BÖLÜM 59

4.4K 240 72
                                    


Tahir, doktorun telefonlarına karşılık alamayınca titrek elleriyle beni kucağına aldığı gibi odadan çıkıp aşağı inmeye başladı. Otelin lobisine ulaştığımızda etrafa bağırarak kapıya doğru koşuyordu. Ben ise hissettiğim dayanılmaz acının yanında bir de oğlumu kaybetme korkusuyla baş etmeye çalışıyordum.

T:Araba! Arabamı getirin!

 Personellerin durumumuzu görüp arabayı getirmekten önce ambulansı aramaları içimi daha da rahatlatmıştı. Belki bu şekilde daha çabuk müdahele edebilirlerdi. Belki oğluma zarar gelmeden sıyrılabilirdim bu durumdan.

 Ambulansa bindiğimizde sağlık görevlileri Tahirin telaşından dolayı onu ambulansa almamışlardı. Tahir ise zaman kaybetmemek için tartışmaya girmeden elimden öpüp uğurladı beni tek başıma. Arkamdan değil, bizden daha önce hastanede olacağından adım gibi emindim. Ambulans sirenlerini çalmaya başladığında içimdeki korku daha çok artmıştı. Bir elim kasıklarımdaki acıyı dindirmeye çalışırken bir elimi de oğlumu koruma iç güdüsüyle karnıma koyup okşuyordum. Bir faydası olacaktı! Beni hissedip bırakıp gitmeyecekti! Biliyordum!

 Yaklaşık 10 dakikalık siren sesi karmaşasından sonra ambulansın kapılarının aniden açılmasıyla  beni arabadan indirdiler. Tahir tam umduğum gibi karşımda sedyeyi hazır ettirmiş beni bekliyordu.

T:Dayan güzelim! Hiç bir şey olmayacak!

 Ben sedyeye yatmış hastane koridorunda ilerlerken başımdaki ATT, doktor ve hemşirelere bir şeyler zırvalıyordu ama benim tüm dikkatim Tahir ve bebeğimdeydi. Attığım çığlıklar boğazımı kurutmaya başlamıştı artık. Bacaklarımın arasındaki sıvının git gide arttığını hissediyordum. 

N:Tahir. Korkuyorum..

Titrek sesimin çıkmasıyla Tahirin gözlerine doldurduğu yaş yanağına düşmüştü. Dudakları titrerken konuşmak için dudaklarını birbirine bastırıp yutkundu.

T:Bak sen bana güveniyor musun? 

N:En- ah! En çok sana! 

T:Sana bir şey olmasına izin vermeyeceğim Nefes! Söz veriyorum ne sana ne oğlumuza bir şey olmayacak! Güven bana!

Tahirin saçlarımı okşayarak söylediği cümleler içimde umut filizlendirirken ben çoktan odaya alınmıştım.

.

Tahir'den

2 saat olmuş hala bekliyordum. Koridoru kaç kere baştan sona turladım bilmiyorum. Bildiğim tek şey Nefesin içerde acı çekiyor olması. 2 Saat boyunca kesik kesik çığlıklarını duyuyordum. Ameliyathane önünde onu 2 kez bekliyordum. Ben duvara çökmüş bu acıyı bir daha yaşamamak için sonsuz dualar ederken Nefesin sesi kesildi. Dakikalardır içerde çığlık atan Nefesin doğum yaptığını düşünüyordum ama hiç bir sağlık görevlisi yanıma gelip bilgi vermemişti. Ben doğumun bittiğini düşünüp oğlumun sesine odaklanmışken sessizlik canıma kastediyordu. 

 Koskoca hastane de çıt çıkmıyordu şimdide. Az önce beynimin içine dolan çığlıklar yerini karanlık bir  sessizliğe, boşluğa bırakmıştı.

Ölüm Saati:21:11

(Bahadır Sağlam-Kördüğüm ile okuyun)

Ayağa kalkmış dört gözle bir haber gelmesini beklerken ameliyathane kapısından çıkan doktor ağzındaki maskeyi çıkarıp etrafa göz gezdirdi. Yanına biraz daha yaklaşıp yakasına yapıştım.

D:Yakını siz misiniz?

T:Kocasıyım ben kocası!

D:Sakin olun. Bakın sık karşılaştığımız bir durum değil bu aslında. Hatta milyonda bir ihtimal. Ama eşiniz hamile iken cinsel birleşme sonucu ikinci kez hamile kalmış. İkinci sahte gebelikse hem ilk bebeği hem de anneyi zehirlemiş. Biz elimizden gelenin fazlasını yaptık. Ama dayanamadı üzgünüm. 

Üzgünüm

Üzgünüm?

Üzgünüm...

Histerik bir kahkaha çıktı ağzımdan.

T:Sen benimle dalga mı geçiyorsun Doktor?!

D:Acınızı anlıyorum ama-

Yakasına ikinci kez yapışmamla acımı doktordan çıkarmak istercesine duvara yapıştırdım sırtını.

T:Karım nerde! Oğlum nerde!

Az önce doktorun çıkmasıyla kapanan kapının tekrar açılmasıyla bakışlarımı oraya çevirdim. 

Hayır!

O beyaz çarşaf?!

Attığım büyük iki adımla Nefesin uyuduğu sedyeye kavuştum. Nefesini hissetmem lazım. Hissedemiyorum. Doktorun dediği şey olamaz. İmkansız. Ne olursa olsun Nefes bırakıp gitmez beni.

 Çaresizce Hemşireye bakıp bağırdım. Bağırsam çıkar mıydı içimdeki acı?

T:Aç karımın yüzünü!!

Hemşire doktora baktığında Doktorun olumsuzca kafasını sallamasıyla yaptığından vazgeçmedi.

T:Yüzünü örtersen Nefes alamaz! Sana bunu öğretmediler mi?! Aç karımın yüzünü!

Elimi, Nefesin yüzünü örten beyaz çarşafa attığımda hemşire durdurdu. Sedye ucundan iki hemşire çarşafın ucundan tutmuş açmamam için sıkıştırmışlardı. Vazgeçip uyuyan Nefesime yalvardım. Belki o sesimi duyardı da kalkıp sarılır bana. 

T:Nefes! Sevduğum hadi kalk. 

T:Nefes kalk şu sedyeden!

İki elimle Nefesi sarsmamla güçsüz kolu sedyeden aşağı sarktı. 

Sallandı..

Sallandı..

Ama çekmedi elini. Güç yoktu kollarında.

Ben elinin güçsüz hareketlerine dalmış dururken aklıma gelen şey ile kaldırdım başımı gülerek.

Deliriyordum.

T:Deniz! Evet ya Deniz! Bak deniz bizi bekliyor Nefes. Hadi gel inat etme de gidelim kızımızın yanına. Hadi Nefesim.

T:Nefes bana cevap ver! Bak biliyorum oğlumuz da içerde.

Kafamı ameliyathanenin kapısından içeriye uzatıp tekrar Nefese döndüm.

T:Bak biliyorum o da içerde senin onu kucağına almanı bekliyor. Hem bak Denize laf geçiremem ben. Seni sorar bana. Ağlar. Seni ister yanında. Daha yeni kavuşmuşken yapma Nefes! 

Ben çözümü olmayacağını bile bile yalvarırken arkamdan gelen tanıdık sesle donup kalmam bir oldu.

''Tahir!''

Final edeydin daha iyiydi buse 'göz devirme emojisi'

Okuyucu; Nefes dirilsin.

Yazar;

Yazar;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SEVDAYI ANLAT | 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin