumuz için şükredeceğiz. Her sabah Tahiri benim karşıma çıkardığı için Allaha şükrederken bir de yanında Allaha bir şükür sebebim daha olacak. Acılarımızın, yaralarımızın üstüne birbirimizin avuç içlerini bastırarak şifa olacağız birbirimize. Kızımızın sesiyle de can katacağız canımızın acıdığı yere. Dimdik duracağız, hem de bu sefer zorlanmadan. Sadece bugün anlatırken acı çekeceğiz ve sonunda birbirimizin eksikliğinin verdiği acıyı bir daha tatmamak için çabalayacağız. Sımsıkı sarılacağız sımsıkı!
Ama sadece bugün o acıya katlanmamız gerek...
Üzerindeki hala çıkarmadığı damatlıkla karşımda durmuş, etrafa sinirle, hırsla göz gerdirip istediğim şeyi yapmak için, kabul etmek için kendini zorluyordu. Ben ise başımı yana eğmiş bir kedi gibi anlatması için yalvarıyordum adeta. Acı çekeceğimi bile bile.
Tekrar derin bir nefes verip aniden konuşmaya başladı. Bir yandan da parmağını tehditkar bir şekilde bana doğru sallayarak.
T:Ama bak sadece bu gece. Sadece 1 saat. Anlattıktan sonra, ileride bu konular konuşulmayacak. Anladın mı?
N:Hı hı ! Anladım. Söz. Bu gece konuştuklarımız burada kalacak ve bir daha konuşulmayacak. Söz valla. Hatta KALELİ sözü! dedim kaşlarımı kaldırarak.