BÖLÜM 48

5.1K 269 50
                                    


Kaos çıkarasım var. Ne dersin? Jajdlly

Multiyi Tahirle Denizi hayal edin. Ben öyle ettim çünkü ajkrl

Tahirden

Gözlerimi açmadan yanımda olması gereken Nefesi aradım ellerimle. Yastığa elim değdiğinde biraz gezdirdim. Nefes yoktu yanımda.  Hafifçe doğruldum ve etrafta dolandı gözlerim. Üstüme bir eşorfman geçirdim ve çıktım odadan. Nefesin eski, Denizin yeni odasına doğru gittim. Kapı aralıktı. Ses yoktu. Sessizce kafamı içeri soktuğumda nefesin çalışma masasında çocuk sandalyesine oturmuş bir şeyler yazdığını gördüm.  Deniz uyuyordu.

T:Nefes?

Seslenmemle birlikte elindeki not defterini hızla kapatıp yiyecek ellerle rafa kaldırdı.

N:Uyandın mı? Dedi korkarak.

T:Uyandım uyandım da.. Sen niye burdasın?

N:Hiç. Uyku tutmadı da. Bende bir Denize bakayım dedim. Sonra eski kitapları karıştırırken..

Bu titrek sesi bir şeyler sağladığından mıydı yoksa sesimden korktuğunda mı anlamadım. Cümlesini bitirmeden yanıma gelip ellerini boynuma doladı.

N:Sana kahvaltı hazırlayayım mı? Kendi ellerimle. dedi gülümseyerek. Gülümsemesi  en deli anımda bile yumuşamama sebepti zaten.

T:Senin elinden zehir olsun güzelim yine yerim. Hazırla bakalım. Göster marifetlerini.

N:E öyle gökten indiremem tabi. Markete gitmen lazım.

Deniz uyanır uyanmaz üzerimizi giyip markete çıktık.  Nefes "baba-kız gidin. Evin annesi sizi beklesin" dediğinden sadece Denizle gelmiştik markete. İçimde bir kuşku vardı sebepsizce.

Ben reçel, bal vs. olduğu reyonda bir şeyler seçerken Deniz markette koşturup duruyordu. Ellerini beline atmış, bana ters ters baktığını gördüm kafamı eğdiğimde.

Ellerimi teslim olurcasına havaya kaldırıp gözlerimi açtım acabildiğim kadar. Şakayla karışık korkmuş numarası yaptım.

T:Aha yanduk! Yine prenses kızmış.

D:Kızdım tabi baba. Sen gidip annemin istedikleyini alıyosun ama bana hiç soymuyosun. Kızım bi sey isteymisin canım bi sey çektimi diye meyak etmiyosun.

T:Hay got kafama! Görüyor musun? Ben nasıl düşünemedim.

D:Oohoo sizin aklınız neyde bi bilsem?! Bekle beni buyda baba geliyoyum şimdi.

Kafamdaki dalgınlığa rağmen şu bilmiş tavırlarıyla nasıl güldürüyordu beni. Anası bir kızı iki.

Bir kaç dakika sonra marketin bebek alışveriş sepetini önüne takmış süre süre geldi yanıma.

D:Şimdi bana bi sey söylemen lazım baba.

Nefes yokken bile yaptığı şeydi bu. Alışkanlık haline getirmişti kendine. Her markete, bakkala gittiğimizde bana 'bir şey söylemen gerek' diyerek aldırıyordu her seferinde istediklerini.

T:Söylüyorum o zaman. Ne istiyorsan al kızım. dedim her zaman ki gibi. Ciddi davranmaya çalışarak .

D:Tamam babacım. Sen ısrar etme hiç. Ben sen nasıl isteysen, her şeyi atacağım sepete. Sen alış veyişine devam et. Ben yapayım kendi alışveyişimi.

T:Ooo yok öyle küçük hanım. Babana yardım edecesun. Ula ben tek başıma mı edecem alışverişi. Babaya akıl vermen lazım senin. Ben ne anlarım mutfaktan?

D:Off her seferinde aynı şey baba. Bir tüylü öğyenemedin şu alış veyişi.

Ellerini sepete dayayıp bilmiş bilmiş dolamaya başladı markette. Gözlerini raflarda gezdire gezdire. O bana almam gerekenleri söyledi, ben ise arkasından dolaşıp onun dediklerini yapmaya çalıştım.
Alış verişi o kadar ciddi bir tavırla yapıyordu ki, gören de evin hanımını deniz sanardı.

SEVDAYI ANLAT | 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin