İLK ÖNCE ŞURAYA SOHBET ŞEYSİ AÇAYIM. BURDAN SOHBET EDERİZ. MALUM UZUN ZAMANDIR HASRETİZ BİRBİRİMİZE ♥ KOŞUN YORUMLARA
KISIM KISIM ŞARKI ÖNERECEĞİM BÖLÜM İÇİNDE. ÖNERDİĞİM ŞARKILARLA OKURSANIZ O AN Kİ DUYGULAR SİZE DAHA ÇOK GEÇER. YANİ BENCE NCXNBXMXMXX
Gözlerimi 48 günün ardından yeniden mutlu bir şekilde açtım. Yanımda kızım odada hem denizimin hem Tahirin kokusu vardı. İkisinin kokusunu aynı anda duymak ne güzel. Tarifsiz bir şey...
Denizi öptükten sonra onu uyandırmadan yüzümden çekemediğim gülümsemeyle toparlanıp aşağıya indim. Tahir hariç herkes oturmuş bir şeyler tartışıyordu. Gözlerimi ovuşturup onları dinlemeye başladım.
N:Size de günaydıın!
A:Heh Nefes! Guzum az gel! Bak ben bunlara laf geçiremiyrım. Sade nikah yapmayacasunuz değul mi ablam? Şöyle anlı şanlı düğün de mi etmeyecik? Ula Galelilerin hangi gelini 40 gün 40 gece düğün yapmadan gelmiş ha bu eve?
N:"Been." dedim gözlerimi devirerek.
Ben Tahirle bu eve ilk adımımı attığımda herkes evliliğimizin gerçek olduğunu sansa da formaliteydi. Düğün yapmamıştık. Ama Asiye abla o zamanları unutmuş olmalı ki şuan benim telli duvaklı gelin olduğumu düşünmüş.
Ben zaten 40 gün 40 gece düğün olmasıyla ilgilenmiyorum ki. Benim Tahirim yanımda olsun o yeter de artar bile bana.Asiye abla kendi tabiriyle 'kapak' olmuştu. Hafif çekingen bir tavırla beni ikna etmeye başlamıştı bile.
A:Hee doğru diyisın..
N:He doğru diyirım. Kimin eltisiyim? dedim gülümseyerek.
A:Benuum..
B:HAYIR BENİM!
BÜŞ:HAYIR BENİM!
F:HAYIR BENİM!
Biz kendimizi Cüneyt Arkının Battalgazi filmindeymiş gibi hissedip kahkahaları patlatırken arkadan gelen Tahirin ellerini belimde hissetmemle duraksadım. Ellerini belime sarıp, çenesini omzuma yasladı ve derin bir iç çektikten sonra konuştu.
T:Benim o benim.
Asiye ablanın, büşranın, berrağın eltisi; yangazların yengesi olabilirdim ama ilk önce Tahirin karısıyım ben. Bunu bilmenin verdiği mutluluğu ve huzuru anlatamam.. Ben şuan o huzura yolcuyum. Daha doğrusu yolcuydum. Asiye ablanın yanımıza gelip Tahiri benden uzaklaştırana kadar tabi.
A:Hoşt! Çek elleruni kızdan. Düğün olmadan olmaz. Sabırsız dangoz!
N:Dangoz değil hödük! dedim gülerek.
Tahirin birden yüzü düşmüş, ters ters bakarak konuştu.
T:Vaay. Öyle mi Nefes hanum? Sağa da eyvallah yenge. Gece karımı yanıma komadın, bi de yanına yaklaştırmaysun iyi mi?
A:He öyle! Düğünü edecuk ondan sorna ne yaparsan yap karuna. Ses etmeyicim.
Bu konuşma sırasında yine utanıp kızarmamla birlikte Kalelilerin gülüşü vardı.
Asiye abla yine her şeyi planlamış, düğün için herkese görev dağılımı yapmıştı bile. Gürkan ve Cansuya gelecek olursak, Gürkan burada ki işlerini başka birine devretmiş kendisi dün gece Cansuyla birlikte çoktan Trabzon sınırlarından çıkmıştı. Yani Tahire gelen haberlere göre öyleydi. Ama Tahir bu işin peşini bırakmayacaktı o ayrı bir mevzu. Asiye ablaya düğün istemediğimi söyleyip yapmamak için ne kadar diretsemde inadı inattı ve o düğün olacaktı. Kadın fotoğrafçıya kadar her şeyi ayarlamış ya!