BÖLÜM 55

5.5K 333 86
                                    

N:Of Asiye abla yeter vallahi sıkıldım!

Hastaneden çıkalı 1 hafta olmuştu ve ben hala yatıyordum. Pardon! Yatmaya zorlanıyordum. Asiye abla, Berrak, Büşra bir an olsun dibimden ayrılmıyorlardı. Mustafa abi ve yangazlar da işten geldiklerinde arada odaya gelip sıkılmayayım diye sohbet ediyorlardı. Hepsi bir elden benimle uğraşıyorlardı ve ben bu durumdan çok rahatsızdım.

A:Dur durduğun yere!

N:Ama Asiye abla..

B:Nefes! Bak kaç gündür başımızın etini yiyorsun yeter!

N:E o zaman salın beni ya! Asıl size yeter! Verem değilim ben, kanser de değilim. Amansız bir hastalığa da hiç kapılmadım. Ayakta durabilirim ya. Bir tarafım eksikmiş gibi davranmayın bana! Yeter!

1 haftadır Tahirle uzaktan yakından yüzyüze konuşmamıştık bile. Arada bir odaya gelip yabancıymışım gibi halimi soruyor, geceleri de Denizin odasında yatıyordu. Bana kızgın, hatta kırgın olduğunun farkındaydım ama beni anlamasını da bekliyordum bir yandan. Benim amacım bu durumu ondan saklamak değil, ondan bu sıkıntıyı uzak tutmaktı. Beni anlamıyordu. Bu durum da etki etmişti ruh halime. Agresiftim.  Fazlasıyla.

1 haftadır bir odada gün boyu yatıyordum. Yanımda Tahir olmadan. Kendini esirgiyordu benden. Kızmamıştı, bağırıp çağırıp içini dökmemişti bana. Bu daha da geriyordu beni. Belki diz dize oturup beni bir dinlese hak verecekti ama fırsat tanımıyordu. Hatta bana göstermek istediği ilgiyi de zorla Asiye abla ve Berrakla göstermeye çalışıyordu farkındaydım.  Her şey üst üste gelmişti ve ben 1 haftanın patlamasını bugün yaşıyordum galiba. Hem de hak etmeyen kişilere.

N:Ben çocuk değilim! Hasta hiç değilim! Bir yerim kesilmedi, kopmadı. Hele hele eksik hiç değilim! Bacaklarım tutuyor, ellerimi kullanabiliyorum. Ben eksik değilim! Anladınız mı! Eksik değilim ben!

Bağrışlarım yersizdi. Ama bunu fark edememiştim iste o an. Bir sinir patlamasıydı bu galiba. Sonradan pişman olacağımı da çok iyi biliyordum.

Bağırmam üzerine Asiye abla da Berrak da bir iki adım gerilediler. Şaşırmışlardı. Korkmuşlardı da. Asiye abla hamileydi ve bunu ona yapmamam gerektiğini biliyordum. Gözlerim karnına gittiğinde duraksadım. Gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalıştım. Ellerimle yüzünü ovup derin bir iç çektim.

N:Özür dilerim.

Kırılmıştı. Ikisi de.

A:B-ben çıkayım da sen biraz kafanı dinle.

B:Ben de geliyim Asiye abla. Biraz tek kalsın dinlensin.

Arkalarını dönüp odadan tam çıkacaklarken seslendim ama duymamışlardı.

N:Öyle demek istemedim. Asiye abla! Berrak!
.
.
.
.
Odanın penceresinden dışarıyı izlerken Tahirin arabası bahçeye girdi. En sevdiğim gömleğini gitmişti. Kot gömleğini. Içine de beyaz tişörtü. Saçları dağınık, gömleğinin kollarını sıyırmış yukarı doğru. Gömleği arkaya uçuşuyor...

Çok özlemiştim onu. Beni kendinden, sesinden, kokusundan her zerresinden mahrum bırakıyordu. Su ister gibi, Tahiri yanımda istiyordum. Onsuz olmuyordu. Şu lanet hastalığın bana kazandırdığı, eksiklik psikolojisi üzerine hiç olmuyordu!
Benim her şeyi atlatmam için ona ihtiyacım vardı ama o yoktu iste. Aynı evin içinde yabancı gibi davranıyordu bana. Hatta davranmıyordu, hiç yanyana bile gelmiyordu ki benimle.

Kapı tıklatılmadan açılınca eve giren Tahirden gözümü çekip kapıya yönelttim. Gelen Denizdi. Minicik boyuyla uzun kapıyı kapatıp yanıma koştu.
Kucağıma atlayıp sarıldı. Saçlarını okşayıp, kokladığımda Tahirin kokusu geldi burnuma.

SEVDAYI ANLAT | 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin