Tüm asilliğimle gitmiştim Kaleli Holdinge. Sonuçta ben Tahir Kalelinin eşi Nefes Kaleliydim ve Tahir'in eşi olmanın asilliğini yansıtmam gerekiyordu. Şirkete girmemle etrafta dolaşan, odadan odaya giren, ellerinde dosyalarla koşuşturan kadınlar vardı. Pardon. Mankenler vardı demeliydim galiba. Bir de tek dikkat ettiğim şey kadınların güzelliği değil şirkette sadece kadınların olmasıydı. Bu nasıl şirket allahsen? Şirkete mi geldim mankenlik ajansına mı? Aklımdan bu düşünceleri geçirirken aynı zamanda danışman kısmına geklmiştim. Masanın arkasında oturan esmer kadına yöneldim ve ciddi bir şekilde sordum.
N:Tahir Kalelinin odası?
-Efendim?
N:Tahir Kaleli diyorum! Odası nerde?
-Siz kimdiniz? Tahir bey sizi bekliyormuydu?
Bu kızı yolmamam için bir sebep yoktu. Ukala ukala bakışları, zorla kendini kasarak incelttiği sesi beni deli etmişti. Büyük bir ciddiyetle teker teker tekrar sordum.
N:Tahir. Kalelinin. Odası. Nerede?
-Hanımefendi öyle her geleni Tahir beyin odasına alamıyorum tahmin edersiniz ki.
N:Karısını da mı alamıyorsun güzelim?
Güzelim? Bu kıskançlık beni değiştirmişti galiba. Güzelim ne ya? Bunların hepsi Tahir yüzündendi. Karşımdaki kendine badana boya yapmış olan kız Tahirin eşi olduğumu duyunca hemen ayağa kalktı ve kekeleyerek cevap verdi.
-Ku-kusura bakmayın. Tahir beyin odası 2.kattaki sağdan ikinci oda. Ben size eşlik edeyim.
Kız önümde ben arkasında Tahirin odasına doğru ilerledik. Kapıya geldiğimde durdum. Kız hala yanımda dikilmiş bekliyordu. Gözlerinin içine sertçe bakıp tersledim.
N:İçeri gelmek ister misin sende canım?
-Efendim?
N:Diyorum ki sende gel içeri de iki lafın belini kıralım...
-Pa-pardon. Buyrun..
Kızı başımdan savdıktan sonra kapıyı tıklatmadan içeri girdim. Tahir'in canı sıkkın bir şekilde masasında oturduğunu fark ettiğimde kaşlarımı çatarak baktım. O ise benim geldiğimi fark etmemişti bile. Direk kapının hemen yanındaki koltuğa sessizce oturdum ve Tahir'in bilgisayarla olan imtihanını izledim. Kendi kendine bilgisayarla konuşuyordu. Tabi tek başına olduğu için de aklına gelen küfürleri savurmaktan da gocunmuyordu. Ellerimi göğsümde bağdaş kurdum ve tebessüm ederek izledim.
T:Hay sokayım sana daa, bilgisayarına daa, şirketine dee, programına daa, sürümüne dee. Hay ağzıma da sokayım! Ula mal mısın da ben masa başında dururum diyisın! Ne işin var lan senin şu s*ktiğimin masasında. Gidecektin gemine mis gibi! Ohh. En fazla kreynin tepesine çıkar atardın kendini. Şurda s*ktiğimin masasına oturacağına ne güzel geminde geberir gi...
N:Hoopp! Yavasss!
Birden ses vermemle Tahir sandalyesiyle birlikte geriye sürüklendi. Korkmuştu bu ani sesle. Ben sert bakışlarımı atarken o kedi gibi bakıyordu bana. Galiba şoktaydı.
T:Ula!
N:Senin arkanda karınla kızın var, sen gelmiş burda geberirim giderim diyorsun!
T:Bu 2 oldu Nefes! Kızım öldürmek için mi yapiysın!
N:Bak yine ölümden bahsediyor!
Tahirin yanına gidip ellerimle yüzünü tuttum ve yüzümü yaklaştırdım yüzüne.