Ayakta dikilmiş dolabıma boş boş bakıyordum.
Gitmek istemiyorum ben işte. Anneme seslenerek "Anne, gitmek istemiyorum!" dediğimde annem "Kızım onlar kaç yıllık komşumuz, ayıp olur gitmezsen. Hem Sena da gelecek. Kız sırf düğün için İstanbul'dan Bursa'ya geldi senin yaptığına bak." dedi. Anlaşıldı, azar yemek istemiyorum. Ama beni niye karıştırıyorsunuz bu işlere ya?! Anneme tekrardan "Anne!" diye seslendiğimde annem kapının önüne gelip "Yine neyden şikayet edeceksin?" dedi.
Gözlerimi kırpıştırarak şirince sırıtıp "Pantolon giysem?" diye sordum. Annem bana kötü kötü bakarken "Ya nereye gitsen pantolon giyiyorsun, bir kere de ortama uygun giyin kızım. Herkes elbise, etek giyiyor." dedi. Oflayarak dolabıma baktığımda hâlâ kıyafet bulamadığımı fark ettim. Annem kendi odalarından bir poşet getirdiğinde bana uzattı ve "Dolabında hiç olmadığını düşündüm ve bugün alışveriş merkezinden aldım." dedi. Anne sen ne yaşıyorsun ya? Ben okulda acıdan kıvranırken sen geziyor muydun?
Anneme gözlerimi kısarak bakarken "Elbisem var ama 'ortama uygun' değil." dediğimde annem gülerek "Liseye geçmeden önce baloda giymen için aldığımız elbiseyi mi diyorsun? Zaten kısa bir şeydi şimdi de boyunun pek uzadığını düşünmüyorum ama yine de olmaz o sana." dedi. Anne yaramı deşme! Tamam boyum hep kısaydı ama yüzüme vurma. Annem kapının önünde gittikten sonra poşetten siyah eteği ve siyah kısa kollu bluzu çıkarınca şaşırdım. Annem bu zevki nasıl kazanmış?
Şaşkınca kıyafetlerimi giyindikten sonra eteğin dizimden biraz yukarıda olduğunu fark edince aşağıya çekiştirmeye başladım. Saçımı geriye doğru yatırarak annemin yanına gittiğimde annem beni memnuniyetle süzerek "Çok güzel olmuşsun." dedi. Saçlarımı savurup etrafımda bir tur döndükten sonra "Biliyorum." dedim. Annem saate baktığında "Düğüne iki saat kaldı. Baban gelince yemek yer çıkarız." dedi. Etrafta gözlerimi gezdirerek "Aleyna nerde?" diye sordum. Beni "Televizyon seyrediyor." diye cevaplarken aynı anda hazırlanmak için yatak odasına gitmişti.
××××××××××××××××××××
Düğün salonuna girdiğimizde annemlerin arkasından yürüyordum. Esma Teyzelerin yanına geldiğimizde ailelerimiz birbirleriyle selamlaşırken ben Burak'ın yanına oturdum. Başını telefondan kaldırıp bana çevirdiğinde beni oturduğum yerden süzdü ve "En son eteği baloda giymiştin. Hayırdır bir şey mi oldu?" dedi. Ona cevap olarak "Annem bu konuda benden güçlü." dediğimde bana gülümsedi. Kafasını geri telefonuna çevirdiğinde yanımda oluşan hareketlilikle oraya baktım.
Sena gülerek bana bakarken "Ya seni çok özlemişim." deyip bana sarıldı. Sarılışına karşılık verdikten sonra ayrıldığımızda "Ee, ne var ne yok hayatında?" diye sordu. Gözlerimi devirerek "Sanki bilmiyorsun, neredeyse her hafta konuşuyoruz seninle." dedikten sonra "En son hoşlandığın çocuk vardı, ne oldu ona?" diye sordum. Gülümsemesi yüzünde büyürken "Sevgiliyiz." dedi. Oha! Ne çabuk. Şaşkın şaşkın ona bakarken "Sende her zamanki gibisin herhalde?" diye sorduğunda başımı olumlu anlamda salladım.
Düğün başladığında hiç oralı bile değildik, nikah memuru gelmiş masada sıkıcı şeyler diyordu. Derin bir nefes verdikten sonra "Bugün çok yoruldum ya. Şimdi kafam hiç bunları kaldırmıyor." dediğimde Sena "Niye, ne oldu ki?" diye sordu. Sena'nın hiçbir şeyi bilmediğini anlayınca ona okulda olan tüm şeyleri Burak'ın duymamasına dikkat ederek anlattım. Olayları anlatırken kimin kim olduğunu bilmediği için ayrıntıyla anlatmak zorunda kaldığımda "Oha ya. Ben şu an senin yerinde olsam yerde ölü taklidi yaparım." dedi.
Yüzümdeki halsiz gülümsemeyle "Şimdi yapmaya gidiyorum." dedim ve kendimi dans edenlerin ortasına attım. Hayır çalan 'Ankara'nın Bağları' felan olabilirdi benim şansıma niye duygusal müzik çıktı. En mantıklı soru, ben niye buraya geldim? Tek başıma dans pistinin ortasındayken aklıma gelen fikirle gülümsedim. Şu an sanki karşıdaki tuvaletlere gidecekmiş gibi yapacaktım. Böylelikle kimse anlamaz. Tam hareketlendiğim sırada biri kolumdan tutup beni kendine çevirdi. Kafamı yukarıya kaldırınca dikkat çeken yeşil gözler gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İsimsiz
HumorBirbirlerinin kardeşi gibi olan, mutsuzken bile birbirlerini güldürebilen, kavga etseler de iki dakika sonra unutan beş kız. İşte bu hikaye onlara ait. ×××××××××××××××××××× Beşimiz aynı anda sarıldığımızda "Ne olursa olsun ayrılmak yok." d...