Dün gecenin etkisindeydim. Her yerim ağrıyordu. Tahirin sağ kolu kafamın altında, çenesini kafama dayamış huzurla uyuyorduk. Bana huzur nedir diye sorsalar Tahirin göğsünde yattığım an gelir hep aklıma. Benim için huzurun temsili orası çünkü.
Başım onun göğsündeyken aklımda hiç bir şey kalmıyor çünkü.
Bi de o an burnuma gelen kokusu.. Buram buram.. Kokusu huzur bulmama yetiyor zaten. Ha bide teninin yumuşaklığı.Ama o an içimde kötü bir his vardı. Anlamadığım bir his. Tahirle olduğumdan beri hiç korku düşmemişti yüreğime. En çok da bu korkutuyordu beni. Gözlerim kapalı, Tahirin göğsünde yatıyorken içimdeki korkuyu hissedip gözlerini açtım. Etrafı bir kaç saniye izledim ve Tahiri rahatsız etmeden yavaşça yataktan kalktım. Hemen duş almaya girdim ve üstümü giydim. Dolapların sesinden olsa gerek Tahir rahatsız olup bir sağa bir sola döndü ve tekrar uykuya daldı.
Odadan çıktım ve aşağı indim. Kimse uyanmamıştı. En çok da Tahiri düşünerek herkese sürpriz bir kahvaltı hazırlamak istedim. Mutfağa geçtim ve patates kızartması yapmak için malzemeleri hazırladım. O an aklıma annem geldi. Annemi en son hatırladığım an. O da aynı benim gibi bana patates kızartması yapmak için mutfağa geçmişti. Ben de şuan onun yerindeydim sanki. Sanki onun yerini almış gibiydim. Gözlerim dolmuş boğazım düğümlemişti. Patatesleri tavaya koyduğumda, o gün evi saran koku geldi aklıma. O koku sarmıştı konağı.
Tam gözyaşlarımı kollarımla silerken Asiye abla geldi yanıma.A:Guzuum! Sen tek başına mi hazirliysın kahvaltıyı. Beni de uyandursaydun keşke sana yardım ederdum.
Ağlamaklıydım. Sesimi çıkartmadım. O da şüphelenerek elini omzuma attı ve beni kendine çevirdi. Gözlerimdeki yaşları farketti.
A:Noldu sana?
Geriye kalan gözyaşlarımı sildim.
A:Bir şeye mi üzüldün? Yoksa Tahir mi bisey etti?!
N:Yok!
A:E ne oldu o zaman niye ağliysın?
N:Annem.. Annem geldi de aklıma. Onu son hatırladığım an mutlaktaydı. Benim gibiydi. Yaşı da benimle aynıydı. Evimizin kokusu konağın kokusuyla aynıydı. Sanki annemin yerini almış gibi hissettim bi an.
Asiye abla başımı okşadı. Gözleri dolmuştu.
A:Üzülme. Emin ol sen de annen gibi güzel bir anne olacasun. Eminim ben. Hem bence senin bu güzelluğun da ondan geldi. Dimi?
Buruk bi gülümseme aldı yüzümü.
N:Onun gibi bir anne olabilir miyim bilmiyorum.
Berrak kendini belli etmeden gelmişti ve arkamızdaydı. Onu fark etmemistim. Birden sesini duydum.
B:Sen annensin. Annenin kopyasısın. Fotoğraflarına bakıyorduk ya hani. Sana ne kadar benziyor diyordum. Şimdi sen evlenince.. daha çok benzedin sanki. Zühre abla seni böyle görseydi, senin böyle temiz, dürüst bir "kadın" olduğunu görseydi Emin ol gurur duyardı seninle.
N:Duyardı dimi..
A:Duymaz mı ya.. Duyardı tabi.
Gözyaşlarımı tamamen sildim ve ne zamandır yapmadığım o güçlü duruşu sergiledim. Omuzlarımı dimdik tuttum, başımı kaldırdım ve güldüm.
N:Bence bu kadar duygusallık yeter. Kocam uyanacak şimdi. Kahvaltı hazırlamam lazım ona.
A:Bak bak bak! Kocasını da düşüniyi..
B:Ee Asiye abla nefes benim gibi hayırsız bir elti mi? Bakıyor kocasına.
Berrak yine Asiye ablayı gıcık etmek için elinden geleni yapıyordu. Asiye abla Berrağa döner dönmez arkadan berrağa daha ileri gitmemesi için gülerek işaret ettim. Ama berrak inatçıydı. İlla sinir edecekti. Omzunu silkti. Asiye abla yüzünü ekşiterek laf sokmaya başladı.