31. Bölüm - Sınav

1.7K 153 45
                                    

Hepimiz matematik sınavından çıkmış sınıfta boş boş oturuyorduk. 

Merve mırıldanarak "Niye ben matematik sınavına girmek yerine o bana girmiş gibi hissediyorum?" diye sordu. Esen omuz silkince derin bir nefes verdim. Sadece bir yanlışım vardı onda da bir soru hatalıydı. Umarım iptal olur yoksa ben önüme gelene kafa atarım.

Herkes yarınki ingilizce ve almanca sınavına çalışırken ben ingilizce ve fransızca sınavına çalışıyordum. Hayır bok vardı sanki fransızcayı seçtim 9. sınıfın başında. Sinirlendim bak yine... Bir de sınavları öyle zor soruyorlar ki anlatamam. Bizim okul Bursa'da zor sınavlarıyla ünlü. Hocalar bununla gurur duyarken biz sınav haftasından sonra ölüyoruz.

Önümdeki fransızca kitabına boş boş bakarken ingilizce müzik dinliyordum. İşte fransızca dersiyle ilgim böyle. Hatta Esen yanımda almanca çalışırken almancadan daha çok kelime öğrendim. Neyse... Çalışayım bari.

Birkaç dakika sonra sınıfın kapısı çalınınca nöbetçi öğrenci kafasını uzatıp "Dersinizi böldüğüm için özür dilerim, Bulut Tekin'i müdür yardımcısı çağırıyor." dedi. Bulut uyukladığı yerden kafasını kaldırıp "Müsait değilim canısı, sonra çağırsın." deyince biyoloji öğretmeni sinirlenip "Bulut! Ne biçim konuşuyorsun sen oğlum?!" diye ona kızdı.

Normalde adam çok komik, çok kafa dengi bir öğretmen ama kızdı mı tam kızar. Keşke bizim öğretmenimiz olsa. Nöbetçi hoca olduğu için geldi sınıfımıza, ama geçen seneden beri bizim sınıfın hepsini tanıyor. Gerçi bizim biyolojici de çok iyi.

Emre almanca çalışmayı bırakıp "Hocam uyku sersemi şu an, ne dediğini sonradan anlar." dediğinde Bulut mırıldanarak "Bok anlarım. Yanına gideyim de beni bahçedeki horoza yem etsin değil mi? Kemiklerim de toprağa gübre olur, dut ağaçları daha çok meyve verir. Siz de dut yerken beni hatırlarsınız..." dedi.

Eylül ona "Iyy, ne yapalım senin çirkin kemiklerini be? Gübre bile olmaz ondan." derken kapıda birden müdür yardımcısı belirdi. Tam sinirle ağzını açacağı sırada Bulut "Hocam bahçede sigara içiyorlar! Hemen koşun yakalayın onları!" deyince müdür yardımcısı koşarak merdivenlere gitti. Herkes müdür yardımcısının arkasından kahkahalarla gülerken Bulut "Müdür yardımcısından kaçayım derken çıkışta 12'ler gelecek herhalde." dedi.

Pencereyi açıp 12'lere doğru "Kaçıın, müdür yardımcısı geliyoor!" diye bağırdı. Herkes biraz daha gülünce Emre onun ensesine sertçe vurup "Şımardın iyice, otur şuraya." dediğinde Bulut "Sevgilin aynı şeyi yapsa 'Mükemmelsin.' dersin..." diye ona trip attı. Esen hafifçe başını Bulut'a çevirdikten sonra "Çünkü mükemmelim." dedi.

          ××××××××××××××××××××

Ertesi gün fransızca sınavından çıkınca kızlara "Kanka ingilizce sınavı daha güzel girdi." dedim. Nihal "Bizim sınav kolaydı." deyince Eylül'le yumruklarını tokuşturdular. Fransızcada olan bir tek Merve ve ben vardık. Esen "Yarın günlerden ne ve hangi sınav var? İyice karıştı günler de." diye sorunca Nihal "Çarşamba ve edebiyat var." dedi. Birden oturduğum sırada ölü taklidi yapınca Esen gülmeye başladı. Edebiyatı çok ama çok severim ya zaten ben. Kesin severim.

          ××××××××××××××××××××

Erkeklerle olan gruptan mesaj gelince kafamı edebiyat kitabından kaldırdım.

MERVE: Sınav konuları neydi?

EYLÜL: Ohoo, Merve sen nerdesin üç yıldır?

MERVE: Dizi izliyordum, bir bölüm bir bölüm diye diye sezonu bitirdim...

İsimsizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin