Müdür yardımcısının kurduğu cümleyle içimi bir korku kapladı.
Çekmecesinden bir kağıt çıkartıp "Bu kağıtta yazan isimler, yani tüm öğretmenler buna imza atsın. Bunu sen al Bora. Ve bir de tüm sınıflara duyuru yap. Çıkışta sınıfları temiz bıraksınlar, kontrol edecek tüm müdür yardımcıları. Bugün Cuma, törene inmeden önce temiz kalsın." dedi. Sonra Can'a dönerek "Can Sezer, sende fotokopi odasına in. 10. sınıfların tüm ingilizce fotokopileri orda, onları dağıt. Ama onları teker teker ayırıp zımbalayacaksın." dedi. Can ve Bora "Tamam hocam." dedikten sonra odadan dışarıya çıktılar.
Daha sonra müdür yardımcısı bana dönerek "Buse sen bana kağıtta yazanları oku ben onları bilgisayara geçireceğim." dedi ve önüme tüm okulun ders programlarını koydu. Eylül'e çaktırmadan bakıp yüzümü buruşturduğumda müdür yardımcısı beni görmüş olacak ki "İstersen birinci veya ikinci seçeneği de seçebilirsin." dedi ama ben hemen masanın önündeki koltuğa oturup elime ders programlarını aldım.
Müdür yardımcısı "Eylül sende dolaptaki tüm 11. sınıfların yoklama fişleri, izin kağıtları, geç kağıtları doğru yerde mi onları kontrol et." dedi ve çekmecesinden bugüne ait izin kağıtlarıyla geç kağıtlarını çıkartıp "Bunları da koy oraya." dedi. Hadi hayırlısı. Tüm gün nöbetçi olsam daha iyi. Bu ne biçim iş ya? Birkaç dakika sonra teneffüs zili çaldığında kapının önünden sesler gelmeye başladı. Bu sesler bizim kızlara aitti.
Gülümseyerek kapıya bakarken birden kapı çalındı ve içeriye Esen, Merve ve Nihal girdi. Esen bir adım öne çıkıp "Hocam benim edebiyat kitabım kayboldu da fazladan kitap var mı?" diye sordu. Müdür yardımcısı dolabının önüne gidip kitap ararken Nihal "Ne oldu?" diye sordu. Fısıldayarak müdür yardımcısıyla olan konuşmamızı özetleyip anlattığımda Nihal "Ben Selim'e sorarım onun hesabını." dedi. Müdür yardımcısı dolabın kapağını kapatıp "Maalesef kitap yok. Öğretmenler odasına da bir sorun isterseniz." dedikten sonra bizim kızlar teşekkür ederek odadan çıktı.
Ders zili çaldığında odanın kapısı çalındı ve içeriye bizim giydiğimiz okul kıyafetlerinin aksine serbest kıyafet giyen Umut odaya girdi. Şaşkın şaşkın bize bakarken elindeki raporu müdür yardımcısına verdi. Bana 'Ne oldu' dercesine göz kırptığında "Geveze arkadaşına sor." diyerek fısıldadım. Müdür yardımcısı bilgisayara raporu geçirirken "Bir şey mi oldu da rapor aldın?" diye sorduğumda beni "Önemli bir şey değil ya." diyerek yanıtladı.
Müdür yardımcısı bilgisayardan kafasını kaldırarak "Oğlum sen gidebilirsin, cezalılarla konuşmak yasak." dedi ve gülümsemeye başladı. Umut "Tamam hocam. Size iyi günler." dedi ve bana dönüp eliyle telefon işareti yaptı. İfadesizce Umut'a bakarken o çoktan odadan çıkıp gitmişti. Burak'ın dedikleri aklıma geldiğinde kendimi kötü hissettim. Okuma işime tekrardan başlamadan önce "Hocam niye bize hafif bir ceza verdiniz? Ben disipline gideriz diye düşünmüştüm." dediğimde sorduğum sorudaki absürtlüğü fark ettim.
Müdür yardımcısı bana güldükten sonra "Evet, normalde disipline göndermem lazımdı ama benim burda son haftam. Biraz öğrencilerime iyi davranayım dedim." dediğinde "Hocam en iyi müdür yardımcısıydınız. Niye gidiyorsunuz?" diye sordum. Müdür yardımcısı gözlerini devirip "İşine devam ediyor musun yoksa ben iyilik yapmaktan vaz mı geçeyim?" dediği anda kağıtları okumaya devam ettim.
××××××××××××××××××××
Son dersin bitiş zili çalmadan birkaç dakika önce müdür yardımcısının odasına Can ve Bora gelmişti. Bora'ya hâlâ kızgındım. Geri zekalı çocuk. Müdür yardımcısı bizi sınıflara göndermek için çıkış zilini bekliyordu. Tam zil çaldığı anda müdür yardımcısı "Çıkabilirsiniz." dedi ve Bora önden kapıyı açtığı anda okul tişörtünün yakasına biri yapıştı. Bora'nın sırtı duvarla buluşunca kim yaptı diye bakmaya çalışırken Bulut olduğunu gördüm. Ooo büyük bir kavga çıkacak galiba. Müdür yardımcısının odasının önünde olduğumuzu fark edince biri ayırsın diye etrafa bakınmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İsimsiz
HumorBirbirlerinin kardeşi gibi olan, mutsuzken bile birbirlerini güldürebilen, kavga etseler de iki dakika sonra unutan beş kız. İşte bu hikaye onlara ait. ×××××××××××××××××××× Beşimiz aynı anda sarıldığımızda "Ne olursa olsun ayrılmak yok." d...