Canım bedenimden sökülürcesine
Yüzüm yerlere dökülürcesine
Son bir bakış için ölürcesine
Nasıl özlüyorum seniDuyduğum her şarkı dokunurcasına
Acım gülüşümden okunurcasına
Hergün biraz daha yok olurcasına
Nasıl özlüyorum seniOtelin restaurantında çalan şarkı acıma acı katmıştı. Yanımda Tahir yoktu ve ben onu deli gibi özlemiştim. Kızgındım, kırgındım ama bunların hiç biri onun sevdigim adam olduğunu, ona yandığımı değiştirmezdi.
O benim kocamdı. Benim!
Onu ne kadar yanımda istemesem de bir o kadar da istiyordum. Kokusunu, yüzünü, ellerini, gözlerini özlemiştim.
Çalan şarkıya kendimi kaptırmıştım ve ağladığımın farkında değildim. Ta ki Denizin ağlayarak konuşması kulağıma değene kadar.
D:Hem ağlıyosun, hem de babamı çagıymıyosun!
Deniz konaktan ayrıldığımızdan beri bana küsmüş, her seferinde beni suçlu gördüğünü belli etmişti. Babasının annesine vurduğunu tabi ki de söylememiştim.
Gözleri dolmuş, dudakları titriyordu önündeki tabakla uğraşırken..
N:Annecim. Bak yapma böyle. Ben hic sebepsiz yere babandan ayırırmıyım seni?
D:Ayıymadın mı? Ayıydın işte! Sen beni babamdan ayıydın!
Denizin söyledikleri yüreğime saplanıyordu. Ben onu isteyerek ayırmamıştım ki babasından. Mecburdum!
Mecbur falan değildin!
Hayır mecburdum!
Mecburiyet sebebin Nefes? Kızını babasımdan ayırmak için bir sebebin var mı?
Yok. Bir sebebim yoktu. Evet Tahirden uzaklaşmak için bir sebebim vardı ama kızımı uzaklaştırmak için ele gelir bir sebebim yoktu. Ama kızımı orada bırakamazdım. Bensiz de bırakamazdım ki. Hem Denizin hem Tahirin eksikliğiyle, ikisinin eksikliğiyle hiç yaşayamazdım. Zaten Tahirsizlik canıma kastederken bir de Deniz olmadan nasıl dayanacaktım?
Deniz başını yemeğinden kaldırıp korkarak " Anne.." dediğinde yine Tahirden bahsedeceğini anlamıştım.
N:Efendim gül bahçem?
"Bu sefer de babam mı olmayacak.?"
Yutkunamadım. Boğazıma oturan taş ne kadar yutkunsamda inmedi aşağı. Kızım.. Denizim yine eksiklik korkusuyla baş başaydı ve ben bunu sırf kendi isteğim ile yaşatmıştım ona.
Aniden masadan kalkıp Denizi kucağıma alarak odaya çıktım. Bir an olsun düşünmeden Tahirin numarasını tuşladım ve aradım. İlk çalışta açmıştı.
"Nefes?"
Korku ve tedirgin olan ses tonunu duyar duymaz telaş yapıp direk Denize verdim telefonu.
Deniz anlamsızca elinde telefonla bana bakakalmıştı. Fısıldayarak "baban.." Dediğim de yüzünde kocaman bir gülümseme oldu ve hemen telefonu kulağına dayadı.
D:Baba!
...
D:Ben iyiyim sen nasılsın?
....
D:Galiba ben daha çok özledim baba. Neden hep uyuduğunda geliyosun da uyandığımda yoksun?
...
D:Hayıy! Ben uyuduğumda seni göyüyom ama sana koşunca uyaniyoyum soyna yok oluyosun.
Denizi izlerken gözlerim çoktan dolmuştu. Rüyalarında Tahiri görüyordu ve bundan bana hiç bahsetmemişti.